Cumhuriyet Meydanı’ndaki törene Vali Yardımcısı Mustafa Hulusi Arat, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tarık Hekimoğlu, KKTC Antalya Başkonsolosu Cem Topçu, KKTC Turizm Bakanlığı Antalya Temsilcisi Nazmi Pınar, Kıbrıs Türk Kültür Derneği Antalya Şubesi üyeleri, Türkiye Emekli Subaylar Derneği üyeleri, siyasi partiler ve kurum temsilcileri ile Kıbrıs gazileri katıldı. Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşan KKTC Antalya Başkonsolosu Cem Topçu, Türkiye'nin 100'üncü kuruluş yıl dönümünü tebrik ederek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarını andı. İki yılı aşkın süredir başkonsolosluk görevinde bulunduğunu belirten Topçu, 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı’nın, Kıbrıs Türk halkının istiklalinin, egemenliğinin ve özgürlüğünün dünyaya ilan edildiği gün olduğunu belirterek, “Hiç tereddüt etmeden bugünlere gelebilmemizi sağlayan, canlarını ortaya koyan aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Özgürlüğümüzü borçlu olduğumuz şehit mücahitler ve Mehmetçiğimiz fedakarlıkları ve cesaretleriyle milletimizin kalbinde yerlerini almışlardır” diye konuştu. 

 

'Aynı pencereden bakıyorlar' 

Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin adada adil ve kalıcı bir çözüm için bugüne kadar her türlü samimi çabayı gösterdiğinin altını çizen Topçu, şöyle dedi: “Ancak Rumlar Kıbrıs Türkü’nü azınlık olarak görme, eşitlik temelinde çözümü reddetme gafletinden bir türlü uyanamadılar. 2004 yılında Annan Planı’na ‘hayır’ diyen, 2017 yılında Gran Montana’da masadan kalkan iktidarın ve adanın zenginliklerine sadece kendilerine ait olması gerektiğini hala savunmaktadırlar. Geriye doğru baktığımızda 59 yıldır süren bu zihniyetin değişmediğini görüyoruz. Rum tarafı gerçeklikten kopuk, maksimalist, samimiyetsiz ve şımarık tavrını sürdürmekte ısrarcıdır. Bu yaklaşımları değiştirmek, kendilerini sorgulamak, hakkaniyetli çözüm yolunda çaba harcamak gibi bir niyetleri de yoktur. Geçmişte hangi niyetleri taşıyorlarsa, bugün de meseleye aynı pencereden bakıyorlar." 

 

'Verilen sözler yerine gelmedi' 

Topçu, “Kıbrıs Türkü 2004 yılında çözüm için, barış ve demokrasi uğruna dünya ile bütünleşmek uğruna Annan Planı’na ‘evet’ dedi. Buna karşın Rum tarafı ‘hayır’ diyerek adaya çözümün gelmesini reddetmiştir. Bütün bu yaşanan gerçekler ve atılan adımlara rağmen Avrupa Birliği verilen sözleri yerine getirmemiştir. AB, Kıbrıs Türkleri’ne mali ve idari noktada verdikleri sözleri tutmadılar. Kendilerine ‘demokrasi’nin beşiği’ diyen AB toplumları Kıbrıs Türkleri’ne dürüst davranmadılar. Annan Planı’na ‘hayır’ diyen, çözümü reddeden Rum tarafını birliklerine üye yaptılar, ödüllendirdiler. Ama ana vatan Türkiye Cumhuriyeti ve yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tüm dünyaya asıl mesajını her zaman net olarak vermiştir. Biz haklıyız, haklı olduğumuz için de sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi. 

 

'Çözümün anahtarı budur' 

Kıbrıs Rum tarafının ve Avrupa Birliği’nin Türk halkından, devletlerinden vazgeçmesini istediğinin altını çizen Topçu, “Rum tarafı ve Avrupa Birliği ne istiyor? Kıbrıs Türk halkının, kanıyla, canıyla şehitlerinin fedakarlığı ile kurmuş olduğu devletten vazgeçmelerini istiyorlar. On yıllardır değişmeyen, kısa sürede de değişmesi beklenmeyen bu düşmanca tavrın artık hiçbir hükmü kalmamıştır. Bizden kimse artık bundan sonra geriye dönüş beklemesin. Kıbrıs Türkü’nün, Türk tarafının bir 50 yıl daha beklemeye tahammülü yoktur. Öncelikle Kıbrıs Türkü’nün egemen eşitliği, eşit statüsü teyit edilmelidir. Uluslararası toplum bilmelidir ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır ve ilelebet var olacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya da değinen Topçu, “Geçtiğimiz yıl 77'ncisi bu yıl ise 78'incisi gerçekleştirilen BM Genel Kurul Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı tarihi konuşmada, KKTC’nin resmen tanınması gerektiğini BM üyeleri karşısında ifade etmesi Kıbrıs Türk halkını memnun etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ifadeleri Kıbrıs konusunda bir dönüm noktasında olduğumuzu işaret etmektedir. Bu ifadeler Kıbrıs Adası’nda huzur içinde yaşayacak iki devletin varlığının resmen kabul edilmesinin Kıbrıs meselesinin tek çözüm yolu olduğunun dünyaya ilanıdır. Çözümün anahtarı budur” şeklinde konuştu. 

 

 

 

 

Kaynak: YILDIZ ÇİÇEK