Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-İŞ) Antalya Şubesi, 13’üncü Olağan Genel Kurul toplantısını Hotel Su’da gerçekleştirdi. Toplantıya TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve TES-İŞ Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu’nun yanı sıra çok sayıda delege ve sendika yöneticisi iştirak etti. Genel Kurul’un açılış konuşmasını yapan TES-İŞ Antalya Şube Başkanı Abdullah Kayser, sendikanın kurucularına ve bugüne kadar emek veren tüm üyelerine şükranlarını sundu. Ebediyete intikal eden yöneticileri ve üyeleri, özellikle de önceki dönem başkanlarından Osman Karamık ve Eşref Demiral’ı rahmetle andı.
TİS mücadelesine övgü
Başkan Kayser, konuşmasında TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve TES-İŞ Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu’na, 21. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecindeki başarılı mücadelesi için teşekkür etti. Kayser, 20. Dönem TİS görüşmelerinde kamu kurumları arasındaki ücret farklarının giderilmesindeki kararlı duruşu unutmadıklarını belirtti. Kayser, 21. Dönem TİS sürecinde de sözleşme başlamadan önce Enerji ve Tarım bakanları ile yapılan temaslar dâhil güçlü bir altyapının oluşturulduğunu vurguladı. Sosyal medyada zaman zaman eleştiriler yöneltilse de, sözleşmenin sağlam temellerinin Genel Başkan ve ekibinin yoğun görüşmeleri ve gayretleriyle atıldığını ifade etti.
Adaletsiz vergi sistemi
Şube Başkanı Kayser, konuşmasının önemli bir bölümünü işçilerin yaşadığı temel sorunlara ayırdı. En önemli sorunun adaletsiz vergi sistemi olduğunu belirten Kayser, işçilerin her yılın ortasında ikinci, hatta üçüncü vergi dilimine girerek maaşlarının eridiğine dikkat çekerek, “Çalışanlar, yılın başında yaklaşık yüzde 5'ini, Mart ayında yüzde 7'sini, Temmuz ayında ise daha fazlasını kaybediyor. Yıllık olarak neredeyse 2,5 aylık maaşını vergi yoluyla geri vermek zorunda kalmaktadır" dedi. TES-İŞ Antalya Şubesi olarak 2007’den bu yana TİS taslağına bu sorunu eklediklerini belirten Kayser, TÜRK-İŞ’in başlattığı ‘Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın’ çağrısını desteklediklerini ifade etti. Kayser, adaletsiz vergi sisteminin sık sık gündeme getirilmesini, eylemler yapılmasını ve mümkünse diğer konfederasyonlarla ortak bir duruş sergilenmesini talep ederek, mevcut vergi düzenini ‘emeği cezalandıran, zengini ödüllendiren bir vicdansızlık’ olarak nitelendirdi.
Kadro sorununa dikkat çekti
Kayser’in dikkat çektiği bir diğer önemli başlık ise KİT’lerde çalışan taşeron üyelerin kadroya geçirilmesi sorunu oldu. Devlet Su İşleri’nde çalışanların kadroya geçirilmesine rağmen TEİAŞ ve EÜAŞ’ta çalışan üyelerin kapsam dışında kaldığını hatırlattı. Verilen sözlere rağmen somut bir kadro haberinin gelmediğini belirterek, hükümet yetkililerine verilen sözlerin tutulması çağrısında bulundu. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kadroya geçen işçilerin yaşadığı adaletsizlikler de gündeme getirildi. Kayser, 696 sayılı KHK ile kadroya geçen on binlerce işçinin atama, pozisyon ve unvan değişikliği hakkı olmadığını, aynı işi yapan kadrolu arkadaşlarıyla aralarında büyük ücret farkları bulunduğunu söyledi. Antalya Şubesi olarak bu durumu yargıya taşıdıklarını, ancak lehlerine gelen bilirkişi raporuna rağmen siyasi bir kararla mahkemeyi kaybettiklerini belirterek, bu eksikliğin Meclis’te çözülmesi için siyasilerin sık sık rahatsız edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Yüksek Hakem Kurulu eleştirisi
Kayser, özel sektörde örgütlenmenin zorluklarına değinerek, BEDAŞ Enerji Dağıtım Şirketi’ndeki örgütlenme süreçlerinde işveren baskısı ve sendikal liderlik yapanlara yönelik tehdit ve işten çıkarmalar yaşandığını aktardı. Anayasal bir hak olan sendika seçme özgürlüğünün engellendiğini belirten Kayser, bu konuda yasa düzenlemesi yapılarak sendikaya üye olanların koruma altına alınması gerektiğini talep etti. Yüksek Hakem Kurulu (YHK) kararları da eleştirildi. Kayser, YHK’nin sekiz kişiden oluştuğunu ve sendikaları temsil eden iki kişinin etkisinin ve yetkisinin sınırlı olduğunu vurguladı. YHK’nin yapısının, işçi ve işveren temsilcilerinin eşit ve etkin katılımıyla yeniden yapılandırılması gerektiğini savundu.
Gelecek dönem hedefleri
Sulama Birlikleri’nde Toplu İş Sözleşmesi (TİS) yapma süreçlerinin önündeki yasal engellere dikkat çekildi. Mevzuat gereği personel giderlerinin toplam bütçenin yüzde 30’unu aşması halinde bunun Sulama Birliği Başkanı’na rücu edilmesinin TİS’lerde ciddi sıkıntılara yol açtığını söyledi. Kayser, Sulama Birlikleri’nde TİS masasının işlevsel hale getirilmesini istedi. Başkan Kayser, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Bizim sendikacılığımız, makam sevdası değil, emek sevdasıdır. Önümüzdeki dönem; vergi adaletsizliğiyle savaşın, YHK adaletsizliğini yıkan, KİT’lerde kadroyu kesinleştiren, KHK’lıların hakkını teslim eden ve Sulama Birlikleri’nde TİS’i sorunsuz tamamlayan bir dönem olacaktır” ifadelerini kullandı.
Gazze’deki katliamı lanetledi
TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve TES-İŞ Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada uluslararası gündeme değinerek, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamı lanetledi. Sendikal mücadeleye ilişkin açıklamalarda bulunan Kabaloğlu, Antalya, İstanbul Boğaziçi ve Çamlıca’da toplam 7 bin 500 üyelerinin bulunduğunu belirtti. Özelleştirme sonrası dağıtım sektöründe yaşanan zorluklara değinen Kabaloğlu, "İşverenler daha ucuza çalıştırmak için başka sendikaları devreye soktu" ifadelerini kullandı. Taşeron sisteminden sonra yaşanan zorlu 2010-2020 dönemine rağmen, TES-İŞ’in varlığı, lobisi ve tecrübesi sayesinde süreçleri başarıyla yürüttüklerini ve bugün elektrik dağıtımı alanındaki çalışanların kamu seviyelerine geldiğini ifade etti. Kamuda geçmiş dönemlerdeki hak eşitsizliklerinin TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu’nda masaya taşındığını ve sonuçta yüzde 90 oranında maaş iyileştirmesi sağlandığını hatırlattı. Kabaloğlu, TÜRK-İŞ yönetiminin önümüzdeki dönemde Yüksek Hakem Kurulu ve vergi adaleti konularında hukuksal mücadeleyi sürdüreceğini, Adalet Komisyonu ile bir araya gelinerek sorunların yazılı olarak aktarılacağını ve gerekli eylemlerin hayata geçirileceğini belirtti. Kabaloğlu, "Unutmayın, Meclis’te kanun düzenlemeleri olmadan hiçbir şey tam olarak çözülmez. Biz emek örgütüyüz ve siyasi partilerden bağımsız olarak tüm çalışanların haklarını koruyoruz" diyerek kararlılıklarını dile getirdi. 63 yıldır inatla örgütlenmeyi ve müzakereyi sürdürdüklerini belirten Kabaloğlu, ekonomik zorluklara rağmen üyelerinin haklarını savunmayı asla bırakmayacaklarını vurgulayarak konuşmasını tamamladı.







