Antalyaspor’un Alanya deplasmanından aldığı 0-0’lık sonuç, tabelada sakin görünse de takımın oyun kimliğine dair önemli ipuçları taşıyor. Bu derbide Erol Bulut’un planı belirgindi. Takım sıkı bir savunma disipliniyle hem merkezde hem kenarlarda rakibe boşluk bırakmadı ve Alanyaspor’un ceza sahasında 21 kez topla buluşmasına rağmen net fırsatlar üretmesini engelleyerek doğru refleks verdi. Ancak aynı Antalyaspor’un hücumdaki etkisi son derece sınırlı kaldı. Rakip ceza sahasına yalnızca 7 kez girilmesi, topa sahip olunduğu anlarda fikir akışının ne kadar zayıf olduğunu ortaya koydu. Takımın savunmada gösterdiği disiplin ile hücumda yaşadığı tereddüt arasındaki fark bu maçta daha da görünür oldu. Antalyaspor savunmayı doğru kuruyor ama topu ileri taşırken aynı kararlılığı gösteremiyor. Bu nedenle derbi, takımın gerçek sorununu sessizce yüzeye çıkarmış bir karşılaşma niteliği taşıyor.
Eksik özgüven
Sahadaki en belirgin problem, Antalyaspor’un topu ileri taşırken yaşadığı özgüven eksikliği oldu. Boli’nin savunma arkasına attığı koşularda çoğu zaman destek alamaması ve Abdülkadir Ömür’ün taşıdığı toplara yeterli sayıda eşlik edilmemesi hücumdaki organizasyon bozukluğunu açık bir şekilde gösterdi. Storm’un dışarıya giden sert şutu ve Abdülkadir’in köşeye yönelen topunu kalecinin çıkardığı an dışında rakip kalede ciddi bir etki oluşmadı. Pas bağlantıları sık sık yavaşladı ve orta saha hattı risk almaktan çekindikçe takımın üretimi iyice daraldı. Antalyaspor’un savunmada gösterdiği direnç değerliydi ancak hücumun bu kadar silik olması maçın ritmini de takımın özgüvenini de aşağı çekti. Bulut’un “deplasmandan alınan her puan altın değerinde” sözünün sahadaki yansıması doğruydu fakat bu puanın alınma şekli uzun vadeli umut vermekten uzak bir görüntü çizdi.
Geleceğe dair net uyarı
Bu derbi Antalyaspor’un ciddi bir eksiklik yaşadığını değil, aynı eksikliği tekrar ettikçe kalıcı bir soruna dönüştürdüğünü gösterdi. Takım savunma refleksleriyle ayakta kalıyor ve özellikle kriz dönemlerinde kolay dağılmayan yapısıyla dirençli görünüyor. Ancak ligin uzun maratonunda sadece direnç üzerinden yürümek hem oyunu hem hedefi sınırlayan bir yaklaşım. Alanyaspor’un oyunu belirli bölümlerde daha rahat kontrol edebilmesi, Antalyaspor’un top kendisindeyken neden hızlanamadığını açıkça ortaya koydu. Bu takımın ihtiyacı olan yeni bir diziliş değil, oyun içinde daha cesur davranacak bir ruh. Orta sahada mevcut kaliteli ayaklar doğru yönlendirildiğinde Antalyaspor rakip yarı sahayı daha fazla zorlayabilecek kapasiteye sahip. Derbi bu nedenle yalnızca bir puan değil, geleceğe dair önemli bir mesaj bıraktı. Antalyaspor artık savunmada ayakta durmanın ötesine geçip oyun karakterini hücuma da taşıyan bir yapıya evrilmek zorunda. Çünkü bu ligde ayakta kalmak için direnç yeter ama ilerlemek için cesaret şart.





