Saadet Partisi (SP) Antalya İl Başkanı Mehmet Fatih Tekin, İl Başkan Yardımları Uğur Kocabay, Mehmet Akif Bilgin ve İl Tanıtım Medya Başkanı Aydın Çevik ile birlikte Manşet Medya Grubu ziyaret etti. Antalya İl Başkanı Mehmet Fatih Tekin ülkede ciddi şekilde kutuplaşma olduğunu belirterek Saadet Partisi olarak bu konuda kendilerine büyük görevler düştüğünü vurguladı. Tekin, “Saadet Partisi ülkenin çimentosu oldu. Biz sorunları hep birlikte çözelim istiyoruz. Necmettin Erbakan hocamız da ülkenin refahı ve huzuru için çok büyük işler yapmıştır. ASELSAN, ROKETSAN, TÜMOSAN’ı, Polatlı’da fabrikayı kurdu; D-8’leri kurdu. Hocamız, İslam-Ortak Para Birimi ile ekonomik birliktelik oluşturmayı hedefledi. Şu an bu proje olsaydı en ufak bir ekonomik krizde sallanmayacaktık. Evet şimdi yollar, hastaneler yapılıyor ama cari açığımız da çok fazla. Örneğin Almanya’da da kriz olmasına rağmen onlar hiç etkilenmiyorlar ama biz en ufak bir krizde sarsıntı yaşıyoruz” diye konuştu.
‘Denetim herkese olmalı’
Merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ın ülkeye ciddi katkılar sağladığını ifade eden Başkan Mehmet Fatih Tekin Antalya gündemine dair ise şunları söyledi; “Antalya’da organize sanayinin temelini de Erbakan hocamız atmıştır. Hocamız sadece maddi kalkınmayı değil; manevi kalkınmayı da çok önemsemiştir. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde şu anda yaşananlar ve benzeri olaylar aslında sistemsel bir mesele. Bu ülkede birçok belediyeye başkanlık yapmış milli görüşe sahip insanlar var ama onlara yolsuzluk ve rüşvet operasyonu yapılmadı. Örneğin Eyüp Belediyesi’nin girişine ‘Rüşvet alan da veren de lanetlidir’ yazıldı. Bu yazı ideoloji, mantık kalıp aslında. Partilerin kendi içerisinde denetlenmesi gerekiyor. Geldiğimiz noktada denetleme sistemi yok, yani bu dönemde bu sistem yok; gerçekten üzücü bir durum. Eğer denetleme yapılacaksa bu sadece CHP’li belediyelere değil, diğerlerine de uygulanmalı. Kimse sütten çıkmış ak kaşık değil!”
‘Adalet şeffaf olmalıdır’
“Örneğin Elazığ Belediye Başkanımız Abdullah Bey bir suç duyurusunda bulundu. Sebebi de kiralanan iş makinesinin 3 yıllığına 530 milyon TL’ye kiralanıyor. Satın alınsa 100 milyon TL’ye alınacak makineler. Tabi bununla alakalı hiçbir işlem olmadı. Bu CHP’li belediyelerle alakalı olsa mutlaka bir işlem başlatılırdı. Yani adaletin olmadığı yerde bu sefer zulüm başlıyor. Adaleti en şeffaf şekilde sağlamak gerekiyor. Burada ‘kul hakkı’ diye bir şey var ama maalesef birçok insana çocukken öğretilen kul hakkının yanında ‘kamu hakkı’ öğretilmiyor. Biz bireysel haklarımızı ödeyebiliriz ama kamu hakkı öyle basit bir şey değil. Kesinlikle bu tarafın belirtilmesi lazım. Çünkü kamu hakkı, ödenebilecek bir hesap değil.”
‘Bir resetlenmemiz lazım’
“Bir yenilenme, bir resetlenmemiz lazım. İşte tam da bu noktada en büyük iş Saadet Partisi’ne düşüyor. Bizim burada oylarımız artıyor, iktidara geldiğimiz zaman birçok şeyi Allah’ın izniyle değiştireceğimize inanıyoruz. Çünkü bizim partimizin bir duruşu var. Şu anda İsrail dört tane ülkeyi bombaladı. Bir tane Müslüman ülke de çıkıp bir şey demiyor. Hocamızın söylediği bir ‘narkozlanma’ tabiri vardı. Bir insanı narkozla bayıltırsınız, iç organlarını alırsınız. Kişi uyandığı zaman da bir ağrı hisseder. İşte Müslüman ülkelerde de narkozlanma var. Narkozlanmadan önce bu ülkeleri uyandırmamız gerekiyor. İsrail’e tepki gösteremiyoruz.”
‘Bazılar şeyler siyaset üstü’
“Bazıları şeyler artık ulusal tehdit haline geldiği zaman siyaset üstü oluyor. İnsanlarda artık siyasete ciddi bir güvensizlik var. Artık insanlar siyasete girmek istemiyorlar. SP olarak biz seçim zamanında olsun, oy zamanında olsun insanlar bize güvendiklerini söylüyor. Oy verirken bazen tereddüt yaşanıyor ama genelde şu anda insanlarda siyasete bir küskünlük, kırgınlık var. İdeolojilerin ortadan kalkması da bu konuda önemli. İnsanlar, siyasetin kirli bir yüzü varmış gibi algılıyor. Aslında siyaset, hizmet etme alanıdır ama siz bunu kendi menfaatiniz, çevrenizdekilerin menfaati için kullandığınız zaman siyaset çirkin bir hale geliyor. Toplum önce eğitimle başlayacak; kendini düzeltecek, idareciler de kendini düzeltecek. Biz inşallah önümüzdeki seçimlerde birçok şeyin düzeleceğine inanıyoruz.”
‘En büyük eksik milli görüş’
“Antalya hızlı büyüdü. Biz bu büyümeyi kaldıramadık. Antalya’nın en büyük eksikliği milli görüşle tanışamaması. Konya, Kayseri, Çorum, Ankara, İstanbul şehirleri gibi milli görüşle tanışamamış olması. O şehirlerin yolları, ferahlığı var ama Antalya tanışamadığı için yollarımız basık, geniş değil. Biz seçimlerde adayken, ‘Antalya’ya kim gelirse gelsin hep birlikte; odalarla, mimarlarla birlikte Antalya’ya yüzyıllık bir kent planı yapalım’ dedik. Son yıllarda artık belediyeler tıkandığı için bütçe konusunda örneğin yolları Karayolları yapıyor. Çünkü tıkandı artık kan akışı yok. Antalya’ya mutlaka bir şehir planı koyulması gerekiyor. Burada asıl mesele ‘vizyon’ meselesi. Bu vizyonun korunması gerekiyor. Bu yüzden bir belediye başkanının mutlaka şehir plancısı, mimar veya inşaat mühendisi olması gerekiyor.”
