Antalya’nın en köklü kültürel miraslarından biri olan Antalya Arkeoloji Müzesi’nin ‘depreme dayanıksız’ olduğu gerekçesiyle kapatılmasının ardından kamuoyunda yükselen tepkiler hız kesmeden devam ediyor. Müze’nin kapatılmasının yankıları hali hazırda devam ederken Müze Çalışma Grubu da bu yıkıma tepkisini her gün gösteriyor. Müze savunucuları bu kez Attalos Meydanı’nda bir araya gelerek, “Müzesini, ormanını, dağını, toprağını, denizini kaybeden turistini de kaybeder. Sahip Çık!” mesajı vermek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Müze Çalışma Grubu Sözcüsü Prof. Dr. Gül Işın, Bakanlığa üç kritik soru yönelterek, kültürel mirasın korunması ve müzecilik anlayışına dair endişelerini belirtti.
Grubun oluşum sürecini anlattı
Prof. Dr. Gül Işın, Müze’nin yıkım tartışmalarının başlaması ve Müze Çalışma Grubu’nun oluşması hakkında şöyle konuştu: “Kültür ve Turizm Bakanlığı, 20 Mart 2025’te önemli bir açıklama yaptı. Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkılacağını duyurdu. Bu karar için iki gerekçe gösterildi. Binanın depreme dayanıksız olduğu ve depolama ihtiyacının arttığı. Açıklamanın üzerinden aylar geçti. Bu süre içinde kültürel miras alanında uzman bilim insanları, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası koruma kurumları konuyu farklı boyutlarıyla tartıştı. Kamuoyuna görüş bildiren kişi ya da kurumların hemen hemen tümü kararın telafisi mümkün olmayan kamu zararlarını beraberinde taşıyacağını duyurdular. Müze Çalışma Grubu da bu tartışmaların içinden doğdu. 13 farklı kurumun bir araya gelmesiyle oluştu ve bugün 50’ye yakın STK Müze Çalışma Grubu çatısı altında ortak hareket ediyor.”
'Amacımız doğru bilgiye ulaşmak’
Müze Çalışma Grubu’nun, “Antalyalıların Müze’nin yıkımı konusunda doğru bilgiye ulaşması” için tek bir amacı olduğunu belirten Işın, Bakanlıktan şu üç soruya şeffaf bir şekilde yanıt vermesini talep etti: “Birinci soru; Antalya Arkeoloji Müzesi, yarışma ile inşa edilmiş Türkiye’nin ilk müze mimarisi yapıtıdır. Mimari üslubu özgündür. Uluslararası müzecilik ödülü almıştır. Hem ülkemiz hem kentimiz için bir ‘hafıza mekanı’dır. Adana, Bergama, Hatay müzeleri ve Antalya’daki Dokuma ve Pil Fabrikaları koruma altına alındı. Peki, neden Antalya Arkeoloji Müzesi aynı şekilde tescillenmedi? İkinci soru;
Bakanlık, yıkım gerekçesi olarak 2021 tarihli “Deprem Analiz Raporu”na atıfta bulunuyor. Fakat bu rapor kamuoyuyla paylaşılmıyor. Eğer rapor varsa, neden güçlendirme seçeneği değerlendirilmiyor? Neden doğrudan yıkım kararı alınıyor? Üçüncü Soru; depolama alanı yetersizliği gerekçesi yalnızca niceliksel bir yaklaşıma dayanıyor. Daha fazla metrekare ve daha fazla sergilenen eser. Oysa çağdaş müzecilik anlayışında asıl önemli olan, koleksiyonun doğru şekilde yönetilmesi ve sergilenmesidir.”