Bugün, bazı soruları sorma zamanının geldiğini sanıyorum..
Bazı tespitler yapıp eylemci, provokatör, eylem karşıtı, iktidar, muhalefet, marjinal herkese bazı sorular yönelteceğim..
İstediğim şey, ne yapıyorsanız yapmaya devam edin, ama bu soruları kendinize sorup bir cevap bulmaya çalışın..
Kim için?
Kendinizin, yakınlarınızın ve ülkenizin geleceği için..

Günlerdir süren bir eylemin içindeyiz..
Bu eylem Gezi Parkı’ndaki ağaçlar içindi..
Ama, olay Ak Parti hükümetine karşı bir “ayaklanma” bir “yakıp-yıkma” haline geldi..
“Çevreci eylem” bir günde “temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmaması” eylemine dönüştü..
Ama..
Sonra sonra öğreniyoruz ki..
Asıl amaç, “temel hak ve özgürlükler” de değil, “bazı çıkarcıların bazı çıkarcılara hizmet etmesi”ymiş..
Temel hak ve özgürlüklerini isteyenler de kullanılmışlar meğer..
İşte örneği..
Taksim Platformu’nun şu isteklerine dikkat:
1-Köprü Projesi iptal edilsin..
2-Üçüncü Havalimanı ihalesi durdurulsun..
3-Kanal İstanbul Projesinden vazgeçilsin..
4-Enerji santrallerinin yapımı durdurulsun..
5-Gözaltına alınanlar serbest bırakılsın..
6-İstanbul, Ankara ve Hatay valileri görevden alınsın..

Birinci sorum şu:
Türkiye’nin imajını ve değerini arttıracak bu projelerden vazgeçilmesini isteyenlerin bir TC vatandaşı olduğuna ve bu ülkenin iyiliği için istediğine inanıyor musunuz?
Ülkesinde enerji yatırımlarının durdurulmasını nasıl bir kafa ister?
Bu talepler, “sanki bir yabancı ülke tarafından yapılan talep” gibi gelmiyor mu size?

İkinci sorum şu:
Yapılan eylemler sırasında, amaçları bu ülkeye her türlü zararı vermek olan göstericiler ve onlarla birlikte hareket edenlerin yakıp-yıkarak insanlara, esnafa, çevreye verdiği zararlar yine bu ülke insanının cebinden çıkacak..
Nasıl çıkacak?
Zamlarla çıkacak..
Bu kişilerin böylesine verdiği zararlar yanlarına kar mı kalsın?
Demokratik hakkını kullanarak, “protesto eden” vatandaşları tahrik ederek eylemi olmayacak şekle getirmeleri cezasız mı kalsın?
Ne demek, gözaltına alınanlar serbest bırakılsın?
Araştırılsın, suçu yoksa zaten bırakılır..

Üçüncü sorum şu:
Polisin “orantısız güç kullanması” konusunda talimat veren ya da böyle bir talimat yoksa kendiliğinden böyle bir güç kullanan her kim olursa olsun, onlar da cezasını çekmeli..
Suçlu, kusurlu her kim ise, hemen işten el çektirilmeli, gereken ceza da (hatta gerekiyorsa tazminat bile) verilmeli..
Ancak..
Biliyorsunuz, suçlu-suçsuz ayrımı yapabilmek için iyi bir inceleme ve araştırma gerekiyor..
Bir inceleme ve araştırma yapılmadan vali, emniyet müdürü ya da polis görevden alınırsa ve daha sonra bunların kusurlarının olmadığı ortaya çıkarsa ne olacak?
Bu bir “haksız tutum” olmayacak mı, bu haksızlığı yapan devlet yara almayacak mı?

Dördüncü sorum şu:
Milliyet yazarı Nagehan Alçı, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili akıllara takılan ilginç bir ihtimali kaleme aldı..
Alçı, “Emniyet’te tasfiye edilen ekip ve bu görüntüler arasında bir bağlantı var mı” diye sordu..
Şu sorulara dikkat:
“Ankara’da biber gazıyla yaşanmaz hale getirilen sokaklar, boşaltılan evler ve otobüs duraklarında bekleyenlerin üzerine sıkılan su görüntüleri, İzmir’de çivili sopalı sivil polisler... Acaba polisin içinde bir grup olayları tırmandırmak için İçişleri Bakanlığı’nın talimatı dışında mı hareket ediyor?
Emniyette tasfiye edilen ekip ve bu görüntüler arasında bir bağlantı var mı?
Ya da emniyet içinde MHP eğilimli polislerin bir kalkışması mı söz konusu?
Burada hedef Başbakan Erdoğan mı?
Biliyorsunuz, hükümet kanadından gelen mesajlar da ilk günkü polis müdahalesinin yanlış olduğu yönünde..
Zaten o müdahaleyi yapanlarla ilgili soruşturma da başlatıldı..
Dolayısıyla hükümet polisin aşırı güç kullanmasından rahatsız..
O zaman bu görüntüler neyin nesi?”
Nagehan Alçı’nın bu tespitleri ve soruları hiç aklınıza geldi mi?
Bunun da araştırılması gerekiyor ve bunun için de bir süre geçecek..
İktidarı dövmesine dövelim de, bir “savunma hakkı” vermeyelim mi?

Evet..
Bütün ülkeyi ayağa kaldıran eylemin amacı, “Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmemesi”ydi..
Sonra bir günde iş değişti, bambaşka noktalara gitti..
Ardından gelen “talepler”i yukarıda verdim..
Gezi Parkı’yla ilgili tek bir madde yok..
Eylemin amacıyla taleplerin bu kadar farklı olması sizi hiç düşündürmüyor mu?