Anahtar Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Demiröz, Antalya İl Başkanlığı binasında düzenlenen toplantıda tarım politikalarına ilişkin kapsamlı açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demiröz, üreticilerle birebir temas kurduklarını belirterek, Türkiye genelinde çiftçilerin yaşadığı sorunların ortak olduğunu vurguladı. Demiröz, “Bugün Antalya’da çiftçinin derdi neyse Türkiye’nin dört bir yanındaki çiftçinin derdi de o. Sadece ürünün adı değişiyor” iadesini kullandı. Anahtar Parti olarak sahaya indiklerini ifade eden Demiröz, bugüne kadar 102 köyde toplantı yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Üreticinin sorunlarını dinledik, çözümlerimizi anlattık. Dert aynı dert. Üretici zarar ediyor, tüketici ise en pahalı ürünü tüketiyor. Tarım ve gıda bu nedenle gündemimizin merkezinde.” Gıdanın temel bir ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Demiröz, et tüketiminde yüzde 65 oranında düşüş yaşandığını, sebze ve tavuktaki fiyat gerilemesinin ise doğrudan enflasyonla ilişkili olduğunu ifade etti.

‘Ekosistemi kuramıyoruz’
Gıda fiyatlarındaki düşüşün sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Demiröz, şu değerlendirmede bulundu: “Sebzedeki fiyat düşüşü, tavuktaki yüzde 8’lik gerileme enflasyonda yüzde 65’lik düşüşe yol açtı. Ama bu, üreticinin zarar ettiği bir alanda gerçekleşiyor. Biz bu ticareti yönetemiyoruz. Üretiyoruz, tüketecek nüfusumuz var, ihracatçımız var, gıda sanayimiz var ama ekosistemi kuramıyoruz.” Serbest piyasa anlayışının yanlış yorumlandığını savunan Demiröz, devletin Cumhuriyet’in kurucu ekonomi anlayışına dönmesi gerektiğini belirterek, üreticinin lehine her alanda müdahale edilmesini savundu.

‘Asgari ücret derhal kalkmalı’
Çalışma hayatına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Demiröz, asgari ücret uygulamasının hem işçiyi hem işvereni zorladığını ifade ederek şunları kaydetti: “Asgari ücret derhal kalkmalı, sendikalaşma artmalı. Uluslararası İş Sözleşmesi’nde ‘eşit işe eşit ücret’ anlayışı vardır. Ücret, işçiyle işveren arasında belirlenmelidir.” Tarımda çözümün kooperatifçilik ve planlı üretim olduğunu vurgulayan Demiröz, devletin üreticiyle ortak hareket etmesi gerektiğini belirterek, “Kooperatif ürün almalı, devlet girdileri sağlamalı. Gıda enflasyonu yüzde 26. Neden empatiyi hep üretici yapmak zorunda? Devlet de empati yapmalı” dedi.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e tarım
Demiröz, konuşmasında Osmanlı’nın tımar sisteminden Cumhuriyet dönemindeki tarım politikalarına kadar pek çok örnek vererek, planlı üretimin tarihsel olarak başarı sağladığını söyledi. Demiröz, “1400’lü yıllardan 1900’lere kadar tarım ürünü ithal etmemişiz. Cumhuriyet döneminde de 101 yıldır pancarda planlı üretim yapıyoruz. Girdisi veriliyor, avansı veriliyor, ne kadar ekileceği belli. Domateste neden yapmayalım?” diye konuştu. Anahtar Parti’nin hedefinin, pancarda uygulanan planlı modeli tüm tarım ürünlerine yaymak olduğunun altını çizen Demiröz, küçük üreticinin desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
‘Vaade değil, hesaba bakıyoruz’
Tarım politikalarını tüm detaylarıyla kamuoyuyla paylaştıklarını ifade eden Genel Başkan Yardımcısı Demiröz, şunları söyledi: “Biz ‘gelince çözeceğiz’ demiyoruz. Nasıl çözüleceğini, kaynağını, etki analizini anlatıyoruz. Hükümet isterse bu politikaları kullansın, helal hoş olsun. Yeter ki çiftçinin derdine derman olsun.” Demiröz, Anahtar Parti’nin tarım politikalarının 200’ü aşkın akademisyen, ziraat mühendisi ve sektör temsilcisiyle hazırlandığını belirterek, somut çözüm önerilerini şöyle sıraladı: “Çiftçinin tüm borçları faizsiz olarak dondurulmalı. Borçlar 5 yıl vadeyle yapılandırılmalı. Sermaye ihtiyacı kooperatifler tarafından karşılamalı. Çiftçi, ürettiği ürünle borcunu ödemeli. Bu model besiciden balıkçıya, arıcıdan ipek böcekçisine kadar tüm üreticileri kapsamlı.” Demiröz, gıdanın temel bir ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek konuşmasını, “Gıda üretimin tetikleyicisidir. Gıda zaruridir. Fırsat maliyetini kabul etmez. Ürünü değerinde almazsanız üretim sürdürülemez” diyerek noktaladı.





