Antalya Ticaret Borsası (ATB) Mart Ayı Olağan Toplantısı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Toplantı Salonu'nda yapıldı. ATB Başkan Vekili Halil Bülbül, geçtiğimiz Aralık ayında da üyelerle bir ekonomik değerlendirme anketi gerçekleştirdiklerini ve bu çalışmayla, geride bırakılan yılın nasıl geçirildiğini ve gelecek yıla dair beklentileri ortaya koyarak sektörün genel durumu hakkında bilgi edinmeyi amaçladıklarını ifade ederek konuşmasına başladı. Bülbül, "2025 yılının ilk çeyreğini tamamlamak üzereyiz. Genel beklentimiz, 2024 yılına kıyasla daha iyi bir ekonomik performans sergilenmesi yönündeydi. Nitekim son günlere kadar, faiz, enflasyon ve döviz üçgenindeki gelişmeler ile sipariş, üretim ve tedarik üçgenindeki eğilimler bu beklentimize paralel ilerliyordu. Ancak son dönemde hepimizin yakından takip ettiği olaylar, döviz kurları, rezervler ve faizlerde dalgalanmalara yol açtı. Bu öncü göstergelerdeki dalgalanmaların yılın geri kalanına nasıl yansıyacağını dikkatle izlemeliyiz. Beklentilerimizin bozulmasını önleyecek tedbirlerin hayata geçirilmesini umut ediyoruz" diye konuştu.
‘2025’te daha iyi bir başlangıç yaptık’
Ülkenin, Antalya'nın ve sektörün örnek öncü göstergeler olarak değerlendirilen ve aylık olarak açıklanan temel bazı verileri paylaşan Bülbül, yılbaşından bu yana açıklanan verilere genel olarak bakıldığında 2024 yılına göre daha iyi bir başlangıç yapıldığını belirtti. Bülbül bu olumlu başlangıç hakkında şöyle konuştu: "Örneğin Şubat ayında kurulan şirket sayısı kentimizde yüzde 1.3 artarken, ülkemizde yüzde 9 oranında azalmıştır. Kapanan şirket sayısında ise kentimizde yüzde 37’lik artış yaşanırken, ülkemizde yüzde 12’lik azalış kaydedilmiştir. Protestolu senet hacmi kentimizde yüzde 1.1 ülkemizde yüzde 2.6 oranında artmıştır. Ticari hareketliliğin bir göstergesi olan çekle işlem hacmi ise hem kentimizde ve hem de ülkemizde yüzde 36 oranında yükselmiştir Toplam kredi kullanımına baktığımızda hem kentimizde hem de ülkemizde yüzde 39’luk artış yaşanmıştır. Ticari kredilerde ise kentimizde yüzde 44, ülkemizde ise yüzde 23 oranında artış olmuştur. Tarım sektörü kredileri ise hem kentimizde hem de ülkemizde yüzde 48 oranında artış göstermiştir. Yılın ilk iki ayında ihracat performansımızda da benzer bir eğilim gözlenmiştir. Kentimizin toplam ihracatı yüzde 2.6 azalırken, ülke genelinde yüzde 2.5 oranında artış kaydedilmiştir. Kentimizdeki bu düşüşün nedeni, sanayi ürünleri ihracatında yüzde 13 ve madencilik ihracatında yüzde 5 oranındaki azalış olmuştur. Tarım ve gıda ürünleri ihracatımız ise yılın ilk iki ayında kentimizde yüzde 2.5 artarken, ülke genelinde yüzde 3.6 oranında azalmıştır."
‘Tarımda elektrik tüketim payı düşük’
Kent ekonomisinin önemli öncü ve temel göstergelerinden birinin de elektrik tüketimi olduğunu belirten Bülbül, "Özellikle tarım, sanayi ve ticaret sektörlerindeki elektrik tüketimi ve ülke genelindeki payımız, ekonomik değerlendirmeler bakımından bizler için önemli bir gösterge niteliğindedir. Son verileri değerlendirdiğimizde, kentimiz ülke ekonomisinin yaklaşık yüzde 3.4’ünü oluştururken, toplam elektrik tüketiminin yüzde 3.9’unu kullanmaktadır. Bu genel konumlamaya ek olarak kentimiz tarımsal gayrisafi yurtiçi hasılası, ülkemizin yüzde 4.5’ini oluştururken, tarımsal elektrik tüketimi ise yüzde 2.3 seviyesindedir. Bu veriler, genel ekonomideki elektrik tüketim payımızın yüksek olduğunu, ancak tarımdaki elektrik tüketim payımızın nispeten düşük kaldığını göstermektedir" ifadelerini kullandı.
Sürdürülebilir tarımda iş birliği
Antalya Ticaret Borsası olarak, bilgi birikimi ve deneyimiyle tarım sektörüne yön vermeye devam ettiklerine vurgu yapan Halil Bülbül, sürdürülebilir tarım noktasında da şunları kaydetti: "Modern tarım uygulamalarını destekleyen yenilikçi projelere odaklanıyor, sektörde sürdürülebilir gelişimi hedefliyoruz. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye Ürün İhtisas Borsası A.Ş.'ye (TÜRİB) ortak olarak bireysel ve kurumsal yatırımcılara hizmet vermeye başladık. Ayrıca, Akdeniz Bölgesi'ndeki 17 borsa ile birlikte kurduğumuz Akdeniz ÜPAK’ın yönetim kurulunda yer alarak çalışmalarına aktif olarak katkı sağlıyoruz. İki aydan uzun süredir, TÜRİB ELÜS Piyasası’nda emirler Ürün Piyasası Aracı Kurumları (ÜPAK) aracılığıyla iletilmektedir. Bu kapsamda, ELÜS alım-satımı yapmak isteyen tüm yatırımcıları Akdeniz ÜPAK’a kayıt olmaya davet ediyoruz."
‘Lisanslı depoculuğu geliştireceğiz'’
"Diğer taraftan, 1. Meslek Komitemizin talebi doğrultusunda, kentimize hububat kapsamlı bir lisanslı depo kazandırılması için ön fizibilite çalışması başlatıyoruz. Bu çalışma ile bölgedeki üretim, ticaret ve depolama kapasitesini analiz ederek ihtiyaca yönelik en uygun modeli belirleyeceğiz. Lisanslı depoculuk, tarım ürünlerinin güvenli depolanmasını sağlarken, kalite standartlarını koruyarak ticaretin daha sistemli ve şeffaf bir şekilde yürütülmesine imkân tanımaktadır. Aynı zamanda, üreticilere mahsullerini uygun koşullarda saklama fırsatı sunarak piyasa dalgalanmalarından daha az etkilenmelerini sağlar. Ürün senetleri aracılığıyla finansmana erişimi kolaylaştıran bu sistem, tarım sektöründe yatırımcılar için de yeni fırsatlar yaratmaktadır. Bu kapsamda, Antalya’da lisanslı depoculuğun geliştirilmesi için sektör paydaşlarıyla iş birliği yaparak gerekli adımları atacağız."
‘Hedefimiz çevre dostu bölge oluşturmak’
"Modern teknolojik seraların yaygınlaştırılması, üreticilere yeni yatırım alanları sunulması, örtüaltı tarımın genişletilmesi, seralarda yenilenebilir enerji kaynaklarıyla merkezi ısıtma ve soğutma sistemlerinin sağlanması ve tarım-sanayi entegrasyonunun güçlendirilmesi amacıyla birçok ilde organize tarım bölgeleri kurulmaktadır. Antalya Ticaret Borsası olarak, kentimize organize tarım bölgesi kazandırmak için fizibilite çalışmalarımıza başladık. Hedefimiz, katma değeri yüksek, yükte hafif ancak ekonomik getirisi güçlü ürünlerin üretildiği, atık yönetimi açısından verimli, modern, çevre dostu ve yüksek enerji verimliliğine sahip bir bölgeyi hayata geçirmektir. Aynı zamanda, ilimiz genelinde örtü altı tarım alanlarının modernleşmesini teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Bölge, Antalya’nın örtüaltı tarımsal potansiyelini merkeze alarak, çevresinde bir tarımsal kümelenme modeli oluşturacak ve sektör genelinde yaygınlaşmasını sağlayacaktır. İş birliği ve ortak hareketle hayata geçirmeyi hedeflediğimiz organize tarım bölgesinin, kentimize ve tarım sektörümüze önemli katkılar sunacağına inanıyoruz."
Canlı hayvan borsası entegre tesisi
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve ANET A.Ş. yöneticileri ile gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda hayvan borsanın sektörün kullanımına sunulması için çalışmalar yürüttüklerini sözlerine ekleyen Bülbül, "Amacımız, canlı hayvan borsası, mezbaha ve et borsasını içeren entegre bir tesisi hayvancılık sektörüne kazandırmaktır. Böylece, önemli bir üretim ve tüketim merkezi olan kentimizde canlı hayvan ve et ticaretini daha düzenli ve verimli hale getirmeyi hedefliyoruz. Projelendirme çalışmalarının tamamlanmasının ardından, meslek komitemiz ve sektör temsilcileriyle bir toplantı düzenleyeceğiz. Üyelerimizin ve hayvancılık sektörünün görüşlerini alarak projeye son şeklini verecek, altyapı ve üstyapı çalışmalarını tamamlayarak tesisimizi sektörümüz ve vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız" dedi.
‘Kuraklık tehdidiyle karşı karşıyayız’
Ülkemizin kuraklık tehdidiyle karşı karşıya olduğuna da değinen Bülbül, şu ifadelere yer verdi: "Şubat ayında Türkiye genelinde ortalama 9,7 gün yağış görülürken, Antalya ve çevresinde bu süre 3 güne kadar düşmüştür. Uzmanlar, olası kuraklığa karşı acil önlemler alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Üyelerimiz de suya erişim konusundaki sorunları giderek daha fazla dile getirmektedir. Dünya Su Günü kapsamında düzenlediğimiz 'Tarım Gündem' programında Antalya’nın su varlığı ve tasarrufu ele alınmış, suya uygun tarım yapılmasının önemi öne çıkmıştır. Özellikle tropikal ve subtropikal bitki üretiminde, su tüketimi yüksek ve düşük ürünler arasında bir denge kurmamız gerekmektedir. Antalya, hızla kurak bir kent haline gelirken, uzun vadeli yatırımlar gerektiren su tüketimi yüksek ürünlerin üretimini stratejik bir bakış açısıyla değerlendirmeliyiz. Muz ve avokado gibi coğrafi işaretli ürünlerimiz, Antalya’nın iklim avantajıyla yüksek kaliteye sahiptir. Ancak, bu ürünleri kontrollü üretmeli ve değerinde pazarlamalıyız. Üretim planlaması, Antalya tarımı için kritik bir konudur. Doğru bir planlama ile hem su kaynaklarını koruyacak hem de üreticinin ekonomik sürdürülebilirliğini sağlayabiliriz."