Çok sayıda davetlinin katıldığı kitap lansmanı Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Kaleme aldığı ‘21. Yüzyılda Yeniden Cumhuriyet’ kitabı hakkında konuşan Başkan Ümit Uysal, kitabını ihtiyaç dahilinde yazdığını vurguladı. Uysal kitaba ilişkin, “Yaşadıklarımızı nostalji havasında anmaktan öte gitmemiz lazım diye düşündüm. İnsanlarımız ile iletişime girmek için bu kitap ortaya çıktı. Kısa ve özdür ama üzerinde durmamız gereken şeylerin olduğu bir kitap diye düşünüyorum” diye konuştu.
Osmanlı ekonomisini eleştirdi
Tarihsel süreci ele alarak konuşmasına başlayan Başkan Ümit Uysal, Osmanlı Devleti’nde yaşanan ekonomik şartlardan şöyle bahsetti: “Osmanlı’da kapitülasyonlar vardı. Bunlar neden vardı? Bizim topraklarımızda hiç vergi ödemeyen insanlar vardı. Bakıldığında bu kişiler, bizim ülkemizin kaynaklarını kullanarak para kazanan kimselerdi. Bu insanlardan vergi toplanmazsa ne olur? Ülkenin zenginliklerini kullanan kişiler ülkeden zengin olurlar; ülkenin zenginlikleri, başkasını zengin eder. Ülkenin kaynaklarını başkası kullanınca, parasını başkasının kazanması, zenginliklerini başkasının kara çevirmesi anlamı taşır. Osmanlının yıkılma sebebi budur.”
‘En büyük devrimlerden biri’
Başkan Uysal, Osmanlı’da yaşanan ağır ekonomik şartların ve bunun sonuçlarının, Cumhuriyet dönemi ile birlikte yavaş yavaş ortadan kaybolduğunu anlattı. Uysal, Cumhuriyet’in ilk yıllarında ülkenin nasıl kalkındığına ilişkin şunları kaydetti: “Ulusal piyasa kurulması cumhuriyetin en büyük devrimlerinden biridir. Piyasanın, ekonominin, cumhuriyet ile en önemli kazanımlarından birisi budur. Bahsettiğimiz kapitülasyonlar 1929’da kaldırılıyor. Ardından çok ağır gümrük duvarı dikiyoruz. O duvarın içinde yerli üretim ile harika bir kalkınma sağlanıyor.”
‘Herkes ekonomiden rahatsız’
“Devletin kuruluşu bence tam anlamıyla 1946’da tamamlanıyor. Çünkü dünyanın en ağır savaşı olan İkinci Dünya Savaşı’nda bizim ülkemiz henüz yeni apalayan bir ülke, gencecik bir ülkeydi. Bu savaştan en az etki ile çıkınca, ülkemiz ve cumhuriyetimizin kuruluş süreci tam anlamıyla sonlandı. Bu kadar cereme içinde, tasada ve kıvançta beraber bir ülke kuruldu. Peki şimdi tasada ve kıvançta beraber miyiz? Hayır. Herkes ekonomiden rahatsız, herkes yurt dışına çıkmak istiyor. Güvenlik problemleri var. Ülke kurulurken olan temel çerçevelerden çok uzağa çıktık.”
‘Bundan kurtulmak bizim elimizde’
“Birlik ve beraberlik içinde bu durumdan kurtulmamız gerekiyor. Göç konusunda çok büyük problemler var. Bütün Sahra Altı, Türkiye’ye gelecek. Plan bu yönde. Bizi liflerimize ayırıyorlar. Bizi çarpanlarımıza ayırıyorlar. Bizi kronik yönetilen konumuna sokuyorlar. Bunu bizim basiretsiz yöneticiler yapıyor. Ama bundan kurtulmak bizim elimizde. İşte 100 yıl önce yaptığımızı bugün de yaparsak önümüzde kimse duramaz. Bugün bunu yapmamız lazım. Bunu hemen yapmamız lazım. Bunu da ancak birlik ile beraberlik ile yapabiliriz. Önümüze atacakları, bizi birbirimizden ayrıştıracak yapay gündemleri bir kenara bırakıp, birlik ve beraberliğe odaklanmamız gerekiyor. Bu kitapta bunu anlattım.”