Akran zorbalığı çağımızın en büyük problemlerinden biri haline gelmiş durumda. Araştırmalara göre Türkiye’de her 4 çocuktan 1’i akran zorbalığına uğruyor. Çocuklar arasında en tehlikeli zorbalık türü olan akran zorbalığına ilişkin açıklamalarda bulunan Psikolojik Danışman Gizem Yıldız, ‘Akran Zorbalığı’nın bir çocuğun ya da ergenin, yaşıtı bir başka çocuğa kasıtlı, tekrar eden ve güç dengesizliğine dayalı zarar verici davranışlarda bulunması olduğunu söyleyerek bu zorbalığın fiziksel (itme, vurma), sözel (alay, tehdit), sosyal (dışlama, dedikodu), siber (internet üzerinden hakaret) olabileceğinden bahsetti.
‘En tehlikelisi siber zorbalık’
Gizem Yıldız, zorbalığın en sık 9-14 yaş arası çocuklarda görüldüğünü, özellikle ilkokul sonları ve ortaokul başlarında en riskli dönem olduğunu vurgulayarak, “Genellikle sözlü şiddetle başlayan akran zorbalığı çoğunlukla fiziki şiddetle sürüyor. Güç ihtiyacı, empati eksikliği, öfke kontrol zayıflığı, ev içi şiddet geçmişi görülebilir. Dışlanma ve ötekileştirme çocuklarda derin izler bırakıyor fakat çocuklar için en tehlikelisi de siber zorbalık. Ekranlar ise bu zorbalığın tetikleyicisi konumunda. İçe kapanma, okuldan kaçma isteği, somatik şikayetler, özgüven kaybı, sosyal geri çekilme zorbalığa uğrayan çocuklarda belirtiler olarak gözlemleniyor” diye konuştu.
Aileler bunlara dikkat etsin
Akran zorbalığı ile şaka arasındaki farka da değinen Yıldız, şöyle konuştu: “Şaka iki kişiyi güldürür; zorbalıkta biri güler, diğeri susar. Şaka isteğe bağlıdır, zorbalık ise zorlama içerir. Ani davranış değişiklikleri, okuldan kaçma, eşyaların kaybolması, açıklanamayan yaralar, mutsuzluk gözlenebilir. Aileler bunlardan çocuklarının zorbalığa uğradığını anlayabilir. Öğretmenler de sessiz kalan çocukları gözlemleyerek, zorbalığı açıkça tanımlayarak, güvenli ortam oluşturarak müdahale edebilir. Ebeveynlerin, çocuklarını zorbalıktan korumak için dinlemesi, özgüven kazandırması, duygu farkındalığı oluşturması ve gerektiğinde okul ile iş birliği yapması gerekir. Yargılamadan, empati ile yaklaşılmalı. Davranış değil, çocuk hedef alınmamalı. Aile desteklenmeli. Akran zorbalığına maruz kalan bir çocukla, empati kurulmalı, çocuğun duyguları tanınmalı, yalnız olmadığı ve destek alabileceği hissettirilmelidir.”