Her yıl ekim ayının ikinci perşembe gününün Dünya Görme Günü olarak kutlandığını ifade eden Dünyagöz Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Deniz Kılıç, toplumda göz sağlığı açısından bir farkındalık yaratmayı amaçladıklarını kaydetti. DSÖ ve Uluslararası Körlüğü Önleme Ajansı'nın bugünü her yıl farklı temalar ile kutladığını anlatan Dr. Kılıç, "Bu yılın teması 'Love your eyes'. 'Yani gözlerinize değer verin'. Gözlerimiz dünya ile bağ kurduğumuz bir duyudur. DSÖ verilerine göre yaklaşık 1 milyar insan bu bağdan mahrum kalmaktadır. Oysa ki görme kayıpları önlenebilir ve tedavi edilebilir durumlardır. Gözlerimiz dünyaya açılan bir pencere. Tedavi edilebilir önlenebilir hastalıklar olmasına rağmen yaklaşık 1 milyar insan bundan mahrum kalmaktadır. Bunun en sık sebebi de miyop, hipermetrop, astigmat gibi tedavi edilmemiş görme kusurlarıdır. Bunlar aslında basit bir muayene ile ortadan kaldırılabilecek bozukluklardır. İkinci en sık sebebi de kataraktır. Bunu da çok kolay bir teşhis ve ileri teknoloji sayesinde yaklaşık 5-10 dakika süren bir ameliyat ile tedavi edebiliyoruz" ifadelerini kullandı.
'ÇOCUKLARDA DERS BAŞARISINDA DÜŞÜŞ'
Çocukluk çağında da birçok görme bozukluğunun ortaya çıkabildiğini belirten Dr. Kılıç, çocukluk çağı kataraktları, göz tembelliği ve göz kapağı düşüklüklerinin bunlardan bazıları olduğunu dile getirdi. Çocukluk çağındaki sorunların erken yaşta tedavi edilirse bireyler arasındaki iletişimin kuvvetlenebileceğini söyleyen Doç. Dr. Deniz Kılıç, "Çocukluk çağında düzeltilmeyen sorunlar okul başarısını etkiler ve çocuk arkadaşları ile iletişiminde geri kalır. Bunların basit şekilde önüne geçebiliriz. Bir gözlük kullanarak ya da gözlük takmak istemeyenler kontakt lens tedavileri ile topluma karışıp ders başarılarında artış elde edebilir" açıklamalarında bulundu.
'HER YIL DÜZENLİ MUAYENE'
İleriki dönemde kalıcı görme kayıpları ile karşılaşmamak için vatandaşları uyaran Doç. Dr. Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her yıl düzenli göz muayenesi yaptırmalıyız. Bu muayene en başta görme keskinliği yani gözlük ölçümü, göz tansiyonu ölçümü ve göz dibi muayenesinden oluşmaktadır. Bunların ileri teknoloji ile donanımlı merkezlerde yapılması önemlidir. Bu sayede ileri yaşta katarakt, göz tansiyonu veya diyabetik retinopati gibi sinsi seyreden hastalıkların önüne geçebiliriz. İleri yaşlarda kataraktı olan ya da diyabetik retinopatisi olan bazı hastalarımız maalesef tamamen görme bozukluğu ya da göz kararması ile karşımıza geliyorlar. Tedavide geç kalmış olunuyor. Küçük bir kanaması olanlar onu durdurabilecekken iki sene sonra geldiklerinde gözün tamamında kanama ve ödeme oluşabiliyor. Bu durum kişilerde kalıcı görme kaybına da sebep olabiliyor. Yaşlılığın getirdiği toplumsal baskı da eklenince, hastalarımız kendilerini geriye doğru çekip iletişimden kopabilir."(DHA)