ŞPO Antalya Şubesi plancı eksikliğine dikkat çekti

TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Antalya Şubesi’nden yapılan yazılı açıklamada konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi: “Ülkemizde şehir planlama hizmetleri; kamu yararı, bilimsel esaslar ve hukuki yükümlülükler doğrultusunda yürütülmesi gereken uzmanlık temelli teknik bir alandır. 5216, 5393, 6306, 5366 ve 2863 sayılı Kanunlar ile 3194 sayılı İmar Kanunu, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, İmar Planı Değişikliğine Dair Değer Artış Payı Hakkında Yönetmelik mevzuatları, mekânsal kararların hazırlanması, denetlenmesi, analiz edilmesi ve kurum görüşlerinin oluşturulması süreçlerinde şehir ve bölge plancılarının asli bir role sahip olduğunu açık şekilde ortaya koymaktadır. Belediyeler, il özel idareleri ve kamu kurumlarında şehir ve bölge plancısı istihdamının yetersizliği, yalnızca teknik hatalara değil, üst ölçekli planlara uyumsuzluk, kentsel tasarım ve uygulama süreçlerinde niteliksiz değerlendirmeler, koruma-kullanma dengesi ihlalleri, donatı standartları yetersizliği, ulaşım-altyapı sorunları ve hukuki açıdan zayıf kararların oluşmasına yol açmaktadır. Bu durum, kurumların planlama yetkisini gereği gibi yerine getirmesini güçleştirmekte ve kamu zararına neden olmaktadır.”

‘İSTİHDAM ZORUNLU’

“Ayrıca aynı masada aynı işi yapan meslektaşlarımız arasında, farklı istihdam biçimleri nedeniyle ciddi bir sosyal ve ekonomik adaletsizlik bulunmaktadır. Taşeron veya düşük ücretli sözleşmeli pozisyonlarda çalıştırılan şehir ve bölge plancıları, görev tanımları ve teknik sorumlulukları bakımından eşdeğer iş yapmalarına rağmen, özlük haklarından mahrum bırakılmakta, bu da hem mesleki hem kurumsal açıdan sürdürülebilir olmayan bir çalışma ortamı yaratmaktadır. Kalkınma planları, bölge planları, çevre düzeni planları, nazım ve uygulama imar planlarını kapsayan plan hiyerarşisinin tüm basamakları ile kentsel tasarım, imar uygulamaları, kentsel dönüşüm, afet risk azaltımı, koruma amaçlı imar planları, çevresel uyum ve mekânsal etki analizleri ile değerlendirmesi, coğrafi bilgi sistemleri, gayrimenkul değerleme gibi alanların tamamı şehir ve bölge plancılarının uzmanlık alanını oluşturmaktadır. Bu nedenle özellikle;

Evde patlayan telefon yürekleri ağza getirdi: Aile ölümden döndü

İçeriği Görüntüle

• İmar ve Şehircilik Müdürlükleri,
• Planlama / Plan-Proje Müdürlükleri,
• Kentsel Tasarım Müdürlükleri,
• Kentsel Dönüşüm Müdürlükleri,
• Emlak-İstimlak Müdürlükleri,
• Afet İşleri Müdürlükleri,
• Coğrafi Bilgi Sistemleri Müdürlükleri,
• İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlükleri,
• Park ve Bahçeler Müdürlükleri,
• Ruhsat Denetim Müdürlükleri,
• Sosyal Konutlar Müdürlükleri,
• Etüt Proje Müdürlükleri,
• Ulaşım ve Koordinasyon Merkezleri,
• Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları gibi birimlerde şehir ve bölge plancısı istihdamı zorunludur.”

‘KAMU YARARINI ZEDELİYOR’

“Yapılan incelemelerde, Antalya, Isparta ve Burdur’daki belediyeler ile İl Özel İdareleri ve kamu kurumlarının büyük çoğunluğunda nüfusa oranla olması gereken asgari şehir ve bölge plancısının istihdam edilmediği, bazı belediyelerde ve kurumlarda ise hiç şehir ve bölge plancısı bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu durum, hem hukuki yükümlülüklerin yerine getirilmesini engellemekte hem de kamu yararını doğrudan zedelemektedir. Şehir ve bölge plancısı eksik/bulunmayan belediye, il özel idare ve kamu kurumlarında ivedilikle kadro ihdas edilmesi; kadro ihdasının mümkün olmadığı durumlarda ise Odamızın yayımladığı brüt ücret tarifesi doğrultusunda sözleşmeli, firma personeli veya taşeron pozisyonlarında eşit işe-eşit ücret esasına göre istihdamın sağlanması gerekmektedir. Bu kapsamda, Odamız tarafından hazırlanan ve belediyelerin mevcut şehir ve bölge plancısı sayıları ile nüfuslarına oranla olması gereken şehir ve bölge plancısı sayılarını gösteren tablo ekte sunulmaktadır.”

*Antalya Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki mevcut şehir ve bölge plancılarının sayısına, kendi bünyesindeki (43 şehir ve bölge plancısı), ilçe belediyelerindeki (55 şehir ve bölge plancısı), ASAT (2 şehir ve bölge plancısı) ve UKOME’deki (4 şehir ve bölge plancısı) şehir ve bölge plancıları dahil edilmiştir.

TALEPLER SIRALANDI

“Bu çerçevede odamızın talepleri şu şekildedir:

• 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, belediye kurulabilmesi için yerleşim birimlerinin nüfusunun 5 bin ve üzeri olması zorunludur. Aynı Kanun’un 24. maddesi ise, il ve ilçe belediyeleri ile nüfusu 10 bini aşan tüm belediyelerde imar komisyonu kurulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu hükümler, belediyelerin planlama yetki ve sorumluluklarının nüfusla birlikte arttığını; mekânsal karar süreçlerinde teknik kapasite ve şehir ve bölge plancısı istihdamının kurumsal bir gereklilik olduğunu açık biçimde ortaya koymaktadır. Belediye meclislerinin gündeminin en az yüzde 70'inin imar konuları olduğu da göz önüne alınarak, belediyelerde ve il özel idarelerde şehir ve bölge plancısı istihdamının nüfusla orantılı olarak artırılması; her 10 bin nüfusa karşılık en az bir şehir ve bölge plancısı çalıştırılması.

• Belediyelerde firma personeli olarak çalışan şehir ve bölge plancılarının SGK girişlerinin “2164.01: Şehir ve Bölge Plancısı” kodu ile yapılması, özlük haklarının sağlanması; aksi durumda Odamız tarafından SGK, Vergi Dairesi ve Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde gerekli işlemlerin başlatılacağının bilinmesi.

• Kurum görüşleri ve teknik raporların yalnızca mevzuat alıntılarından ibaret kalmaması için, plan ve proje geliştiren belediye ve il özel idare dışındaki kurumlarda asgari 5 şehir ve bölge plancısının istihdam edilmesi; yalnızca görüş veren kurumlardaki plan görüşlerinin ise asgari 2 şehir ve bölge plancısı tarafından hazırlanması ve bu görüşlerin analiz temelli, yönlendirici ve üst ölçekli plan kararlarına uygun şekilde düzenlenmesi.

• Her tür ölçekte şehir planlama, kentsel tasarım, uygulama ve değerlendirme süreçlerinde şehir ve bölge plancılarının etkin biçimde görevlendirilmesi; kurum içi teknik kapasitenin şehir ve bölge plancısı kadroları güçlendirilerek sürdürülebilir hale getirilmesi.

Bu bağlamda, kentlerimizin dirençli, daha sağlıklı, adil, doğa dostu, planlı ve sürdürülebilir gelişmesi için taleplerimizin ivedilikle değerlendirilmesini saygılarımızla arz ederiz.”