Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda kalp krizi oranları ciddi oranda artış göstermeye başladı. Türkiye’de her yıl binlerce kişinin yaşamını yitirmesine sebep olan kalp krizi sırasında bilinçli ve zamanında yapılacak doğru bir ilk müdahale ile kişi yaşama tutunabiliyor. Bu temel tekniklerin öğrenilmesi gerektiğinin altını çizen İlk Yardım ve Acil Tıp Teknisyeni (ATT) Halit Özdemir, kalp krizi geçiren veya geçirdiği anlaşılan kişiye nasıl müdahale edilmesi noktasında temel bilgileri aktardı. Kalp krizinde ilk müdahalenin hayati önem taşıdığını vurgulayan Özdemir, bu tekniklerin herkesi öğrenmesi gerektiğini vurguladı.
‘Hasta oturur pozisyonda bekletilmeli’
Özdemir, kalp krizi sırasında kişiye nasıl müdahale edilmesi gerektiğini, hastanın bilinç durumu, kontrolü, pozisyon, sakinleştirme yöntemleri hakkında şöyle bilgiler verdi: “Öncelikle kalp krizi sırasında bilinci açık olan hastayı rahat edeceği pozisyona almamız, yani yarı oturur pozisyonda bekletmemiz lazım. Hastanın sıkan giysileri gevşetilmeli, ortam havalandırılmalı ve 112 mutlaka aranmalıdır. 112’yi aradıktan sonra ambulans gelene kadar hastayı sakinleştirmeye çalışmalıyız. Hastayı hareket ettirmeden oturur pozisyonda bekletmek gerekmektedir. Hastanın kullandığı ilaçları varsa içmesine yardımcı olmak gerekir.”
‘İkisini de ayırt etmek doğru değil’
Kalp ve göğüs ağrısının bazen birbirinden ayırt edilmemesi gerektiğini ifade eden Halit Özdemir, kalp krizinin çok yönlü olabildiğini belirterek, “Kalp krizi ağrısı çok yönlü olabilmektedir; kollarda uyuşma veya göğüs ve sırt ağrısı en büyük belirtilerindendir. Aynı zamanda hasta nefes almakta zorluk çekebilir, bulantı da bu duruma eklenebilir. Ayırt etmeye çalışmak doğru değildir. Göğüs ağrısı olan her hastayı ciddiye almamız gerekmektedir. Hastaya aspirin vererek kan sulandırma işlemi yapılabilir fakat hastanın tansiyonu yüksekse bu durumda beyin kanaması olabilir. Beyin kanaması başlarsa vermiş olduğunuz kan sulandırıcı beyindeki kanamanın durmasını engeller ve durum daha kötüye gidebilir, kullandığı kan sulandırıcı varsa verilebilir fakat hastanın bir ilacı yoksa ilaç önermek doğru değildir” diye konuştu.
‘Kalp krizi ve panik atak çok karıştırılıyor’
Özdemir, kişinin bayılma veya nefes almama halinde de neler yapılması gerektiğini şöyle aktardı: “Kişi bayıldı ve kişinin bilinci yoksa hastayı yan yatış pozisyonuna alabiliriz. Fakat hasta dışardan gelen sesli ve ağrılı uyarılara cevap verebilecek durumdaysa hastayı sırt üstü yatırarak ayakları 30 cm kaldırmalıyız ki beyne ve kalbe giden kan artsın. Kalp krizi geçiren ve bilinci açık olan hastayı oturtmalıyız ki rahat nefes alsın. Yarı oturur pozisyon en uygun pozisyondur. Panik atak da olsa kalp krizi de olsa ayırt etmek güç olabilir. Panik atak geçiren insanlar genelde hızlı nefes alıp ağlama krizine girerek el ayak titremesi ve ellerde uyuşma yaşayabilir. Kişi hızlı nefes almaya başlarsa bayılabilir. Kalp krizinde ise bulantı göğüs ağrısı, sırt ağrısı, ellerde, kravat bölgesinden uyuşma olur ve ağrı nefes alıp verdikçe değişkenlik göstermez; hep aynı baskı olur. Kalp krizi ve mide ağrısı çok karıştırılmaktadır. Her durumda kontrol önerilmelidir.”