Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Uluslararası Çevre İletişim Derneği (UÇİD) tarafından Ankara'daki otelde bu yıl 2'ncisi düzenlenen 'Uluslararası Çevre İletişim Zirvesi'ne katıldı. Zirvede, sürdürülebilir kalkınma için yeni çevresel standartlar ve 'İklim Kanunu'nun neleri değiştireceği, enerji, ticaret, sanayi ve finans bağlamında 'Geçiş Vizyonu' ve Türkiye açısından sonuçların nasıl yönetileceği ele alındı.
Bakan Bolat, gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre sunabilmek için dünyadaki kaynakları sürdürülebilir kılmanın önemli görev olduğunu vurguladığı konuşmasında, "Bu amaçla Uluslararası Çevre Konferansı (COP) düzenleniyor. Önümüzdeki yıl 2026'da Türkiye'miz ev sahipliği yapacak. Çevresel performans artık sadece bir sürdürülebilirlik meselesi değil, doğrudan rekabet gücünün temel belirleyicisi konumuna gelmiştir. Dünya ekonomisinin en önemli 3 oyuncusundan biri olan Avrupa Birliği'nin iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerine ulaşması amacıyla 2019 yılında kabul ettiği bir Avrupa Yeşil Mutabakat Programı bulunmaktadır. Avrupa Yeşil Mutabakat Programı'yla Avrupa Birliği, kapsamlı ve stratejik bir dönüşüm sürecini başlattı. Bu sanayiden tarıma, ulaştırmadan enerjiye varıncaya kadar ekonominin her alanında önemli değişiklikler getiren politikaların uygulanması ve mevzuatların kabul edilip uygulanmasını gerektiren bir süreçtir. Avrupa Birliği'yle 'Gümrük Birliği'miz olduğu için ve ticaretimizin ortalama yüzde 40'lık bölümünü Avrupa Birliği'yle yaptığımız için biz de Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı'nı aynı şekilde uygulama kararı almış bulunuyoruz. Burada hem rekabet gücümüzü koruyabilmek, hem de rekabette ihracat pazarlarımızı koruyup geliştirmek için bu mutabakata da uymak zorundayız. Ve aynı zamanda hükümet olarak da yeşil mutabakatı, yeşil ekonominin gereklerine inandığımız için bunu yapmaktayız" dedi.
'SKDM, 6 SEKTÖRÜ KAPSAMAKTADIR'
Hem yeşil dönüşüm, hem dijital dönüşümün gerekliliklerine uyum sağlamanın dış ticaret politikasının en temel başlıklarından olduğuna dikkat çeken Bakan Bolat, "Aynı zamanda çevresel hedefleri korumaya çalıştığımız ve ulaşmaya çalıştığımız gibi küresel tedarik zincirlerinden de kopmamaya çalışmaktayız. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı'nın en önemli süreçlerinden birisi Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nın (SKDM) getirilmesidir. Ticaret Bakanlığımız Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat'a uyumun gerektirdiği kamu kurumlarıyla ve özel sektör kuruluşlarıyla koordinasyon görevini, sektörleri Yeşil Mutabakat'a ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına hazırlamak için yaklaşık 3 yıldan fazladır yapmaktadır. SKDM, çelik sektörü, alüminyum sektörü, çimento sektörü, gübre sektörü, hidrojen ve elektrik ürünleri olarak 6 sektörü kapsamaktadır. 2023 yılı 1 Ekim'de raporlama zorunluluğu başladı. Şirketler, kuruluşlar raporlamalarını yapmaktadırlar ve 1 Ocak 2026 itibarıyla da Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Avrupa Birliği tarafından uygulanmaya başlanacaktır. Bunun ciddi mali sonuçlar doğurması da beklenebilir. O yüzden biz Türkiye olarak, bu bahsettiğimiz 6 sektörümüzdeki firmalarımızı, özellikle ihracat yapanları, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na uyum sağlamaları için yoğun bir şekilde eğitim, danışmanlık ve mevzuat uyumu çalışmalarına ortak ettik. Bizim açımızdan Avrupa Birliği'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'na uymamız demek, ihracatımızda 10,8 milyar dolarlık bir Avrupa Birliği'ne yaptığımız ihracatın etkilenmesi demektir. Dolayısıyla oluşan idari ve finansal maliyet, dış ticarette rekabetçiliğimizi ve Gümrük Birliği'nin işleyişini doğrudan etkileyebilecek öneme haiz konulardır" ifadelerini kullandı.
'AB İLE YAKIN BİR İRTİBAT VE DİYALOG İÇİNDE ÇALIŞIYORUZ'
Bakan Bolat, Avrupa Birliği'nin Avrupa Yeşil Mutabakatı ile başlattığı yeşil ve dijital dönüşümün diğer önemli unsurunun da döngüsel ekonomiye geçiş olduğunun altını çizerek, "Bu nedenle tüm ürün gruplarında ürün bazlı mevzuat çıkarılması, dijital ürün pasaportu gibi yeni uygulamalar hayatımıza girmektedir. Ve Avrupa Birliği'nin bu yeşil dönüşüm politikalarının rekabetçilik politikasıyla harmanlandığını, hem Avrupa Birliği ham madde güvenliğini sağlamaya uğraşırken, hem de kaynak ve teknoloji bağımlılığını azaltmaya çalıştığını, bunun da AB'nin yeni rekabetçilik pusulası anlamına geldiğini vurgulamak isterim. Biz bu konuda Avrupa Birliği'yle yakın bir irtibat ve diyalog içinde çalıştık ve çalışıyoruz. Ticaret açısından bizi ilgilendiren boyutu, ülkemiz sanayicilerinin tarım, gıda üreticilerinin, hizmet üreticilerinin, çevre ve yeşil mutabakatı uyum çerçevesinde rekabet güçlerini koruyabilmeleri ve ihracat yeteneklerinin değil azalması, daha da güçlenerek arttırılmasını sağlamaktır. Bu yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İklim Değişikliği Kanunu’nu çıkardık. Böylece Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi kurulmuştur. Böylece Avrupa Birliği pazarına ihracat yapan sektörlerimiz 1 Ocak 2026’da başlayacak mali yükümlülükleri çerçevesinde bu yükümlülüklerini azaltabilmek için emisyon ticaret sisteminde bir nevi karbon yükünü azaltma ticareti de yapacaklardır" diye konuştu.
Konuşmaların ardından, UÇİD Başkanı Sevda Güner tarafından Bakan Bolat'a, dünya haritası tablosu hediye edildi.




