Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) önceki dönem Başkanı Vural Şahin, kuraklığın sadece üretimi değil, gıda güvenliğini de tehdit ettiğini vurgulayarak önemli uyarılarda bulundu. ‘Türkiye’nin Trakya, İç Anadolu ve Güneydoğu gibi stratejik tarım bölgelerinde ayçiçek tarlaları bu yıl sessiz. Normalde ağustos ayında sarıya bürünen tarlalar gri kaldı’ diyen Şahin, çiftçinin büyük bölümünün tohumdan verim alamadığını, çiçek açmayan ayçiçeklerin ise tamamen işlevsiz hale geldiğini söyledi. Şahin, “Ayçiçek, çiçeklenmeden ürün veremez. Buğday gibi başak verip kısmen de olsa bir ürün alabileceğiniz bir ürün değil. Eğer o çiçek açmazsa, tohum da oluşmaz. Tarladaki emek, gübre, ilaç, mazot hepsi çöpe gider. Bu yıl tam olarak bunu yaşıyoruz” dedi.

‘Sıcak çok yağmur yok’

Şahin, yaşanılan kuraklığı özetleyerek, “ Bu yıl Türkiye genelinde mevsim normallerinin oldukça üzerinde seyreden sıcaklık ve beklenen yağışların düşmemesi, bitkinin çimlenme, büyüme ve çiçeklenme evrelerini olumsuz etkiledi. Özellikle çiçeklenme döneminde yaşanan yüksek sıcaklık ve düşük toprak nemi, ayçiçeklerinin kurumasına, bodur kalmasına ya da hiç çiçek açmamasına neden oldu. İklim değişikliğinin etkilerini yıllardır söylüyoruz, ama bu yıl çiftçi birebir yaşadı. Yağışlar nisan sonunda kesildi. Mayıs ve haziran aylarında neredeyse hiç yağmur almadık. Buğdayda sınırlı bir verim alınsa da, ayçiçek adeta yok oldu” dedi.. Şahin, kuraklığın artık tarımda ‘istisna’ değil, ‘norm’ haline geldiğini kaydetti.

İthalat baskısı artacak

Verim kaybının en büyük etkilerinden birinin piyasada hissedileceğini söyleyen Şahin, “Bu yıl ayçiçek üretimimiz yüzde 40-60 oranında düşebilir. Bu da demek oluyor ki, iç talebi karşılayamayacağız. İthalata mecbur kalacağız. Dışa bağımlılığımız artacak, bu da ayçiçek yağı fiyatlarına doğrudan yansıyacak” uyarısında bulundu. Türkiye’nin her yıl yaklaşık 1.5 milyon ton ham ayçiçek yağı ithal ettiğini hatırlatan Şahin, “Eğer bu kuraklık etkisi bu şekilde sürerse, bu rakam daha da artacak. Dövizdeki dalgalanma ve küresel emtia fiyatlarının yükselmesiyle birlikte, raflardaki ayçiçek yağı fiyatının yeniden çift haneli zamlarla karşılaşması kaçınılmaz” diye konuştu.

Kuraklık bitkiyi öldürüyor?

Kuraklığın etkilerinin sadece ürün kaybıyla sınırlı kalmadığını belirten Vural Şahin, şu teknik açıklamayı yaparak, “Bitki yaşamının her evresi için su hayattır. Tohumun çimlenmesinden, kök gelişimine, yaprak oluşumuna kadar her aşamada toprakta yeterli nem olmazsa, bitki gelişemez. Ayçiçek bitkisi özellikle çiçeklenme döneminde yüksek suya ihtiyaç duyar. Kuraklık, bu dönemde fotosentezi durdurur, çiçek açmaz, polen üretimi azalır ve tohum bağlamaz. Yani, ürün sıfırlanır” dedi. Şahin, özellikle kumlu ve geçirgen topraklarda üretim yapan çiftçilerin bu yıl hiç ürün alamadığını belirtti.

Emeklilerin maaş isyanı: 1 gün maaş alıp 29  gün düşünüyoruz
Emeklilerin maaş isyanı: 1 gün maaş alıp 29 gün düşünüyoruz
İçeriği Görüntüle

Çözüm: Bilimsel tarım

Vural Şahin, yaşanan bu tablonun geçici bir kriz değil, iklim değişikliğinin kalıcı etkisi olduğunu vurguladı. Tarımsal üretimin artık eski alışkanlıklarla sürdürülemeyeceğini söyleyen Şahin, çözüm önerilerini hatırlatarak, “Kuraklığa dayanıklı yerli tohum çeşitleri geliştirilmeli. Modern sulama sistemleri (damla, yağmurlama) devlet teşvikiyle yaygınlaştırılmalı. Üreticilere iklim değişikliğine uyum eğitimleri verilmeli. Tarımsal üretim planlaması yapılmalı; hangi bölgede, ne kadar üretim yapılacağına dair veri temelli kararlar alınmalı. Tarım sigortaları yeniden düzenlenmeli, kuraklık kapsamı genişletilmeli. Kuraklık artık sadece çiftçinin değil, tüm toplumun sorunu. Tarlada ürün yoksa, rafta da ürün pahalı. İklim krizine karşı topyekûn mücadele etmezsek, gıda krizine teslim oluruz. Bugün ayçiçek açmadıysa, yarın buğday, arpa, mısır da açmaz. Tarımı acilen milli güvenlik meselesi olarak ele almalıyız” diyerek konuşmasını tamamladı.

Muhabir: Esra ALTUNKES