Pazar günü akşam yapılan, “Gazetecilerin ödül gecesi”ne bir kez daha döneceğim.. Dün CHP’lilerin protestosunu (ya da ‘gidersek Yıldıray Sapan sorularıyla karşılaşırız’ korkusu) yazmıştım.. Bugün de.. O gece bir konuşma yapan Mustafa Akaydın’ın “iki yüzlülüğünü” sizlere aktaracağım.. … Cemiyet Başkanı Mevlüt Yeni.. AKPM Başkanı AKP’li Mevlüt Çavuşoğlu.. Vali Ahmet Altıparmak.. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül.. Hepsi de.. “Gazeteciliğin önemini, demokrasinin olmazsa olmaz aktörlerinden biri ve 4. kuvvet olduğunu, gazetecilerin yaşadıkları sıkıntıları” dile getirdiler.. Üsluplarınca.. Bir çeşit gönül aldılar.. Ama.. Büyükşehir Başkanı Akaydın’ın söylediklerine bir anlam veremedim.. … Yanlış anlamayın.. Aslında Akaydın çok güzel konuştu, güzel şeyler söyledi.. Söylediklerinin hepsinin altına imzamı düşünmeden de atarım.. Ancaaakk.. Eğer bir insanın kalbiyle dili “aynı şeyi” söylemiyorsa.. “İnandırıcı” da olamıyor.. … O gece Akaydın gazetecilerin çektiği sıkıntıları anlatırken, “özgürce” işlerini yapamadıklarını dile getirdi.. Mustafa Balbay’ı, Nedim Şener’i, Tuncay Özkan’ı örnek gösterdi.. Ve dedi ki: “Gazetecilerin özgürce çalışamadığı bir ülkede, demokrasiden de söz edilemez..” … Bir gazeteci olarak, bu sözü alkışlıyorum.. Ama.. Akaydın’ı rektörlüğünden beri takip eden ve “ruhuna kadar bilen” biri olarak bu sözlerinde “samimi olmadığını” söylüyorum.. Çünkü.. “Gazetecilerin özgürce çalışamadığı bir ülkede, demokrasiden de söz edilemez” diyen biri, kendisine muhalif olan, eleştiren her gazeteciyi ayrı ayrı mahkemeye verir mi? Onları susturmaya çalışır mı? Adı Mustafa Akaydın’sa.. Mahkemeye de verir, susturmaya da çalışır.. Demokrasiyi falan da rafa kaldırır.. Siyasi hoşgörüsü de yok olur.. Bunun adına da “ikiyüzlülük” denir.. … Akaydın’ın bu ikiyüzlülüğü sadece gazetecilere karşı değil.. Örneğin Santral ve Kepezaltı mahallesi sakinlerine de aynı tavrı sergiledi.. Bu mahalleler, Menderes Türel döneminde “kentsel dönüşüm alanı” olarak planlanmıştı.. Yerel seçim öncesinde CHP yönetimi ve Büyükşehir ile Kepez adayları, “seçilirsek müstakil tapu vereceğiz” diyerek “taahhütname” imzalamışlardı.. Seçimden sonra Akaydın da “kentsel dönüşüm olacak” diye diretmeye başladı.. Bu arada vatandaşlardan para da topladı.. Ve “müstakil tapu”yu ağzına bile almıyor artık.. İşte.. Mahalle sakinlerinin pazar günü isyan edip yol kesmeye çalışmaları ve “Akaydın da bizi kandırdı” demeleri bundandı.. Yani.. “İkiyüzlülüğe karşı bir isyan”dı.. Birçoğu “dışa” vuramıyor.. Ama.. Aynı tür isyanı esnafta, işadamında, sporseverde, kısacası herkeste görmeniz mümkün.. “Prof. Dr. Mustafa Akaydın”ı lütfen dikkatle izleyin.. İkiyüzlülüğünü hepiniz mutlaka görürsünüz.. Bir “şehr-i emin” böyle mi olmalı?