Antalya Ticaret Borsası (ATB) Meclis Üyesi, Canlı Hayvan ve Et Ticareti Meslek Komitesi Üyesi Adnan İngeç, kırmızı et sektöründeki sorunlara dikkat çekerek çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. İngeç, "Bugün pazarda iyi domatesin kilosu 50-60 lira, kaliteli bir bamyadan ise 150-200 lira isteniyor. Buna karşılık tavuk, 60-70 liradan satılıyor" dedi. Bu durumun, tüketicinin alım gücünü zorlayarak beslenme tercihlerini değiştirdiğini vurgulayan İngeç, "Şükür ki tavuk var, yoksa halk eti tamamen unutacaktı" sözleriyle durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Fiyatlardaki bu ters orantı, vatandaşların temel gıda ürünlerine ulaşmasında yaşadığı sıkıntıları bir kez daha gündeme getirdi.
‘Kırmızı et dar gelirli için lüks’
İngeç, esnaf, besiciler ve tüketicilerin aynı anda mağdur olduğunu vurgulayarak, “Bugün kıymanın kilosu 750-800 lira seviyesine dayandı. Böyle giderse kısa sürede 1000 lirayı bulacak” ifadesini kullandı. Sektördeki genel tabloyu değerlendirirken düşen alım gücüne ve yüksek enflasyona dikkat çeken İngeç, şöyle devam etti: “Havaların aşırı sıcak seyretmesi ve halkın temel ihtiyaçlara erişimde zorlanması et satışlarını olumsuz etkiliyor. Özellikle dar gelirli vatandaş için kırmızı et lüks haline geldi.”
‘Geleceği ithalata mahkûm’
“Yerli üretim sürdürülemez hale geldi. Türkiye kırmızı ette ithalata bağımlı bir yapıya mahkûm edildi. Her fiyat oynadığında hemen kapılar açılıyor ve ithal et geliyor. Ama bu etler de yerel kasaplara verilmiyor, büyük market zincirlerine gidiyor. Oysa asıl desteklenmesi gereken bizim gibi küçük esnaf. Üretici zarar ediyor, kasaplar zorlanıyor, en büyük darbeyi ise vatandaş yiyor.”
‘Hazır kıymalara dikkat’
“Süpermarketlerde satılan hazır kıymalara da dikkat etmek lazım. Bu ürünlerin kötü olduğunu söyleyemem ama kalite konusunda soru işaretleri var. Yağ oranları çok yüksek oluyor. Normalde 100 kilogram ete 15-20 kilo yağ katılır, ama bunlarda 25 kiloyu geçtiğini duyuyoruz. Köfte yaptığınızda dağılır, lezzeti düşer. Maliyeti düşürmek için böyle yapılıyor. Vatandaş kasaptan et alsın. Ayrıca son dönemde artan şap hastalığına da dikkat etmek gerekiyor. İnsana doğrudan bir etkisi yok ama hayvanı zayıflatıyor. Bu nedenle et verimliliği düşüyor. Şaplı hayvanların kesilmesi ise kontrol altında yapılıyor. Ancak bu süreç bile sektörün üzerindeki baskıyı artırıyor.”
‘Ette büyük kriz kapıda’
Üretim maliyetlerinin altını çizen İngeç, bu konuda da şunları söyledi; “Üç yıl önce 60-70 lira olan yem çuvalı bugün 750 liraya kadar çıktı. Üreticiyi de anlamak gerek. Hayvana 1,5 yıl bakıyor, maliyeti, nakliyesi, işçiliği, finansmanı hepsi cebinden çıkıyor. Böyle bir ortamda hayvancılık yapılmaz hale geldi. Bu şartlar altında etin fiyatının düşmesi mümkün değil. Turizm sektörü de tavuk ve hindi ürünlerine yönelince kırmızı et talebi azaldı. Buna rağmen kesim fiyatları 460-470 liraya çıktı. Buna nakliye, kar marjı, işçilik eklendiğinde raftaki fiyat kaçınılmaz olarak uçuyor. 1000 liralık kıyma kapıda. Bugün Türkiye bu fiyatları, bu çaresizliği hak etmiyor. Üreticinin desteklenmediği, ithalata bağımlı bu sistemle halkın ucuz ve kaliteli ete ulaşması mümkün değil.”