Geçtiğimiz kasım ayında Tarım Orman Bakanlığı tarafından yerine kayyum ataması yapılan Antalya Balıkçı Barınağı’nın kooperatif başkanı Cemal Talas, haklarındaki suçlamaları reddederek, ellerindeki delilleri mahkemeye sunduklarını ancak hala mahkeme sürecinin devam ettiğini söyledi. Talas, kayyum atamasının operasyonla alakası olmadığını ifade ederek, “Bu sadece bir bahane. Bu kayyumun gelmesinin sebebi yaklaşık bir buçuk seneden beri Tarım Orman Bakanlığı Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ile bir münazaa konusunun aşılamamasından meydana geldi. Antalya Balıkçı Barınağı iki kooperatifin kiraladığı bir barınak. İki kooperatif burayı kiralarken aralarında bir protokol imzalayıp, işin nasıl yapılacağını ortaya koymamışlar. Bakanlık da bunu istememiş. Esas sorun burada başlamış. Bir pilot kooperatif seçilerek buranın pilot kooperatifin üzerinden yürüyeceğini söylemişler. Bu kooperatif de biziz. Diğer kooperatif kiracı ve ortak statüsünde. Fakat kooperatifin sahil giderleri, tüzük hakları yasal olarak diğer kooperatife yasal olarak aktarılamıyor. Yasal olarak aktarılabilmesi için bir ortaklık yapması gerekiyor. Bu da ortak hesap açılması halinde vergi mükellefiyeti doğuruyor. Vergi mükellefiyeti doğuran hiçbir şeyi de bakanlık kabul etmiyor” diye konuştu.
‘Alnımız ak’
Talas, barınakta iki kooperatifin olduğunu ve bu iki kooperatifin ortak kasada buluşmasının zor olduğunun belirterek şöyle konuştu: “Her iki kooperatif bir kasa, bir ortak hesap açamadığı için, açmasının da mümkün olmadığı için biz burada tıkandık. Biz bir buçuk seneden beri Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’ne aramızdaki münazaayı gidermek için sürekli yazılar gönderdik. Burada bizim, Yeşil Antalya Kooperatifi’nin münazaası doğuyor. Ona biz yasal olarak para aktaramıyoruz. Çünkü iki kooperatif arasında yasal olarak bir para akışı mümkün değil. Bunun çözülmesi için bir buçuk senedir biz yazılar yazıyoruz. ‘Bize adi ortaklık olmaz, iktisadi ortaklık olmaz, diyorsunuz ama ne yapacağımızı söylemiyorsunuz’ dedik. Söylemediler. Bizi çözümsüz bıraktılar. Kooperatifler Kanunu’nun 90. Maddesinin 3. Fıkrası gereğince bize, ‘Bu durumu siz çözmediniz. 90. Madde gereği kayyum atanmasını istiyoruz’ dediler. O arada da biz bir operasyon geçirdik. Burada en ufak bir rüşvet, yolsuzluk gibi şeyimiz olmadı, olamaz da. Zaten tahkikatlarda, soruşturmalarda her şey meydana çıktı. Yani çok da gülünç bir şey çıktı. Benim rüşvet yememem hayatın olağan akışına aykırıymış. Böyle bir durum çıktı ama şu an soruşturma devam ediyor. Biz serbest bırakıldık. Alnımız ak.”
‘Bizi rezil ettiler’
“Hiçbir şey olmayacağını da zaten biliyoruz ama şu anda benim bir iki tane çalışanım bazı usulsüz şeylere girdi. Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundum ve şu an mahkemeleri devam ediyor. Onların yaptığı bu kötü durum sanki bizim kooperatifin yöneticilerine mal edilir gibi bir durum ortaya çıktı. Bundan sebep bizi rezil ettiler. Bir lira dahi uktemde ya da çevremde, ailemde herhangi birine maddi menfaat sağlasaydım ben bugün burada değildim zaten. Zaten bu benim tüzel kişiliğime, kooperatifime yansıtılıp olay orada bitecekti. Biz olayın çok gerisinde 2022’de barınak olarak bakanlıkla davalığız. Çünkü 2022’de bakanlık barınağın sözleşmesini feshetmişti. Biz mahkemeye verdik. Mahkemede 27 Ekim 2023’de yürütmeyi durdurma kararı verildi ve mahkeme şu an sürüyor. Benim isteğim basına ve kamuoyuna yansıtılan yanlış algıyı düzeltmek.”
‘Tamamen organsızlık’
Avukat Volkan Yavuzlar da herhangi bir şekilde bakanlığın kooperatife bu şekilde kayyum atamasının mümkün olmadığını dile getirerek, şunları kaydetti: “Kooperatife kayyum atanmasının tek bir şartı var. Bu da kooperatifin organsız kalması. Ancak bu şartlarda kayyum atanabilir. Bu da mahkeme kararıyla olur. Fakat bu noktada önemli olan konu şu: Kooperatifi organsız bırakmak adına, kayyum atamasına sebebiyet vermek adına asıl yönetim kurulu üyeleri ve gerek yedek yönetim kurulu üyeleri birlikte görevden uzaklaştırılıyorlar. Mevzuatta yer alan kriterlerde açık eylem ve işlemlerinin bulunması ve bunların tek tek ıslah edilmesi durumunda görevden alınabileceği söyleniyor. Fakat burada herhangi bir işlem ve eylemde bulunamayacaklarını bildikleri için yedek üyeler de alınıyor. Diğer bir nokta da asilleri görevden aldınız fakat yedeklerle ilgili biz dava açtık. Bakanlık bu üyelerle ilgili bir rapor hazırladı. Biz de o raporu incelemek için istedik. Ancak bakanlık bize bir ay sonra geri dönüş yaparak, gizlilik gereği bu raporu veremeyeceklerini belirtti. Şimdi yürütmenin herhangi bir işleminde gizlilik olması mümkün değil. Sadece soruşturmanın selameti açısından gizlilik kararı verilebilir. Tam tersi yürütmenin bütün işlemleri tamamen açık olmak zorunda. Sonuçta raporu bize vermediler ama biz dava açtıktan sonra raporu mahkemeye sunmak zorunda kaldılar. Yedek üyelerin raporda adları bile geçmiyor. Dolayısıyla burada yapılan işlem tamamen organsızlık.”
‘Kayyuma son verilsin’
Barınaktaki tekne sahipleri Yasemin Durukan, Birsen Dinçer, Mehmet Gerçek ise, yaşadıkları mağduriyeti dile getirdi. Tekne sahipleri, sözleşmelerin yapılmadığını, barınacak yer bulamadıklarını, kara bakımı yapamadıklarını, kapasite yetersizliğinden yakınarak, “Kooperatife atanan kayyum sorunları çözmedi, yeni yönetimle irtibat yok, derdinizi anlatamıyorsunuz. CİMER’e isteklerimizi yazdık. Teknemizi başka iskeleye bağlamamıza da izin verilmiyor ve tekne sahipleriyle de hiçbir şekilde iletişim kurulmuyor. Üçüncü kişiler ile irtibat kuruyorlar. Direkt aramaktan kaçıyorlar. Kişisel husumet besliyorlar. Kara bakımı yapan 2 tekneye istinaden bakım yapıyor. Bütçesi olmayan insanlar burada duruyor. Başkan bizim için,‘Bu insanlar mağdur olmasın’ diye çalıştı. Yeni yönetim seçmemize de izin vermediler. Kayyum devrine son verilsin; yerine yeni bir yönetim olsun” ifadelerini kullandı.