Son dönemde bu soru ile sıkça karşılaşıyorum. Çocuk danışanlarımın ebeveynleri,  özellikle iki yaşından sonra bu soru ile karşıma gelebiliyorlar. “Bakıcı mı tutalım, kreşe mi verelim?”

Tercihen çocuğa bakımı ebeveynin vermesi taraftarıyım. Ancak günümüz koşulları, anneleri ilk altı aydan sonra çalışmaya zorluyor.

Hem çalışılıp hem bakılmaz mı?

Bakılır fakat bu sefer de çalışma saatleri devreye giriyor.  Haliyle bir bakım verene ihtiyaç var. Türk toplumunun çoğunda büyük anne bakıyor gibi görünse de yabancı bakıcı furyası aldı başını gidiyor. ‘İngilizce bilsin’den tutun da ‘çocuk psikolojisi okumuş olsun’a kadar.  Hoş güzel de atlanılan bir şey var. 0-6 yaş için önemli olan akademik beceriden çok gelişimsel süreçlerin doğru işlemesidir. Haliyle, çocuğun hazır olmadığı bilgiyi çocuğa yüklemek, sadece çocuğun hayatını zorlaştırır.

Psikolog olarak söyleyebilirim ki;  kreşler bakıcıdan daha geliştiricidir. 

Çünkü bakıcı ne kadar donanımlı olursa olsun, çocuğun özgüveninin gelişmesi ve girişken olması için akrana ihtiyacı var.  Oyun oynamaya ihtiyacı var. Kurallara uyum için, kuralların geçerli olduğu ve başkalarının da o kurallara uyduğu alanlara ihtiyacı var. Paylaşmayı öğrenmesi için paylaşmak durumunda kalmaya ihtiyacı var. Enerjisini atmaya ihtiyacı var. Ve bunların hepsini en iyi kreşte görebilir.

Biliyorsunuz çocuklar eskisi kadar şanslı değil.  Özellikle şehirli çocuklarda sokak kültürü hiç kalmadı. Akran ilişkisi deseniz misafirlikten misafirliğe kaldı. Dolayısıyla bakımı kim verirse versin kreş ortamı kadar geliştirici olmayabilir.

İnanın bazen çocuklar, bir başka çocuğun yaptığı iyi bir şeyi bile taklit ederek sizin hiç yaptıramadığınız davranışları edinmiş oluyor.

Tabii ki handikapları var ama hiç korkmayın. Kreşteki ihmalden tutun da fiziksel ve cinsel istismardan şüphe duymuyorsanız, geri kalan her şey halledilir.

İmkanı olanlar için kreş, olmayanlar için ise büyükanneler tercihtir.

Miniklerinizin gözlerinden öperim.