Hafta sonu bir kaçamak yapıp iki gün kafa dinleyeyim istedim. Normalde dinleyemediğimden değil, kendime illa ki zaman ayırırım- ki olması gereken bence bu-  hava değişimi olsun dedim.

Ani karar sebebiyle hem neresi varsa orası olsun hem güzel olsun hem de ortalama bir fiyat olsun istedim tabi. Son dakika seçenekler kısıtlı tabi ama ne çıkarsa bahtıma niyetlendik bir kere.

Önce Kaş’a oradan da Fethiye’ye gittim. İki otel arasında hatırı sayılır bir fark vardı; fiyat ve kurumsallık.  Ve ister istemez şunu kıyaslama şansım oldu; personel ilgisi, çalışma sistemi.  Biri yılların zincirleme otellerinden biri, diğeri konum olarak şaheser fakat yerel işletme.

Bakıyorum pahalı olan otelde personel öyle bir günaydın diyor ki gün iki kat aymış hissediyorsun. Müşteri ilişkileri konusunda eğitim aldıkları bariz. O an özel bir kurumda çalıştığım döneme çağrışım yaptım,  hak ettiğim ödemeyi alamadığım döneme özellikle.  Normalin altında bir maaşa çalıştığımı saymıyorum bile.  Ev giderleri, şahsi giderler, ödemeler vs. vs. İki aylık maaşımın içerde kalması, üçüncü ayın ödemesinin yarısını aldığımı da hesaba katarsak çalışırken borçlu olma saçmalığının içinde yer aldım. Üstelik hiç kredi ödemem olmamasına rağmen. Şimdi bu kurumsal firma otel personelinin maaşını düzenli olarak yatırmasa bu insanlar kaygıları ile kime günaydın diyebilecekler. Ya da zoraki gülümsemenin kime ne hayrı dokunacak.

Sonra bir başka olaya gitti aklım ve cebinde 20 TL kalan adamın intiharını düşündüm. Vefat etmişti, üstüne bir sürü acımasız eleştiri de yapıldı. Vay efendim neden maça gitmişmiş vay efendim forma çok pahalı imiş. Adamın onu nasıl bulduğunu veya aldığını bilmeden, ölmüş olmasını bir kalemde silip yapılan eleştiri bunlar. Elbette ki bir kereye mahsus değildir bu adamın yaşadığı imkansızlık ama bıkmıştır,  yetersiz ve değersiz hissetmiştir ve depresyonu tetiklemiştir ki,  bu adam intihar evresine gelmiştir.

Yani demem o ki para ile saadet olmayabilir ama parasız da kaygısız insan görmedim. Az da olsa imkanı, olanla yetinmeyi bileni gördüm.  Bakmakla yükümlü olduğun insanların kaygısını taşıyanları gördüm. Ailesinin kaygısını alan erken olgunlaşmış çocuk da gördüm. Kısacası mutluluğun para ile ilişkisi var.