Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 954’üncü yılı kutlama törenleri kapsamında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte Bitlis'in Ahlat ilçesinde düzenlenen törene katıldı. Çarho mevkisindeki Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi'nde düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarihimizin en şanlı sayfalarından olan Malazgirt Zaferi'nin yeni bir sene-idevriyede daha sizlerle bir arada olmanın onurunu, gururunu, bahtiyarlığını yaşıyorum. Sizlerin vesilesiyle Anadolu'nun giriş kapısı Ahlat'tan İslam'ın kubbesi olarak zikredilen bu kadim beldeden, ülkemizin dört biri yanındaki vatandaşlarıma ayrı ayrı selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Bir yıllık aranın ardından bizleri bu manevi iklimde, şühedanın gönüllerimizi kuşatan bu ruh serinliğinde tekrar buluşturan Rabb’ime sonsuz hamdüsenalar olsun. Bu anlamlı programın düzenlenmesinde emeği geçen Okçular Vakfımızın her bir mensubuna ayrı ayrı şükranlarımı, tebriklerimi iletiyorum. Aynı şekilde programa katkı veren tüm kurum ve kuruluşlarımıza, belediyelerimize, derneklerimize, vakıflarımıza şükranlarımı sunuyorum. Bizleri bir kez daha samimiyetle bağrına basan Ahlatlı kardeşlerime, Bitlisli vatandaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum" dedi.

'YALNIZCA BİRER KÜLTÜR VARLIĞI DEĞİLLER'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gençler, bugün alimlerin, zahitlerin, evliyanın yeşerip kök saldığı mümbit topraklardayız. Bugün yiğitler yurdu, gaziler otağı, şehitler diyarı Ahlat'tayız. Bugün Ertuğrul Gazi'nin doğduğu ata şehrimizdeyiz. Hem kılıçlarıyla hem kalemleriyle hem de eserleriyle Ahlat'ı vatan kılan burayı önce Malazgirt'in sonra da Anadolu'nun fetih üstü yapan cümle ecdadı, cümle gazi ve şühedayı rahmetle yad ediyorum. Rabb’im ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin. Konuşmamın hemen başında şu gerçeği sizlerle paylaşmak istiyorum. Buradaki mezarlar, kümbetler, abideler ve diğer tüm eserler yalnızca birer kültür varlığı değil, bu topraklardaki bin yıllık mevcudiyetimizin en güçlü şahitleridir. Bu eserlerin her biri, milli ve manevi hazretlerimizin tecessüm etmiş halleridir. Ahlat'ta ilim ferasetle buluşmuş, sanat ve zanaat, edep ve ahlakla süslenmiştir. Bu hakikatin en sarih nişaneleri, Selçuklu kabristanındaki taş mezarlardır. Çağının çok ötesinde, yüksek bir üslup ve hikmet dolu bir dille vücuda getirilen yapıların bir özelliği de şudur; hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim'in ayeti kerimeleri dikkat edin yalnızca şahidelere hak edilmiştir. Sandukalar ise alemlere rahmet olarak gönderilen Resul-i Ekrem Efendimizin hadisi şerifleriyle teyzin edilmiştir. Bu hiç şüphesiz yüksek bir seciyenin dışavurumudur. Müeddep bir bilinç ve şahsiyetin izdüşümüdür. Bu kutlu beldeyi İslam'ın nuruyla tenvir eden El Cezire fatihi İyaz bin Ganm’den ahfadı olmakla daima iftihar ettiğimiz Sultan Alparslan'la, cengi bir sanat gibi icra eden serazat akıncı beylerden gönlü Anadolu kadar geniş Selçuklu ordularının kahraman askerlerine, aşkla, imanla, inançla bu toprakların harcını yakan vahdet, uhuvvet ve şehadet şuuru ile Anadolu'yu ebedi yurdumuz yapan tüm şehitlerimize, tüm gazilerimize bir kez daha Cenabıallah'tan rahmet niyaz ediyorum. Coşkunuz için, ahde vefanız için, karşımda gördüğüm şu muhteşem kardeşlik tablosu için sizlere canıgönülden teşekkür ediyorum" diye konuştu.

'AHLAT, KIZIL ELMA'NIN ANAHTARIDIR'

Türk milleti için Ahlat’ın, Kızıl Elma'nın anahtarı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize kim olduğumuzu, nereden gelip nereye gittiğimizi anlatan beldelerden birisi de Ahlat'tır. Ecdadın konakladığı, nefeslendiği ve zamanını doğru okuduğu Ahlat, bin yıl öncesinden bugüne kurulan bir iman, kültür ve medeniyet köprüsüdür. Her metrekaresi şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış, aziz vatanın bağrında sıradağlar gibi uzanmış şehitlerimizi işaret eden sancaktır. Bu vesileyle Malazgirt Zaferi'nden Çaldıran Muharebesi'ne, Kurtuluş Savaşı'ndan 15 Temmuz Destanı'na bu vatan için, bu nazlı hilal için, bu aziz milletin istiklal ve istikbali için canlarıyla, kanlarıyla bedel ödeyen şehit ve gazilerimizin tamamını rahmetle şükranla anıyorum. Şehitlerimizin emaneti olan bu vatanın ebed müddet ilkesine dayalı devlet şiarımızı şehitlerimizin uğruna serden geçtiği tüm değerlerimizi yaşatmaya, yüceltmeye, son nefesimize kadar muhafaza ve müdafaa etmeye inşallah devam edeceğiz. Mazlumlara ümit, dostlarımıza güven, düşmanlarımıza korku veren birliğimizi bundan sonra da çok güçlü bir şekilde koruyacağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Terörsüz Türkiye menziline doğru kararlı adımlarla yürümeyi sürdüreceğiz

'SAFLARIMIZI SIKLAŞTIRACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Unutmayın; tarih, Türk, Kürt ve Arap bir ve beraber olduğumuzda birbirimizi Allah için sevdiğimizde, ortak hedeflere doğru hep birlikte yürüdüğümüzde, içeride ve dışarıda hangi başarılara imza attığımızın sayısız örnekleriyle doludur. Unutmayın; şarkın sevgili sultanı Selahaddin Eyyubi'nin atamız Sultan Alparslan'ın, Yavuz Sultan Selim'in ordusundaki ruh işte bu ruhtur. Malazgirt'teki düğüm, bu ruhla çözülmüştür. Kudüs'ün kapıları, bu ruhla açılmıştır. İstanbul, bu ruhla fethedilmiştir. Çanakkale'yi geçilmez yapan aynı şekilde bu ruhtur. Yedi düvele diz çöktürdüğümüz Milli Mücadele, tüm imkansızlıklara rağmen yine bu ruhla zafere ulaştırılmıştır. O yüzden saflarımızı sıklaştıracağız. Kardeşliğimizi perçinleyeceğiz. Kavlimizi tazeleyeceğiz. Birlik ve beraberliğimizi hedef alan tüm saldırıları omuz omuza vererek beraberce püskürteceğiz. Büyük ve güçlü Türkiye'yi Allah'ın izni, milletimizin de desteğiyle gelecek nesillere bizler hediye edeceğiz" diye konuştu.

'SON DÜZLÜĞE VARMIŞ BULUNUYORUZ'

Terörsüz Türkiye sürecine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok daha müessir, çok daha muteber, çok daha müreffeh bir Türkiye için çıktığımız bu yolda kimsenin oyununa gelmeyecek, kurulan tuzaklara asla düşmeyeceğiz. Hasımlarımızı rahatsız ve tedirgin eden 'Terörsüz Türkiye' menziline doğru kendimizden emin bir şekilde, ne yaptığımızı, ne murat ettiğimizi bilerek, kararlı adımlarla yürümeyi sürdüreceğiz. Şehit ve gazilerimizin emanetini yere düşürmeden huzurun, sükunun ve muhabbetin merkezinde yer aldığı aydınlık bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz. Gençler biliyorsunuz; bu yolda gerçekten çok acılar çektik. Çok ağır bedeller ödedik. İçeriden ve dışarıdan nice saldırılarla karşılaştık. Ama hepsinin de üstesinden gelmeyi başardık. Şimdi son düzlüğe varmış bulunuyoruz. Biraz daha sabır, biraz daha gayret ve elbette dikkatle inşallah bu düzlüğü de geçecek, menzili maksudumuza suhuletle vasıl olacağız. Bu düşüncelerle Malazgirt Zaferi'mizin 954’üncü yıl dönümü bir kez daha mübarek olsun diyorum. Rabb'im birliğimizi, kardeşliğimizi, dayanışmamızı daim eylesin. Okçular Vakfımız başta olmak üzere bu kıymetli programın düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurumlarımıza, belediyelerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. Yine bu vesileyle Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin direktifleriyle genel merkez bünyesinde 'Fetih ve Kök: Ahlat/Malazgirt Çalışmaları Enstitüsü'nün kurulmasından duyduğum memnuniyeti hassaten belirtiyor, önemli enstitünün hayırlı, uğurlu olmasını canıgönülden temenni ediyorum. Ahlat'a, Bitlis'e, Malazgirt'e ve Muş'a samimi ev sahiplikleri için şimdiden şükranlarımı sunuyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Tekrar görüşebilmek, tekrar bir araya gelmek İyisiyle. Sağ olun. Var olun. Allah'a emanet olun" dedi.

Balıkesir Sındırgı durmak bilmiyor
Balıkesir Sındırgı durmak bilmiyor
İçeriği Görüntüle

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ndeki dünyanın en büyük Türk İslam mezarlarından biri olan Ahlat Selçuklu Mezarlığı'nı ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve bakanlar eşlik etti.

AHLAT'TA KABiNE TOPLANTISI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sona erdi. Yaklaşık 2 saat süren kabine toplantısının ardından Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Malazgirt zaferimizin 954'üncü sene-i devriyesini layıkıyla idrak etmek, kahraman ecdadımızı hürmetle anmak üzere bugün bir kez daha Ahlat'tayız. Milletimize Anadolu'nun kapılarını açan Büyük zaferin yıl dönümünde aziz şehitlerimizin manevi huzurunda bulunmanın heyecanını yaşıyoruz. Sözlerimin hemen başında canları pahasına Anadolu'yu bize ebedi vatan kılan şüheda-yı Kemali Edeple yad ediyorum. Malazgirt Destanı'nın Muzaffer Komutanı Sultan Alparslan'a ve yiğit askerlerine Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Yine bu vesileyle 6 sene önce Ahlat yolunda elim bir trafik kazasında ebediyete uğurladığımız Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun hocamızı da rahmetle anıyorum. Rabbim onu cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum" dedi.

'CANİ SALDIRILAR ARALIKSIZ DEVAM EDİYOR'

Belh ve Buhara ile Kubbetül İslam unvanına sahip 3’üncü belde olan Ahlat'ın hızla hak ettiği yere geldiğini belirten Erdoğan, "Okçular Vakfımızın da fevkalade çabaları neticesinde Ahlat ve Malazgirt'e halkımızın, bilhassa da gençlerimizin ilgisi yıldan yıla artıyor. Anadolu'nun Orhun abideleri olarak bilinen kıymetli hazinelerimizin Türk tarihindeki önemine mütenasip şekilde tanınması için gerekeni yapıyoruz. Geçen sene Cumhurbaşkanı kabinemizin Ankara dışındaki ilk toplantısını burada gerçekleştirmiştik. Bu yıl da kabinemizi Ahlat'ta topladık. Toplantımızda ekonomideki güncel gelişmeler başta olmak üzere Gazze soykırımı dahil birçok konuyu ele aldık. İsrail'in bugün Gazze'deki Nasır Hastanesi'ne düzenlediği vahşi saldırıda 5’i gazeteci en az 20 Filistinli şehit oldu. Gözü dönmüş Netanyahu hükümeti insanlık adına ne varsa yok etmek için cani saldırılarına aralıksız devam ediyor. Bu kapsamda önümüzdeki dönemde ülkemizin Gazze'deki katliamı durdurmak, Gazzeli yardımlara daha fazla yardım ulaştırmak ve insanlık cephesini harekete geçirmek için atacağı ilave adımları değerlendirdik" diye konuştu.

'SABOTAJ GİRİŞİMLERİ HAMDOLSUN TUTMADI'

Muhalefeti eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu: "Son 2,5 yıldır uyguladığımız makro ekonomik istikrar ve reform programı stres testlerini başarıyla geçmektedir. İstanbul merkezli suç örgütüne yönelik operasyon sonrasında muhalefetin ekonomimizi hedef alan sabotaj girişimleri hamdolsun tutmadı. Milli markalara dönük boykot çağrıları ise milletimizin basireti sayesinde kendi ellerinde patladı. Merkez Bankamızın rezervleri üzerinden oluşturmaya çalıştıkları algıda da başarısız oldular. Ülkemizi yıpratmak amacıyla yurt dışına düzenledikleri şikayet turlarından ise elleri boş döndüler. Ne karşılarında süklüm püklüm oldukları batılı aktörler bunlara itibar etti, ne de ülkelerini kötüledikleri yabancı basın kuruluşları bunları umursadı. Sonuçta kaybeden ülkemiz ve hükümetimiz değil Türkiye'yi yabancılara şikayet eden acizler oldu."

TARİHİN EN YÜKSEK RAKAMINI YAKALADIK

Merkez Bankası rezervlerinin 176,5 milyar dolara ulaşarak cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığı ifade eden Erdoğan, "Borsamızdaki toparlanma son haftalarda hız kazandı. İç ve dış borçlanma maliyetleri düşerken Türk Lirasına olan güvende hızla yükseliyor. Enflasyondaki düşüş 14 aydır aralıksız devam ediyor. Enflasyon beklentileri de tüm kesimlerde iyileşiyor. İhracat tarafında 25 milyar dolarla tarihin en yüksek rakamını hamdolsun yakaladık. Yıllık bazda ihracatta 270 milyar dolar sınırını zorluyoruz. Turizm rakamlarını son kabine toplantımızda paylaşmıştım. Orada da ilk 6 ayda 25,8 milyar dolarla rekor kırdık. Sanayi üretim endeksinde de tablo gayet olumlu. Haziran ayında sanayi üretimimiz bir önceki aya göre yüzde 0,7 geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 8,3 oranında artış kaydetti. İstihdam verilerinde de hamdolsun bir sorun gözükmüyor. İşsizlik oranımız 26 aydır yüzde 8,6 ile tek hanelerde seyrediyor. Yani bölgemizdeki sıcak çatışmalara, küresel ekonomideki belirsizliklere ve malum çevrelerin menfi kampanyalarına rağmen ekonomi programımızın meyvelerini birçok alanda topluyoruz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. Türkiye ekonomisi yapısal dönüşümünü tamamlayacaktır" dedi.

2026 senesini ekonomide de reform yılı olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hayata geçireceğimiz reformlarla ilgili hazırlıkları hızla tekemmül ettiriyoruz. Eylül ayının ilk haftasında 3 yıllık vizyonla hazırlanan orta vadeli programı kamuoyumuzla paylaşacağız. Şunu buradan bir kez daha ilan etmek isterim. Fahiş fiyatlar aracılığıyla milletin lokmasına el uzatan piyasa fırsatçılarına nasıl göz açtırmıyorsak tüm umudunu Türk ekonomisinin tökezlemesine bağlamış siyasi fırsatçılara da evvel Allah papuç bırakmıyoruz. Vatandaş hizmet beklerken, halkın kaynaklarını sömürerek semirenler ve belediyeleri aile çiftliğine çeviren muhterisler için artık deniz bitmiştir. Haksızlığa, hukuksuzluğa ve haksızlığa karşı mücadelemiz hız kesmeden aynı kararlılıkla devam edecektir.” İfadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Terörsüz Türkiye menziline doğru kararlı adımlarla yürümeyi sürdüreceğiz

‘ZENGEZUR GEÇİŞİ TÜM BÖLGEMİZ İÇİN BİR BARIŞ PROJESİDİR’

Sadece ekonomide değil ulaştırma yatırımlarında da yeni hamleler içinde olduklarını belirten Erdoğan, "22 Ağustos cuma günü ülkemizle birlikte Güney Kafkasya için stratejik önemi haiz bir projenin temelini attık. Zengezur Koridoru'nun kapısını açacak olan Kars, Iğdır, Aralık, Dilucu Demiryolu hattının yapım çalışmalarını başlatmanın gururunu yaşadık. Biliyorsunuz Zengezur geçişi tüm bölgemiz için bir barış projesidir. Projenin tüm unsurlarıyla hayata geçmesi ile birlikte Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasında ekonomik işbirliği yeni bir boyut kazanacaktır. Bu projenin belkemiği olan 224 kilometre uzunluğunda Kars, Iğdır, Aralık, Dilücü Demiryolu'nu çift hatlı elektrikli ve sinyalli olarak inşa edeceğiz. Hat sayesinde yılda 5.5 milyon yolcu ve 15 milyon ton yük taşınacaktır. Toplam 2.4 milyar Euro’luk projenin hizmete girmesiyle Çin’den İngiltere'ye uzanan uluslararası ticaret hattı daha verimli hale gelecektir. Proje ayrıca Hazar ile Akdeniz havzalarını Birleştirerek Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizin üretim kapasitesine, ihracatına, ulusum altyapısının gelişimine büyük katkı sağlayacaktır. Hem ülkemiz hem bölgemiz için büyük önem arz eden Kars, Iğdır, Aralık, Dilucu Demiryolu hattının şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" açıklamasında bulundu.

DEMİR YOLLARIMIZA YENİ HATLAR EKLEMEYİ SÜRDÜRÜYORUZ

Bu hattın yanı sıra her biri kendi alanında öne çıkan başka projelerin de yapımının devam ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son 23 yılda 64 milyar dolar yatırım yaparak 2 bin 251 kilometresi yüksek hızlı tren hattı olmak üzere toplam 13 bin 919 kilometreye çıkardığımız demir yollarımıza yeni hatlar eklemeyi sürdürüyoruz. Hedefimiz demiryolu ağımızı 2028'de 17 bin 500 kilometreye, 2053'de ise 28 bin 600 kilometreye çıkarmaktır. Gerçeğe dönüştürdüğümüz diğer hayallerimiz gibi inşallah bu hedeflerimize de mutlaka ulaşacağımıza inanıyorum" dedi.

İklim değişikliğinin sebep olduğu sorunlarla daha sık karşılaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Bu kimi zaman ani ısı düşüşleri, kimi zaman da aşırı sıcaklar ve kuraklık olarak ortaya çıkıyor. Hatırlarsanız nisan ayında birçok ilimizde etkili olan bir zirai don hadisesi yaşadık. Maalesef birçok üreticimiz bundan olumsuz etkilendi. Özellikle belli başlı ürünlerin fiyatlarında zirai donun etkisi çok hissedildi. Halen de hissediliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ekiplerimiz çiftçilerimizin yanında olmak için ilk günden itibaren sahadaydılar. Bir taraftan üreticilerimize gelecek sezon verim kayıplarını önlemek adına gerekli teknik bilgileri aktarırken diğer yandan hasar tespit çalışmalarını hassasiyetle yürüttüler. TARSİM sigortası kapsamındaki 50 bin 300 üreticimiz için toplam 23 milyar lira hasar tazminatı oluştuğunu tespit ettik. Bunun 7 milyar lirasını çiftçilerimize ödedik. Kalan 16 milyar liralık kısmını da kasım ayına kadar ödemeyi planlıyoruz. Öte yandan sigortası olmayan üreticilerimizin de zararlarını telafi ediyoruz. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı 420 bin üreticimize yaklaşık 23,5 milyar lira destek ödemesi yapacağız. Yani toplamda 46 6,5 milyar liralık bir desteği kasım ayı sonuna kadar 470 bin üreticimizin hesaplarına yatıracağız. Bunun sadece bir destek değil. Üreticimize güven, toprağa umut, inşallah sofralarımıza da bereket demek olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum. Bu vesileyle bir kez daha çiftçilerimize alın terlerini ve emekleri korumak için TARSİM sigortası yaptırmaları çağrısında bulunuyorum. Devletimizin bu adımı atmaları halinde yüzde 70'e varan oranlarda prim desteği sunduğunu da kendilerine tekrar hatırlatıyorum."

Orman yangınlarına da değinen Erdoğan, bu yıl çıkan 5 bin 473 yangının 4 bin 195'inin 1 Haziran'dan bu yana meydana geldiğini kaydetti. Erdoğan, "Orman Genel Müdürlüğümüzün koordinasyonunda gönüllülerimiz, kamu kurumlarımız, yerel yönetimlerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız seferberlik ruhuyla yangınlara müdahale ettiler. Kendilerine teşekkür ediyor yangınlarda hayatını kaybeden şehitlerimize bir kez daha Rabb'imden rahmet yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Orman yangınlarıyla sadece ülkemiz karşı karşıya değildir. Yaz boyunca komşumuz Yunanistan başta olmak üzere İspanya, Fransa, Portekiz, İtalya, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada gibi birçok ülkede büyük yangınlarla mücadele ettiler. Buradan dost ülkelere de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Şunu bir kez daha önemle vurgulamak durumundayım. Türkiye 27 uçak, 105 helikopter, 6 bine yakın kara aracıyla tarihinin en büyük ve gelişmiş filosuna sahiptir. Ülkenin başına gelen felaketlerden rant devşirmeye çalışan müzmin muhaliflerin propagandalarına rağmen Türkiye yangınlarla mücadelede dünyada parmakla gösterilen bir ülke konumundadır. Yanan alanların toplam orman varlığı oranına baktığımızda aynı iklim kuşağında olduğumuz ülkelerin neredeyse tamamından daha iyi bir yerdeyiz. Yangınla etkin mücadele yanında, yangın sonrası ağaçlandırmada da son derece başarılıyız. En çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa'da 1’inci, dünyada ise 4'üncüyüz. Şu hususa da dikkat çekmekte fayda görüyorum. Ormanlarımızın üçte ikisi yangınlara hassas alanlardadır. Birleşmiş Milletler orman yangınlarının 2030 yılına kadar yüzde 14, 2050 yılına kadar ise yüzde 30 oranında artış göstereceğini ifade ediyor. Bu vahim senaryoya göre tedbirlerimizi almak, buna göre yeni bir kültür geliştirmek mecburiyetindeyiz. Orman yangınlarının yüzde 96'sının insan kaynaklı çıktığı dikkate alındığında halen kat etmemiz gereken ciddi bir mesafe olduğu açıktır. Piknik ateşi, sigara izmariti, anız yakma, sağa sola atılan cam şişeler ve dikkatsiz davranışlar büyük yangınlara sebep oluyor. Vatandaşlarımızdan yağışlı ve serin günlere ulaşana kadar azami dikkat bekliyoruz" diye konuştu.

Türkiye sınırları içindeki 86 milyon vatandaşının yanı sıra yurt dışındaki 7 milyonu aşkın insanıyla çok büyük bir aile olduğunu belirten Erdoğan, "Kahir ekseriyetini 1960'lardan itibaren işçi olarak Avrupa'ya gidenlerin oluşturduğu bu kardeşlerimiz milletimizin dünyadaki temsilcileridir. Karşılaştıkları onca zorluğa, onca ayrımcılığa kimi zaman hayatlarına mal olan ırkçı saldırılara rağmen yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız sabırla, azimle, fedakarlıkla çalışarak gurbeti ikinci vatana çevirmeyi başardılar. İkamet ettikleri ülkeler ile anavatanları Türkiye arasında beşeri, ticari, ekonomik ve kültürel köprüler kurdular. Türkiye'den binlerce kilometre uzakta olsalar dahi bizimle umutlandılar. Bizimle sevindiler. Bizimle hüzünlendiler ve kaygılandılar. Türk diasporasının hayranlık uyandıran başarılarına bizzat şahit olmuş bir siyasetçiyim. Hükümet olarak da göreve geldiğimiz ilk günden beri yurt dışında yaşayan kardeşlerimize daima sahip çıktık. Bulundukları ülkelerde oy kullanma imkânından yurt dışı Türkler ve akraba topluluklar başkanlığımızın kurulmasına kadar tarihi nitelikte birçok adım attık. Yurt dışındaki 7 milyonu aşkın insanımız da anavatanlarına olan vefa borçlarını ziyadesiyle ödediler ve ödüyorlar. 60,5 milyar dolarlık toplam turizm gelirimizin yüzde 17'si yani 10,3 milyar dolarlık bölümü yine bu kardeşlerimizin katkılarından oluşuyor. Hal böyleyken son dönemde özellikle bu sene yurt dışında hayat süren kardeşlerimize onlara yönelik çok ciddi hürmetsizlikler edildiğini görüyoruz. Affınıza sığınarak söylüyorum. Gurbetçilerimize zırzop diyen ana muhalefet milletvekilliğinden tutun medyada ve sosyal medyada asla tasvip edilmeyecek ifadelerle hakaret edilmesine kadar gerçekten utanç verici durumlara şahitlik ediyoruz. Şunu bir defa çok açık ve net söylemek isterim. Yurt dışında yaşayan kardeşlerimiz kimsenin bilhassa da ana muhalefetin şuursuz aktörlerinin üzerlerinde keyiflerince siyaset yapacakları bir kum torbası değildir." dedi.

“86 milyon vatandaşımız gibi yurt dışındaki kardeşlerimiz de bu ülkenin asli unsurudur” diyen Erdoğan, "Canımızdan bir parçadır. Hangi kökenden meşrebe, mezhebe, siyasi görüşe mensup olursa olsun başımızın tacıdır. Herkes bilsin ki emekleriyle mücadeleleriyle, tüm engellere rağmen elde ettikleri sayısız başarılarıyla gurbeti sılaya dönüştüren bu kardeşlerimizin ötekileştirilmesine asla müsaade etmeyiz. Vatan, millet ve memleket sevdasıyla her yıl Türkiye'ye ve ailelerine koşan kardeşlerimizi ana muhalefet kibirli, kirli ve dışlayıcı zihniyetinin insafına bırakmadık, bırakmayacağız. Gerek partimizin dış ilişkiler başkanlığı, gerekse devletimizin ilgili kurumları yurt dışındaki vatandaşlarımıza yönelik hizmetlerini bundan sonra da sürdürecektir. Aynı zihniyetin hezeyanlarına şahit olduğumuz yaz Kur'an kurslarına bu sene gösterilen teveccühten duyduğumuz memnuniyeti de burada münasıran dile getirmek istiyorum. 30 Haziran'da başlayıp 15 Ağustos'ta sona eren kurslara katılan 2 milyon 540 bin evladımızın her birini canı gönülden tebrik ediyor, hepsinin tek tek gözlerinden öpüyorum. Bu rakam geçen seneye kıyasla yüzde 11 oranında artış anlamına geliyor. Biz sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğretendir müjdesine mazhar olmaya çalışan bir şuura sahibiz. Minarelerimizden günde beş vakit ezan-ı Muhammedi ile yükseldi. Camilerimizin kubbeleri Kur'an tilavetleriyle çınladığı müddetçe Allah'ın izniyle Türkiye ayaktadır. Özgürdür, istiklal ve istikbali güvence altındadır. Hiç kimse bu hakikati değiştiremeyecektir. Sadece bu yıl 2.5 milyon evladımızın hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim'in nuruyla nurlanmasına vesile olan saygıdeğer hocalarımıza, Kur'an kursu öğreticilerimize, müezzinlerimize yürekten teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Kaynak: DHA