Birleşik Kamu-İş Antalya İl Başkanı Sadık Acar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada kadınların yüzyıllardır süren eşitlik ve özgürlük mücadelesine dikkat çekti. Kadına yönelik şiddetin toplumsal bir krize dönüştüğünü vurgulayan Sadık Acar, faillerin en ağır cezalarla yargılanması ve caydırıcı önlemlerin artırılması gerektiğini ifade etti. ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınların yüzyıllardır süren eşitlik ve özgürlük mücadelesini simgeliyor’ diyen Acar, “Bu özel günde, 8 Mart 1857’de gerçekleşen grevde hayatını kaybeden 129 kadın işçi ile emek mücadelesinde yaşamını yitiren tüm kadınlar anılıyor. Ülkemizde kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 35 ile dünya ortalamasının çok altında seyretmektedir. Bu durum, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderek derinleştiğini gösteriyor. Oysa Mustafa Kemal Atatürk, kadın haklarını bir lütuf olarak değil, toplumun ilerlemesi için bir gereklilik olarak görmüştür. Avrupa’daki birçok ülkeden önce Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmış, eğitimde ve iş hayatında eşit koşullar sağlanmaya çalışılmıştır. Atatürk devrimleri doğrultusunda kadın, sadece anne ya da eş olarak değil, birey olarak tanımlanmış ve toplumsal gelişimin temel taşı olarak kabul edilmiştir. Ancak günümüzde, kadınların kamusal alandan uzaklaştırılmasına yönelik politikalar, Cumhuriyet’in aydınlanmacı değerlerine açıkça aykırıdır. Kadınların işgücüne katılımını artırmak ve ekonomik bağımsızlıklarını sağlamlaştırmak için ciddi reformlara ihtiyaç vardır” dedi.
‘Toplumsal bir krize dönüştü’
Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin Türkiye’de artık bir toplumsal kriz haline geldiğini belirten Acar, “Her gün en az bir kadın, en yakınındaki erkekler tarafından öldürülmekte ve şiddet vakaları artarak devam etmektedir. 2024 yılında 394 kadın cinayeti ve 258 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiştir. Bu vahim tablo, mevcut yasaların yeterince caydırıcı olmadığını ve cezasızlık politikalarının failleri cesaretlendirdiğini ortaya koymaktadır. Devlet, kadınları koruma konusunda yetersiz kalmakta, faillerin ‘iyi hal’ ve ‘haksız tahrik’ gibi indirimlerle cezasız kalmasına göz yummaktadır. Kadına yönelik şiddeti önlemek için yalnızca cezai yaptırımların artırılması yeterli olmayacaktır. Şiddeti önleyici ve kadınları koruyucu politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
‘Somut adımlar atılmalı’
Acar, “Artık yeter. Kadınların yaşam hakkını korumak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına somut adımlar atılmalıdır. İş yerlerinde kadınlara yönelik ayrımcılık sona erdirilmeli, eşit işe eşit ücret ilkesi benimsenmeli ve kadınların işgücüne katılımını teşvik eden politikalar geliştirilmelidir. Kadın istihdamını artırmak amacıyla kreş desteği sağlanmalı. Esnek çalışma saatleri düzenlenmeli. Güvenceli iş koşulları oluşturulmalıdır. Bu tür düzenlemeler kadınların ekonomik özgürlüklerini sağlamalarına ve çalışma hayatında daha fazla yer almalarına yardımcı olacaktır. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, kadınlara yönelik ayrımcılığın sona erdirilmesi ve kadına yönelik şiddetle etkin mücadele edilmesi için yasal düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesini savunuyoruz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için failler en ağır cezalarla yargılanmalı, caydırıcı önlemler artırılmalı. Kadınların güvenli bir yaşam sürebilmesi için koruyucu ve önleyici politikalar uygulanmalıdır. Kadın emeğinin sömürülmediği, kadınların eşit ve özgür bireyler olarak toplumsal yaşamda hak ettiği yeri aldığı, şiddetin son bulduğu bir Türkiye mümkündür” diyerek konuşmasını tamamladı.