Etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Bu an, hem geçmişin acılarını hem de mücadele ruhunu yad etmek amacıyla gerçekleştirildi. Dernek üyesi Cansu Tekbaş Gür, açılış konuşmasında 8 Mart’ın anlam ve önemine dikkat çekti. Gür, “Günümüzde bu özel gün kutlama olarak yapılsa da, maalesef 129 kadının eşit haklara sahip olmak, daha iyi çalışma şartları için verdikleri mücadelenin sonunda canlarını kaybederek direniş meşalesini yaktığı gündür” diyerek, bu özel günün arkasındaki derin mücadeleye vurgu yaptı. Katılımcıların dayanışması, ‘hareketin ve mücadelenin devam ettiğinin’ en güzel göstergesi olarak değerlendirildi. Gür, tarih boyunca kadınların pek çok zorlukla mücadele edip toplumsal değişime öncülük ettiğini hatırlatarak, devrimci hareketlerde kadınların en ön sıralarda yer aldığını ifade etti. 

Uysal’ın eski korumasının avukatından açıklama: ‘İftira değil hakaret… O da şüpheli!’
Uysal’ın eski korumasının avukatından açıklama: ‘İftira değil hakaret… O da şüpheli!’
İçeriği Görüntüle

 

İlham veren sözler 
Etkinlikte söz alan Şirin Sefer, 8 Mart’ın tarihsel gelişimini aktarırken, Alevi inancının eşitlikçi prensiplerine dikkat çekti. Sefer, ‘Benim kabem insandır’ ilkesini öne sürerek, Alevilikte kadın-erkek ayrımının olmadığını ve inancın özgür, sınırsız, sınıfsız bir yaşam hayalinin ortak mücadelesiyle var olabileceğini anlattı. Kısa bir konuşma yapan Şehriban Ana, Alevi kadınlarının benimsediği ‘Enel Hak/ ben yaratıcı gerçeğim, benim kabem insandır’ ilkesine vurgu yaptı. Konuşmasında, kadınların yalnızca geleneksel rollerle sınırlı kalmadığını, toplumsal yaşamda; anne, eş, öğretmen, şifacı ya da yoldaş olarak büyük sorumluluklar üstlendiğini belirtti. Şehriban Ana, “Kadınlarımız vicdanın, direnişin, emeğin, hayatın adıdır” diyerek, kadının toplumsal hayattaki etkin rolünü ve verdiği mücadeleyi öne çıkardı.  

 

Mücadeleye dikkat çekildi 
Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu’ndan Avukat Esra Gençer Özdemir, etkinliğin son bölümünde önemli güncel konulara değindi. İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un yeterince uygulanmaması gibi sorunların altını çizdi. Etkinlik boyunca yapılan konuşmalar, 8 Mart’ın yalnızca bir kutlama günü olmadığını; tarih boyunca kadınların verdikleri mücadelelerin, toplumsal değişimlere olan katkılarının, özgürlük ve eşitlik arzusunun simgesi olduğunu ortaya koydu. Dernek yetkilileri, bu tür etkinliklerin toplumsal farkındalık yaratmada ve kadının toplumdaki yerini güçlendirmede büyük önem taşıdığını belirtti. 

 

Kaynak: ESRA ALTUNKES