Antalyaspor bu sezonu kaybetmeye sahada değil, çok daha önce masa başında başladı. Emre Belözoğlu ile girilen süreç bir futbol aklının ürünü değil, mecburiyetlerin toplamıydı. Transfer yasağıyla girilen yaz, tahta açılır açılmaz yapılan panik hamleleri, kısa sürede kurulan dengesiz bir kadro. Nicelik vardı ama kalite dengesi yoktu. Hücum hattında bitirici eksikti, orta sahada oyunu sakinleştirecek bir beyin yoktu, savunmada liderlik sorunu daha ilk haftalarda kendini gösterdi. Birbirini tanımayan oyuncularla oluşturulan bu yapı, sezona güçlü bir başlangıç yapma ihtimalini daha en baştan ortadan kaldırdı. Emre Belözoğlu gittiğinde geride kalan sadece kötü sonuçlar değildi. Kimliği olmayan, sahada ne yapmak istediğini bilmeyen, özgüveni kırılmış bir takım kaldı. Asıl sorun ise bu enkazın sadece teknik direktör değiştirerek toparlanabileceğine inanılmasıydı. Antalyaspor, yine gerçeği değil, kolay yolu tercih etti. Oysa sorun kenarda değil, bu sezona nasıl başlandığındaydı.

Etkisiz dokunuş
Erol Bulut’un gelişiyle birlikte Antalyaspor’da bir reaksiyon beklendi ama bu beklenti sahada hiçbir karşılık bulmadı. Dizilişler değişti, oyuncu tercihlerinde rotasyon yapıldı ama takımın oyunu aynı kaldı. Antalyaspor yine basit top kayıpları yaptı, yine geçiş savunmasında yakalandı, yine gol atmakta zorlandı. İç sahada kaybetme alışkanlığı Bulut döneminde daha da derinleşti. Galatasaray karşısında yaşanan ağır yenilgi bunun sadece bir örneği değil, bu sürecin özeti oldu. İlk darbede dağılan, skoru tutamayan, oyuna tutunamayan bir takım. Bu noktada Erol Bulut’un sahaya dokunduğu tek bir alan bile gösterilemedi. Ne psikolojik bir toparlanma yaşandı ne de oyunda belirgin bir değişim görüldü. Antalyaspor, Bulut’la birlikte kaybetmemeyi bile öğrenemedi. Bu durum, teknik direktör etkisinin neredeyse sıfıra yakın olduğunu açık şekilde ortaya koydu.

Trabzonspor Başkan Yardımcısı Saral: Herkes haddini bilsin
Trabzonspor Başkan Yardımcısı Saral: Herkes haddini bilsin
İçeriği Görüntüle

Acı gerçek
Bugün gelinen noktada artık kimse kendini kandırmamalı. Antalyaspor bu sezon güzel futbol oynayamaz, cesur planlar yapamaz, yüksek tempolu oyun hayalleri kuramaz. Bu takımın tek hedefi ligde kalmak olmalı. Önce gol yememeyi öğrenmek, önce skoru tutmak, önce iç sahada kaybetmemeyi alışkanlık haline getirmek. Bunun için oyunu çirkinleştirmek gerekiyorsa çirkinleştirmek, risk almamak gerekiyorsa almamak. Çünkü bu lig romantizmi affetmez. Ancak bu hedef için de sahada ve kenarda güçlü bir liderlik gerekir. Antalyaspor’da şu an bu liderlik yok. Sorumluluk sahada paylaşılmıyor, kenarda hissedilmiyor, tribünde ise umutsuzluk giderek büyüyor. Taraftar kızgın değil, sessiz. Sessizlik ise bir kulüp için en tehlikeli alarmdır. Antalyaspor’un kurtuluşu yeni bir isimde değil, gerçekle yüzleşip bu sezonu en az hasarla bitirecek iradeyi göstermekte. Aksi halde bu sessiz gidiş, kaçınılmaz bir sonun habercisi olur.

Muhabir: GÜRKAN BALCI