1948 yılında tesadüfen keşfedilen mağara, astım hastalarına iyi geldiğine inanılan havasıyla Türkiye’nin en bilinen doğal terapi merkezlerinden biri haline geldi.
Nemli hava, doğal tedavi
Mağara yıl boyunca sabit kalan 22-23 derecelik sıcaklığı, yüzde 90'ı aşan nem oranı ve bol miktarda karbondioksit içeren havasıyla özellikle solunum yolu hastalıklarına iyi geldiği düşünülen bir mikroklimaya sahip. Astım, bronşit gibi rahatsızlıkları olan yerli ve yabancı turistler, bu mağaraya tedavi umuduyla geliyor.
Alanya’da yaşayan 62 yaşındaki Hüseyin Yılmaz, “Yıllardır astım ilacı kullanıyordum. Doktor tavsiyesiyle Damlataş Mağarası’na geldim. Her gün 30 dakika oturuyorum, artık daha rahat nefes alıyorum,” diyerek mağaranın etkisini anlatıyor.
Bilimsel çalışmalar da destekliyor
Geçmişte yapılan bazı araştırmalarda, mağaranın havasında bulunan iyonların ve sabit iklim koşullarının, solunum yolları üzerinde olumlu etkiler yaratabileceği belirtilmişti. Her ne kadar bu etkiler kişiden kişiye değişiklik gösterse de, Damlataş Mağarası bu yönüyle Türkiye’nin “doğal şifa merkezlerinden” biri olarak anılmaya devam ediyor.
Turizm ve sağlık bir arada
Alanya Belediyesi’nin kontrollü ziyaretler sağladığı mağara, yaz aylarında oldukça yoğun ilgi görüyor. Rehberler eşliğinde yapılan bilgilendirmelerde, mağaranın sadece bir doğa harikası olmadığı, aynı zamanda doğal bir terapi alanı olarak da değerlendirildiği vurgulanıyor.
Antalya’nın saklı cevherlerinden biri
Antalya denince ilk akla gelenler elbette masmavi sahiller ve tarihi kentler oluyor. Ancak Damlataş Mağarası gibi şifa potansiyeli taşıyan doğal oluşumlar, kenti alternatif turizmin de merkezi haline getiriyor. Eğer siz de hem doğayla baş başa kalmak hem de nefesinizi rahatlatmak istiyorsanız, Damlataş Mağarası’nı rotanıza eklemeyi unutmayın.