Yıllar önce... 1978’de Gecekondu önleme bölgesi olarak tedbir alınan ancak yoğun göçler ile gecekondulaşmasına engel olunamayan şimdiki Teomanpaşa Mahallesi’nin alanı hazine arazisiydi. O yıllarda mahallenin gelişimini takip ettiğim için mahallenin isim babası da oldum. Doğru düzgün yolu olmayan, elektrik medeniyetinden uzak, itfaiyenin taşıdığı sular ya da yağmur suyu ile yaşamını kuran toplam 50-100 hanelik bir yerleşim alanından bahsediyorum. Şimdi Kepez Belediyesi’nin oturduğu bina, şehir çöplüğünün döküldüğü merkezdi. Çevre yolu diye bir yol haritada vardı ancak, tek şerit toprak yoldu ve çöp araçlarıyla bazı vasıtalar bu yolu zor kullanıyordu. Adını yaptığı okula veren İsmail Hakkı Kaya’nın bu mahalledeki emeği inkar edilemez. Okulun karşısındaki caminin üç duvarı yükselmiş üstü açık vaziyette ibadet ediliyordu.
 
Kurtarılmış bölgeydi
Adı olmayan bu mahallenin insanları birbirleriyle komşuluk ilişkileri içinde dayanışma gösteriyorlardı. O yıllarda da mübarek Ramazan ayı gene yaz günlerine denk gelmişti. Ben Tercüman Gazetesi’nde muhabirlik yapıyor, genelde ofiste kalıyordum. Çünkü ulaşımın olmadığı oradaki gecekondumuza gitmenin imkanı yoktu. Antalyalının gözünde o mahalle kurtarılmış bölgeydi. Ve gün gelip çatmış 12 Eylül 1980 sabahı uyanıp işe gitmeye çalışanlar, Evren Paşa’nın radyodaki konuşmalarıyla ihtilal yapıldığını anlamıştı.
 
Korkudan titremiştim
1960 ihtilalinden sonra Antalya’ya Vali olarak atanan Emekli Hava Tuğgeneral Nuri Teoman Paşa, bu sefer Kenan Evren konseyi tarafından Antalya Belediye Başkanı olarak atanmıştı (1981). Gazetecilik mesleğim gereği rahmetli Teoman Paşa ile uyum sağlamış ve kendimi de sevdirmiştim. Bulvar Gazetesi temsilciliği yaptığım için hem şehrin, hem adı olmayan mahallemizin sorunlarını sıkça dile getiriyor ve Paşa’nın dikkatini çekiyordum. Gazete haberleriyle ilgilenen ve sorunlara çözüm bulan Teoman Paşa yine benim bir haberim üzerine şimdiki Kepez Belediyesi yerine dökülen şehir çöplüğünü kaldırtmıştı. Bundan cesaret alarak mahallemize bir kimlik bulmayı ve geri kalmışlıktan kurtarmanın yollarını arıyordum. Aklıma gelen fikri eski muhtar Durmuş Sezgin ile paylaştım. Bir gün Muhtar Durmuş, “Erdal bey dediğini yaptık, hadi Paşamızı mahalleye getir” demişti. Paşa’ya konuyu anlattığımda müthiş biçimde tepki göstermiş, korkudan titremiştim. Ertesi günün akşam saatlerinde Bulvar Gazetesi Bürosuna gelen Paşa’nın şoförü, “Paşam seni makamında bekliyor” deyince “Yandım anam” demekten başka çarem yoktu. Makama girdiğimde, “Hadi yürü gidelim bakalım. Benim adıma kurduğun mahalleyi merak ettim” deyince derin bir nefes almıştım. Çevre yoluna geldiğimizde adına yazılmış “TEOMAN PAŞA MAHALLESİ” tabelasını görmüştü. Birlikte makam arabasından indik tabelaya yaklaşıp arka plandaki gecekondulara bakarak, “Burada gerçekten insanlar yaşıyor mu” diye sordu. “Evet, paşam benim evim de şu beyaz badanalı ev. Ama ne elektrik, ne su, ne ulaşım var. Mahalle sizden hizmet bekliyor” dedim. Adına yazdırdığımız diğer üç adet tabelayı da görünce elini sırtıma vurarak beni tebrik etmiş ve birlikte makam arabasıyla şehre dönmüştük.
 
Şenlik gibi karşılama
Birkaç gün sonra Bulvar Gazetesi’nde, “Paşa kendi adına kurulan mahallesini ziyaret ederek hizmet sözü verdi” yazılıydı. Yine makama çağrılmış, paşamın emirlerini not alıyordum, “Hafta sonu mahalle halkını okul bahçesine toplat herkesle konuşacağım” demişti. Virane okulun bahçesinde şenlik havasında karşılanan Paşa, mahalle halkına, “Herkes imece usulü sokak direklerinin yeriyle su şebekesi için kanal kazarsa bir ay içinde hem su, hem elektriğiniz gelecek” deyince kimse yapılacaklara inanamamış ama kolları sıvayarak üzerlerine düşen görevi 20 günde tamamlamıştı. Elektrik İdaresi’nin başında rahmetli Hüsnü Aruz vardı. Mahalleye gelip altyapının kazıldığını görünce, “Paşam bu mahalleye çok önem veriyor bir aydan önce ışıkları yakmalıyız” demişti. Gün gelip çattığında mahallede büyük şenlik vardı. Davul zurna eşliğinde mahallemize gelen Teoman Paşa, verdiği sözleri tutmuş kendi adının yaşayacağı mahallesine sahip çıkmıştı.
 

İsimsiz kahramanlar
 
Belki o gün, veya aradan geçen onca yıllara rağmen “12 Eylül 1980”in bıraktığı izler unutulsa bile 12 Eylül’ün getirdiği Nuri Teoman ismi unutulmayacaktır. Onun o babacan hali gözlerimin önünde. Eşinin şefkatli bakışları ve yardımsever hali hala konuşulur. Belki bugün o mahallede beni kimse tanımasa bile çok mutluyum. Genç bir gazeteci olarak mahallem adına çok şey yaptığımın farkındayım. Aradan geçen 39 yıl yarı bir ömürden fazla. Şimdi Teomanpaşa Mahallesi önemli değerlerle iç içe. Mahallenin kurulması öyküsünde ‘isimsiz kahramanlar’ olarak kalmaktan daima onur ve gurur duyacağım.
 
M. Nuri Teoman (Paşa) kimdir?
 
Emekli Hava Tuğgeneral M. Nuri Teoman, 1960 darbesinde dönemin askeri konseyi tarafından Antalya’ya Vali olarak atandı. 1964’e kadar hem Antalya Valisi hem Belediye Başkanlığı görevlerini yürüten Nuri Teoman askeri darbelerin joker idarecisi oldu. 12 Eylül 1980 askeri darbesinde de Kenan Evren konseyi tarafından Antalya’ya Belediye Başkanı olarak atandı. 1981 ila 1983 yılları arasında Belediye Başkanlığı yapan Teoman Paşa’nın adı 1962’de Bahçeli mahallesindeki “Teomanpaşa Caddesi” ne de verildi. M. Nuri Teoman Paşa 1992 tarihinde vefat etti.
 

Antalya’da birçok gazetede görev yapan, bir döneme damga vuran haberlerde imzası bulunan duayen gazeteci Erdal Orhan, bugün Antalya’nın en kalabalık mahalleleri arasında olan Teomanpaşa’nın isim babası olarak biliniyor.

Haber Merkezi
Kaynak: Haber Merkezi