Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan’ın görevden alınarak yerine kayyım atanmasına yönelik tepkiler ülke genelinde büyürken, Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri de konuyla ilgili sert bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, kayyım uygulamalarının yalnızca belediyelere el konulmasıyla sınırlı olmadığı, aynı zamanda Türkiye’de halkın seçme ve seçilme hakkının gasp edilmesi anlamına geldiği vurgulandı. DEM Parti’nin Van’da 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde en yakın rakibine iki kat fark atarak kazandığını hatırlatan platform, “Halkımız bir kez daha sabahına bir kayyım darbesiyle uyandı. Seçmenin tercihi açık ve nettir, ancak iktidar, halkın iradesine saldırmaktan, seçim sonuçlarını tanımamaktan vazgeçmiyor. Van halkının büyük çoğunluğunun desteğiyle seçilen Sn. Abdullah Zeydan’ın görevden alınarak yerine kayyım atanması, halkın iradesinin yok sayıldığının en açık göstergesidir. Bu, yalnızca DEM Parti belediyelerine değil, Türkiye’de sandığa ve demokrasiye inanan herkese karşı yapılmış bir darbedir” ifadelerine yer verdi. Açıklamada, halkın iradesinin görmezden gelinmesinin iktidarın sistematik bir politikası olduğu vurgulanarak, kayyım rejiminin kalıcı hale getirilmek istendiği belirtildi. 

 

‘Muhalif belediyeler hedef alınıyor’ 

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri’nin açıklamasında, kayyım politikasının yalnızca Van Belediyesi ile sınırlı kalmadığı, muhalif belediyelerin tamamının iktidarın hedefinde olduğu vurgulandı. Van’da belediye binasının halkın girişine kapatılması, bölgenin polis ablukasına alınması ve kayyım kararına karşı yapılan protestolara sert müdahale edilmesiyle birlikte 6’sı gazeteci olmak üzere 115 kişinin gözaltına alınmasının demokratik bir ülkede kabul edilemez olduğu belirtildi. Açıklamada, “Bugün mesele yalnızca Van Belediyesi’ne kayyım atanması değildir. İktidar, muhalif tüm belediyeleri hedef almakta, sandıktan alamadığı belediyeleri gasp etmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, farklı illerde muhalif belediyelerin yöneticileri gözaltına alınmakta, belediyeler keyfi soruşturmalara tabi tutulmaktadır. Demokrasi ve seçimler yok edilerek, halkın iradesi bir avuç iktidar mensubunun keyfine bırakılmaktadır” denildi. Platform, Esenyurt ve Ovacık belediyelerine yönelik müdahaleleri de hatırlatarak, muhalif belediyeler üzerinde sistematik baskı kurulduğunu ifade etti. İktidarın kayyım politikasını bir yönetim biçimi haline getirdiğini savunan platform, halkın iradesine sahip çıkılması gerektiğini belirtti. 

 

‘Kayyım rejimine karşı mücadele sürecek’ 

'Çevre'ciler buluştu
'Çevre'ciler buluştu
İçeriği Görüntüle

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, kayyım politikalarına karşı mücadelenin büyütüleceğini vurgulayarak, tüm demokratik kamuoyunu bu hukuksuzluğa karşı ses çıkarmaya davet etti. Açıklamada, halkın sandıkta verdiği iradenin kayyım yoluyla gasp edilmesine sessiz kalınmayacağı belirtilerek, “Her kayyım darbesi, seçimlerin ve halkın iradesinin anlamsız hale getirildiğini göstermektedir. Sandık sonuçlarını yok sayarak, halkın iradesine el koyarak, demokratik yolları tıkayan bu iktidar, kayyımları kalıcı bir rejim haline getirmeye çalışmaktadır. Türkiye’deki 85 milyon insanın seçme ve seçilme hakkı tehdit altındadır. Halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarını görevden almak, muhalefeti susturmak, seçmen iradesini yok saymak kabul edilemez. Bu gasplara sessiz kalmayacağız. Tüm demokratik kamuoyunu, sendikaları, meslek örgütlerini, siyasi partileri ve yurttaşlarımızı bu hukuksuzluğa karşı ses çıkarmaya davet ediyoruz. Kayyımlarla yönetilmeyi reddediyoruz, halkın iradesini savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı. Son olarak, kayyım politikalarına karşı örgütlü bir demokrasi mücadelesi yürütme kararlılığı içinde olduklarını belirten Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, “Halk, 2016’daki kayyım politikalarına 2019’da, 2019’dakilere ise 2024’te sandıkta yanıt verdi. Bu hukuksuz kayyım rejimine karşı durmaya, halkın seçme ve seçilme hakkını savunmaya devam edeceğiz. Kayyım rejimiyle yönetilmeyi reddediyoruz ve demokrasi mücadelesini her alanda büyüteceğiz” mesajını verdi. 

 

Kaynak: ESRA ALTUNKES