Özel Haber

Başkan Akçan: Üretici perişan, tüketici çaresiz… Antalya'da yaz sofrasına ‘don’ darbesi

Antalya Toptancı Hal Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Akçan, yaşanılan don felaketinden sonra bu yıl tarım üreticilerinin büyük zarar gördüğünü ve yaz boyunca meyve fiyatlarının ciddi şekilde artacağını duyurdu

Türkiye, son 30 yılın en büyük zirai don felaketlerinden biriyle karşı karşıya kaldı. Şubat, Mart ve Nisan aylarında etkili olan soğuk hava dalgası, başta Antalya olmak üzere 34 ilde 15’ten fazla meyve türünde ağır rekolte kayıplarına neden oldu. Meyve ve sebzede yaşanan bu büyük darbe, yaz sofralarının rengini ve bereketini tehdit ediyor. Antalya Toptancı Hal Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Akçan, durumu ‘felaket’ olarak nitelendirerek, “Tam çiçeklenme döneminde yaşanan don, meyveyi dalında yaktı. 100 ton beklediğimiz yerde 20-30 ton ürün aldık. Dalda meyve kalmadı, yazın ucuza meyve-sebze yemek hayal” dedi.

‘Kiraz sembol haline geldi’

‘Pazarlarda kilosu 100-200–250 TL’ye kadar çıkan kiraz, sembol haline geldi’ diyen Akçan, fiyatların yaz boyunca düşmeyeceğini, hatta bazı ürünlerde yüzde 100’e varan zamların kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Akçan, “Elma, erik, armut, kiraz gibi meyvelerde ciddi arz daralması yaşanırken; tüketici için yaz aylarında meyve yemek, neredeyse lüks hale gelecek. Ucuz sebze-meyve umudu ise donla birlikte adeta buz tuttu” ifadelerini kullandı.

‘Sebzede de kriz derinleşiyor’

Sadece meyvede değil, sebzede de tablonun karanlık olduğunu dile getiren Akçan, “Özellikle domates, biber ve salatalık gibi temel ürünlerde üretici zararına satış yapmak zorunda kalıyor. Son üç aydır domatesin maliyetinin altında satıldığı, satışın durma noktasında olduğu belirtiliyor. Salatalık, dolmalık biber, sivri biber… Hepsi zararına gidiyor çünkü alım yok. Üretici perişan, tüketici çaresiz” dedi.

‘Ne iç piyasa ne dış piyasa hareketli’

İhracat cephesinde de durumun hiç iç açıcı olmadığını dile getiren Akçan, “Döviz kurunun düşük kalması nedeniyle Türk ürünleri uluslararası pazarda rekabet gücünü kaybetti. Enflasyonun hızla tırmandığı bir ortamda dövizin sabit kalması, üreticinin nefesini kesmiş durumda. Enflasyon tavan yaptı ama döviz yerinde sayıyor. İhracat yok, iç piyasada alım gücü yok. Sistem kilitlenmiş durumda” şeklinde konuştu.

‘Tarımda maliyet yükü sırtları büküyor’

Tarımın en büyük kamburlarından birisinin ise artan maliyetler olduğunu dile getiren Akçan, “Sadece bir dönüm seranın kurulum maliyeti 150–200 bin TL’ye kadar çıkmış durumda. Girdi fiyatlarındaki yükseliş, üreticinin maliyetine satmasını imkânsız hale getiriyor. Bu maliyetlerle üretici ucuz sebze satamaz. Satarsa batar. Artık ucuz sebze beklentisi hayalcilikten başka bir şey değil. Tarım sektöründe işler iyi gitmiyor. Üretici ürettiğine pişman, tüccar satış yapamıyor, ihracatçı mal çıkaramıyor. Hal sektöründe, tarımın hiçbir alanında mutlu bir kesim yok. Herkesin morali bozuk, herkes zarar ediyor. Market raflarında yeni rekorlar kapıda. Bu artışın yaz boyunca daha da hızlanması bekleniyor. Yaşanan zirai don, hem üreticiye hem tüketiciye ağır bir fatura çıkardı. Ürün tarlada yok, olan da tezgahta el yakıyor. Tarımın tüm paydaşları mutsuz, zincirin her halkası kırılma noktasında. Yaz mevsiminin sıcaklığı, ne yazık ki sofralara yansımayacak” dedi.

Sofraya meyve koymak lüks oldu

Vatandaş ise bu tablo karşısında büyük bir çaresizlik içinde. Emekliler, öğrenciler, dar gelirli aileler artık pazarda domatesi taneyle, kirazı avuçla alabiliyor. Emekli Ayşe Hanım, “Bir kilo kiraz alıyorum, tabağım yetmiyor” derken, genç bir üniversite öğrencisi, “Tezgâh kapanınca yere düşen meyveleri topluyoruz” diyerek sessiz bir dramı dile getiriyor.