Antalya Müze Çalışma Grubu (MÇG) tarafından yapılan açıklamada, Antalya Arkeoloji Müzesi'nin yıkım sürecinin "hukuki dayanaklardan yoksun" ve ‘toplumsal rıza alınmaksızın’ gerçekleştirildiği ilan edildi. Grup Başkanı Prof. Dr. Hilmi Uysal, yıkıma bizzat tanıklık ettiklerini vurguladı. Müzenin sadece bir yapıdan ibaret olmadığına dikkat çeken Uysal, yıkımı "kentimizin hafızasının, Cumhuriyet değerlerinin ve halk sağlığı ilkelerinin de yok edilmesi" olarak değerlendirdi. Açıklamada, Müzenin, kentin kültürel belleği ve Cumhuriyet mimarlık mirasının önemli bir parçası olduğu, bu nedenle yıkım kararının kabul edilemez olduğu belirtildi. MÇG, kamuoyuna yaptığı duyuruda, yıkım sürecinin şeffaflıktan uzak, aceleci bir tutumla yürütüldüğünü ve kamu yararını kesinlikle gözetmeyen uygulamaların açık bir göstergesi olduğunu belirtti. Grup, kentin tarihi ve kültürel mirasına yönelik bu tür adımların takipçisi olacaklarını ve bu duruma sessiz kalmayacaklarını bildirdi.

Müze-1

Yıkımla ilgili şok iddialar

Antalya Müze Çalışma Grubu (MÇG), kentin kültürel belleği olan Antalya Arkeoloji Müzesi'nin yıkımına dair sert açıklamalarına devam etti. Grup, deprem riskinin kamuoyunu kandırmak amacıyla kullanıldığını ve yıkım sürecinin şeffaflıktan uzak yürütüldüğünü iddia etti.

Antalya Müze Çalışma Grubu (MÇG), hukuki ve toplumsal rıza olmaksızın yıkılan müze binasına ilişkin yeni iddialarını kamuoyuyla paylaştı. Grubun temel eleştirisi, yıkım için gerekçe gösterilen "deprem riskinin", toplumun hassasiyetini kullanarak bir "kandırma" aracı olarak kullanıldığı yönünde oldu. MÇG'nin yıkım sürecine dair dile getirdiği kritik iddialar ve eleştiriler, uygulamanın bilimsel ve etik dışı yönlerini gözler önüne seriyor: Grubun en önemli iddiası, binanın yıkımının tamamlanmasının ardından deprem performans raporunun hazırlandığı yönünde. Yıkım sırasında ortaya çıkabilecek halk sağlığı tehlikelerine dikkat çekilerek, asbest analizlerinin kamuoyuyla paylaşılmaması eleştirildi. Müze çevresinin metal perdelerle kapatılarak halktan gizlenmesi, sürecin keyfi ve şeffaflıktan uzak yürütüldüğünün açık bir kanıtı olarak sunuldu.

Bu süreç, kentteki 51 sivil toplum kuruluşu (STK), meslek odaları ve Antalya Barosu'nun kanıta dayalı iddiaları ve tanıklıklarıyla desteklenerek, uygulamanın usulsüzlüğü açıkça ortaya kondu.

Müze-3

Mücadeleye destek çağrısı

Müze Çalışma Grubu, bu hukuksuz yıkıma karşı mücadelelerinin kararlılıkla süreceğini duyurdu. Atılacak adımlar şöyle sıralandı: “Yıkımın sorumlularını kamuoyuna açıklama ve hukuki süreçleri sonuna kadar sürdürme sözü verildi. Yıkımın usulsüzlüklerini belgeleyen kanıtlara rağmen hukuki girişimlerin geciktirilmesi ve yürütmeyi durdurma taleplerinin sonuçsuz kalması ise ‘içimizi acıtan bir husustur’ ifadeleriyle kınandı. Müze arsasının, kent belleği ve kamusal alan olarak korunması için kararlılıkla mücadele edileceği ilan edildi. MÇG, tüm Antalya halkını, sivil toplum kuruluşlarını ve duyarlı yurttaşları, her hafta Perşembe günleri bu mücadeleye destek olmaya ve ‘müze arsasında kötülük yapma niyetli talancıları kontrol etmeye’ çağırdı.

Gazze’de can kaybı 66 bini geçti
Gazze’de can kaybı 66 bini geçti
İçeriği Görüntüle

Müze-2

Kültür Bakanlığı’na açık uyarı

Açıklamanın sonunda Antalya Kamuoyu adına Kültür ve Turizm Bakanlık Bürokrasisi uyarılırken, yıkılan binanın yerine yine bir müze yapılması, falezler ve çevresinin korunması ve kentin belleğinin yok edilmemesi gerektiği vurgulandı. MÇG, bu olayın Türkiye'deki müzecilik politikalarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini gösterdiğini belirterek, kültürel mirasın korunması, demokratik katılım ve bilimsel temelli karar alma süreçlerinin acilen güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Muhabir: Esra ALTUNKES