Basın açıklamasını Zafer Partisi Antalya İl Gençlik Kolları Sekreteri İrem Çakır okudu. Çakır, merhum Sinan Ateş’in ikinci ölüm yıl dönümünde bir araya geldiklerini dile getirerek, adalet talebini bir kez daha güçlü bir şekilde dile getirdi. Çakır, konuşmasında Sinan Ateş’in anısını yaşatmak için verdikleri mücadeleyi ve bu davanın Türk milleti için ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Açıklamanın ardından Ateş için hayır lokması dağıtıldı. İrem Çakır, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in, yalnızca bir akademisyen olmadığını; Türk milliyetçiliği davasına kendini adamış bir lider olduğunu belirtti. Çakır, “Sinan Ateş, sadece bir akademisyen değil, her şeyden evvel gerçek bir Türk milliyetçisiydi. Ancak gerekçeli kararda bu gerçeğin görmezden gelindiğini görüyoruz. Neden Sinan Ateş’in eski Ülkü Ocakları Başkanı olduğu belirtilmiyor? Bu cinayet açıkça siyasi bir cinayettir. Tetiği çeken bir torbacı olsa da, silahı tutan asıl el Sinan Ateş’i hedef alan siyasi bir güçtür. Bu durum, hepimizin bildiği kritik bilgilerin gerekçeli kararda yer almamasıyla daha da netleşiyor. Adalet, bu dosyada sessizliğe gömülmüştür” dedi.
‘Dosyada cevapsız sorular çok fazla’
Sinan Ateş cinayetiyle ilgili sürecin şeffaf yürütülmediğini öne süren Çakır, dosyada birçok sorunun cevapsız kaldığını ifade ederek, “414 sayfalık gerekçeli kararda, Sinan Ateş’in neden öldürüldüğüne dair tek bir cümle bile yer almıyor. Tetiği çeken kişinin saklanmasına yardım edenlerin bağlantıları açıkça ortaya koyulmadı. Cinayetten sonra kullanılan çakarlı araçların izini sürenler, bu araçların daha sonra Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım tarafından kullanıldığını tespit etti. Bu bağlantılar neden dosyaya eklenmedi? Adaletin bu denli göz ardı edilmesi, milletimizin adalet inancını sarsıyor” diye konuştu. Sinan Ateş’in öldürülme nedeninin siyasi çıkarlar olduğunu öne sürerek suikastın arkasındaki güçlerin adalet önünde hesap vermesi gerektiğini söyleyen Çakır, “Sinan Ateş, siyasi hırs ve çıkarlar uğruna hedef alınmıştır. Kendisi, ‘Beni öldürmek için kapı kapı kiralık katil arıyorlarmış’ demişti. Ve ne yazık ki bunu gerçekleştirdiler. Ama bu cinayetin arkasındaki gerçek failler hala siyasi meydanlarda boy gösteriyor. Ahmet Yiğit Yıldırım, Semih Yalçın ve İzzet Ulvi Yönter’in adları bu dosyadan uzak tutulmaya çalışılıyor. Ancak biz bu isimleri ve onların bu olaydaki rollerini unutmadık, unutmayacağız” diye konuştu.
‘Bu davayı takip etmek boynumuzun borcu’
Sinan Ateş’in geride bıraktığı Türk gençliğinin adalet mücadelesine devam edeceğini söyleyen Çakır, “Bu dava sadece Sinan Ateş’in davası değildir; adalet kavramı için mücadele eden her Türk vatandaşının davasıdır. Şehidimiz Sinan Ateş’in dediği gibi, ‘Şehitlerimizin kanının davacısı, heyecanının mirasçısı olacağız.’ Bizler, onun bize gösterdiği yolda adalet için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu dava, Türk milletinin adalet mücadelesinin bir simgesidir. Sinan Ateş’in geride bıraktığı Türk gençliği olarak bugün burada onun anısına sahip çıkıyoruz” şeklinde konuştu. Sinan Ateş’in ailesine yönelik baskı ve iftiraları hatırlatan Çakır, bu haksızlıkların unutulmayacağını ve hesabının sorulacağını ifade ederek, “Evladını kaybeden bir anneye iftira atıldı. İki kız çocuğu babasız kaldı. Hayat arkadaşından koparılan eşi, iftiralarla yıldırılmaya çalışıldı. Sinan Ateş’in kardeşi Selma Ateş’e saldırıldı. Ancak hiçbirini unutmadık, unutmayacağız. Her biri adalet karşısında hesap verecek. Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın dediği gibi; ‘Adalet bir gün muhakkak gerçekleşecektir. Tetiği çekenleri tanıdık ama çektirenleri yıllardır tanıyoruz’” dedi.
‘Sinan Ateş’in ateşi hepinizi yakacak’
İrem Çakır, sözlerini Sinan Ateş’in anısını yaşatma ve adalet arayışını sürdürme kararlılığıyla noktalayarak, “Sinan Ateş, Türk gençliği için canla başla çalışmış, onları en ileriye taşımak için mücadele etmiş bir liderdi. Bugün burada onun bize gösterdiği yolda yürümeye devam ediyoruz. Şehidimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu için okuduğu şiirde dediği gibi, ‘Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor.’ İşte Sinan Ateş, o hilalin bir diğer yıldızıdır. Onun ateşi hepimizi yakacak ve bu dava sonuçlanana kadar mücadelemiz sürecek” dedi.






