Bekir Kumbul’un en sevdiğim ve takdir ettiğim yanı budur..
Herkese gider..
Parti ve kişi ayrımı asla yapmaz..
Gezer, konuşur, dinler, fikir edinir ve “akılcı” bulduklarını uygular..
Bazıları gibi, “megaloman” falan değildir..
“Herşeyi en iyi ben bilirim, en iyi ben yaparım, siz de kimsiniz” havasına girmez..
…
Bunu böyle yazıyorum ya..
Birilerinin kafası iyice karışıyor..
Hani CHP’yi ve bazı CHP’lileri eleştirdiğim için beni “yanlı” ve “Ak Parti’li” ilan edip, itibarsızlaştırmaya çalışanlar var ya, işte onlar..
“CHP’li Mustafa Akaydın’ı ve İl Başkanı Devrim Kök’ü (ayrıca bazı CHP’li vekil ve genel başkanları) yerden vuruyor, ama CHP’li Bekir Kumbul’u başının üstüne koyuyor, bu nasıl iş” diye düşünüp, işin içinden çıkamıyorlardır..
Çıkamazlar da..
Çünkü..
Kafalarına “at gözlüğü” taktıkları için, ancak belli yerleri ve şeyleri görebilir onlar..
Ötesine “kafaları” asla basmaz..
Ancak “kışkırtma” ve “itibarsızlaştırma” gibi olgulara sarılıp, varolmaya, adam yerine konmaya çalışırlar..
…
Ama..
Bekir Kumbul (ve bazı CHP’liler) aklı başında hareket eden biridir..
Ve aklı başında hareket eden herkesi, partisi ne olursa olsun, “başımın üzerinde” taşırım..
…
Antalya halkının çoğu, hatta şu andaki Büyükşehir Başkanı ile İl Başkanı bile pek bilmez..
Bugün Antalya “Biiyolojik Arıtma”ya sahipse, bunun mimarı Bekir Kumbul’dur..
90’lı yılların sonuna doğru Antalya’nın her cadde ve sokağını 4’er-5’er kez kazan zamanın Büyükşehir Başkanı Hasan Subaşı, Antalya için “ön arıtma” yaptırmaya kalkışmıştı..
Oysa AB’nin “bağlayıcı” bir kararı vardı..
Antalya 2003 yılına kadar biyolojik arıtmayı yapmazsa, Avrupa’da “Kara Liste”ye alınacaktı..
Bunun anlamı, “Antalya’da turizm bitecek” demekti..
Defalarca yazmama,uyarmama, E TV’de programlarda anlatmama rağmen, Subaşı “ön arıtma” inadından hiç vazgeçmedi..
1999 yerel seçimleri için Bekir Kumbul, (tıpkı bugünlerde yaptığı gibi) yine herkesi ziyaret etmeye ve fikir alışverişinde bulunmaya başlamıştı..
Beni ziyaretinde, “bu arıtma konusunu sık sık yazıyorsun, nedir bu” diye sordu..
Anlattım, detayları verdim, AB kararlarını gösterdim..
Aradan süre geçti ve seçimleri Bekir Kumbul kazandı..
Daha 1 hafta geçmemişti ki, beni kahve içmeye davet etti..
“Biyolojik Arıtma”yı bir daha anlattırdı..
“Öyleyse” dedi, “bu arıtma biyolojik olacak..”
Ve “ön arıtma” çalışmalarını iptal etti, hemen biyolojik arıtma çalışmalarına başladı..
Görev süresi dolmadan da, arıtmayı bitirdi..
Elbette yeterli değildi..
2004 seçimlerini kazanan Menderes Türel, bu arıtmayı genişletti, geliştirdi, ayrıca Lara’ya bir arıtma daha yaptı..
Bugün, Kumbul ve Türel’in sayesinde Antalya’nın denizi temiz kalabildi..
Şimdiki Başkan Mustafa Akaydın ise, Kumbul ve Türel’in bu yaptıklarını afişler yaptırıp “kendi eseriymiş” gibi göstermeye çalışıyor..
Aradaki farkı farkedin artık..
…
Bekir Kumbul seçildiğinde, altkademe belediyelerin hepsi de farklı partidendi..
Ama..
Gayet güzel bir uyum içinde Antalya’ya en hizmeti vermeye çalıştılar..
Kimse kimsenin partisini kötülemeden işleri yürüttüler..
Bekir Kumbul, böylesine imkansızlıklar içinde bile Boğaçayı köprüsünü yaptırdı..
Sadece..
Ulaşımla ilgili “kilitleri” bir türlü kıramadı..
Bunda, o zamanki CHP il yöneticileri ile Deniz Baykal’ın etkileri fazlaca olmuştu..
Başka partiler değil, kendi partisi engeller çıkarmıştı..
…
Bugün bakıyorum, Bekir Kumbul yine ziyaretlere başladı..
Çünkü..
Adı kulislerde “CHP’nin büyükşehir adayı” diye konuşuluyor..
Eminim yine herkesi dinleyecek ve (eğer aday yapılır ardından da seçilirse) akılcı bulduklarını mutlaka yapacaktır..
Bazıları gibi, (aklının ermediği konularda) kafasının dikine gitmeyecektir..
…
Bu yazdıklarımla, umarım CHP’lilere bazı şeyleri anlatabilmişimdir..
Anlayana sivrisinek saz..