Yeşilçam'ın tozlu sahnelerinden, tiyatronun büyülü perdelerinden tanıdığımız, çocuk yaşta sanat hayatına adım atmış bir isim Bülent Katıoğlu. 1971 Gaziantep doğumlu Katıoğlu, 12 yaşında Yeşilçam'da başladığı kariyerine oyunculuk, senaristlik ve yapımcılık sığdırdı. Ancak yıllarını sanata adamış bu usta isim, günümüzde Antalya'da bir sosyal sorumluluk kuruluşunda asgari ücretle hayat mücadelesi veriyor. Sağlık sorunlarına ve zorluklarla dolu meslek hayatına rağmen dimdik ayakta duran Katıoğlu, sanat camiasındaki acımasız vefasızlığa ve sistemsel ilgisizliğe isyan ediyor.
‘8 ay ömür biçtiler hala ayaktayım’
Yeşilçam'ın emektar oyuncularından Bülent Katıoğlu, geçirdiği ağır sağlık sorunlarına rağmen hayata tutunmaya devam ediyor. Katıoğlu, son 3 yılda beyin pıhtısı, tümör, bağırsak kanseri, kalp krizi ve şeker hastalığıyla mücadele etti. Doktorların 2022'nin sonunu göremez dediği Katıoğlu, 2025'te hâlâ yaşam mücadelesini sürdürüyor. "Doktorlar bana 8 ay ömür biçti. Ama Allah’ın izniyle hâlâ buradayım" diyerek, hastalığa meydan okuyan Katıoğlu, devletten aldığı yüzde 59 engelli raporuyla geçimini çalışarak sürdürmenin gururunu taşıyor. Katıoğlu, "Hayatım boyunca ne devletten ne de bir kurumdan yardım istedim. Elim kolum tutuyorsa çalışırım dedim. 24 ilaçla başladım, şu an günde 18 ilaçla yaşıyorum" diyor.
‘En yakınlarım sırtımdan vurdu’
Katıoğlu'nu en çok yaralayan ise kendi adı kullanılarak başlatılan izinsiz yardım kampanyaları olmuş. Kendisinden habersiz şekilde sosyal medyada yardım çağrıları yapıldığını belirten usta oyuncu, en büyük kırgınlığının yakın çevresine olduğunu dile getirerek, “Benim psikolojim bozuk deyip adımı kullanarak para toplamaya çalışanlar oldu. Hâlâ yüzüme gülüp arkamdan konuşanlar var. Kimseyi ifşa etmedim. Allah’a havale ettim” dedi. Oyunculuk kariyeri boyunca 70'i aşkın sinema ve dizi projesinde yer alan Katıoğlu, sağlık sorunları nedeniyle sahnelere veda etmek zorunda kaldı. "Çocukluğumdan beri tiyatroya ve sinemaya aşığım. Tiyatroyu bırakmak zorunda kaldım. Çok üzgünüm. Yine de sağlık durumuma uygun bir sinema ya da dizi teklifi olursa, belki dönerim. Aşkımdan kolay vazgeçemem” diyor.
‘Sanat camiası çok vefasız’
Katıoğlu’nun en çok üzen şeylerden biri de sanat camiasındaki vefasızlık. Geçmişte birlikte çalıştığı birçok kişinin bugün kendisini görmezden geldiğini ifade eden sanatçı, "Bir soba yardımıyla bile gündeme getirilip rezil edilmek istendim. Oysa hasta olduğumu kimseye duyurmadım. Ne sosyal medyada ne başka bir yerde. Sessizce mücadele ettim. Maalesef camia çok vefasızlaştı. Yıllarca bu mesleğe emek vermiş, benim gibi onurundan, gururundan ödün vermemiş birçok sanatçı büyüğümüzü sokakta kaybettik. Bu hepimizin kaderi olmamalı. Ben gözümle gördüm, abilerim ablalarım sokakta öldü. Kimisi açlıkla, kimisi hastalıkla mücadele ederken görmezden gelindi. Oysa Sesan ve Filmsan gibi kuruluşlar sanatçılara daha fazla manevi destek sunmalı. Hala o derneklere üyeyim, hiçbir zaman ayrılmadım. Ama bu bağlılığın karşılığında bir destek göremedim. Sadece kendim için söylemiyorum, bizden sonrakiler aynı acıyı yaşamasınlar diye konuşuyorum” diye dert yanıyor.
‘Manevi destek daha önemli’
Yıllardır sinema ve tiyatro sanatı için mücadele verdiğini vurgulayan Katıoğlu devletten beklentilerini ise şöyle sıralıyor; "Devletimizden bir talebim varsa o da şudur; Oyuncularına, sanatçılarına sahip çıksın. Her şey para değil. Bunu defalarca söyledim. Biz bir şekilde geçiniriz ama bir telefon, bir tebessüm, bir hal hatır sorma bile inanın her şeyi değiştiriyor. Manevi destek çok daha kıymetli. Şu anda Antalya'da olimpik yüzme havuzu bünyesinde asgari ücretle çalışarak hayatımı sürdürüyorum. Devletten yardım istemedim, kimseden de dilenmedim. Sağlık sorunlarım var ama ayaktayım. En azından başım dik, alnım açık yaşıyorum. Yine de içim acıyor çünkü gençler aynı şeyleri yaşamasın istiyorum. Ben göçüp gideceğim belki ama arkamızdan gelen gençlerin bu acıyı yaşamaması için konuşuyorum.”