Devrimci Turizm İşçileri Sendikası (Dev Turizm İş) Genel Başkan Mustafa Yahyaoğlu, ekonomik olarak vatandaşın durumunu değerlenirdi, tasarruf tedbirlerini eleştirdi. ‘Ülkemiz tasarruf tedbirleri ile yönetilme sürecine girdi’ diyen Yahyaoğlu, “Tabii ki her vatandaş bu krizden de nasibini alacak. Yani zengin daha zengin olurken orta direk yerinde sayacak. Birçok ürünü yoksullar alamadığı için biraz ucuzlamak zorunda kalan ürünleri zengin kesim bol bol alıp tüketim hızlarını yavaşlatmadan eğlenceli, şatafatlı hayatlarına devam edecekler. Ülkemizde en temel ihtiyaçlardan birisi barınma. Ev kiralarının yüksek olmasından dolayı vatandaş karnını zor doyuruyor. 13 milyon mülteci kabul eden ülkemiz konut sorununu çözmek için büyük bir başarı ile kiraları maaşların üzerine çıkarmayı sağlayabildi. Alınabilen asgari ücret ve emekli aylıkları ücretler kiralara yetmez oldu” dedi.
‘Temel gıdaya erişilemiyor’
Gıda enflasyonu ve beslenme sorununa değinen Yahyaoğlu, “Gıda enflasyonu, gıdada fiyat artış hızı, ilan edilen enflasyon oranlarını ikiye katlayarak yüzde 120’lerin üzerinde seyrediyor. Bunun doğal sonucu sabit gelirli işçiler, memurlar, emekliler, taban fiyatlara mahkum edilen tarım üreticileri, emekçileri, en temel gıda ürünlerine ulaşamaz durumda. ‘Parasız eğitim, parasız sağlık’ diyorduk. Bunu da bozdunuz. Özelleştirme adı altında piyasaya sundunuz. Şimdi milyonlarca yurttaşımız eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşamaz halde. Tüm semt pazarlarında ve internet ortamında ikinci el giysiler satışa sunuluyor. Yani milyonlar artık mağazalardan veya pazar tezgâhlarından yeni bir giysi alamaz oldu. Daha ucuz olsun diye ikinci el giysi ve ayakkabıyla idare eder duruma geldi” diye konuştu.
‘Bu böyle gitmez’
İşsizlik oranlarının yükseldiğine dikkat çeken Yahyaoğlu, “Geniş tanımlı yüzde 27 işsizliğin içindeyseniz ki bu da 10 milyondan fazla yurttaşımız demek oluyor. Tasarrufa ihtiyaç yok. Peki, şimdi kim nereden tasarruf etsin ki ülkemizin yaşadığı bu ekonomik krizden çıkabilelim ya da kime ve neye, hangi yeni vergiler koyalım ki devletin bütçe açığını kapatalım. Kurbanlık fiyatları cep yaktı. Bayramda çocuklara harçlık bile verilemedi. Büyükbaş, küçükbaş hayvan açığı olan, et ve canlı hayvan ithal eden ülkemizde nüfusunun çoğunluğu borçlu ve yoksul ve hatta açlık sınırı altında bir gelirle yaşayanların olduğu bir dönemde, kurban kesmek kime düşer, kime düşmez? Çocuğuna bayramlık elbise alamayan, bayram harçlığı veremeyenlerin olduğu bir ülkede bayram niye ve kime? Bu kısır döngüden çıkış işçilerin, kamu emekçileri memurların, emeklilerin ve tarım emekçilerinin sendikalarında, derneklerinde, kooperatiflerinde ve hangi siyasete sempati duyuyorlarsa o siyasi partilerde örgütlenip, örgütlerini çözüm yönünde harekete geçirmek kaçınılmaz oluyor. Bu vahşi sömürü düzeni, özgürlüklerimizin kısılmasıyla, örgütlülüğümüz sayesinde mümkün oluyor. Bu böyle gitmez. Bir an önce ekonominin düzelmesi vatandaşın ise rahata kavuşması lazım” diyerek konuşmasını tamamladı.
