Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel partisinin Sultanbeyli'de düzenlediği 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinginde konuştu.
Özel, "Öyle bir adalet krizinin içindeyiz ki 19 Mart sivil darbesinden 237 gün sonra, neredeyse sekiz ay sonra nihayet o iddianame yazıldı. Aylardır bekledik. 'Artık sabrımız kalmadı' dedik. 'Yazın şu iddianameyi de hem iftiralarla hesaplaşalım, hem kendimizi savunalım, hem de bu iddianamedeki haksızlıkları, yalanları yargılayalım' dedik. Şimdi en sonda söyleyeceğim lafı başta söylüyorum. Ekrem Başkan, bütün arkadaşlar, parti olarak biz bütün aileler bekliyoruz ki cesaretiniz varsa yargılamaları canlı yayınlayın. Millet haklıyı da görsün, iftiracıyı da görsün. Bakın ben bunu söylediğimde, Ekrem Başkan söylediğinde Devlet Bahçeli de destek vermişti. Bütün muhalefet partileri destekliyor, Devlet Bey destekliyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nden, bir tek onlardan ses çıkmıyor. Çünkü onlar yaptıkları kumpası biliyorlar. Çünkü onlar bu davanın hukuki değil; siyasi olduğunu, Ekrem Başkan'ın önünü kesmek için olduğunu, Cumhuriyet Halk Partisi'ni iktidardan uzaklaştırmak için olduğunu biliyorlar. Değilse Sayın Erdoğan hodri meydan, canlı yayın istiyoruz. Milletin önünde hesap vermek istiyoruz. İddianamenin ilk sayfalarında istifaya davet ettiğiniz kişinin… Daha güya soruşturma gizli, iddianame yok. Kimse bir şey öğrenemez. Avukatlar öğrenemiyor dosyayı ama çıktı birisi dedi ki 'Bir ahtapot var. Kafasında Ekrem İmamoğlu var. Kolları bütün Türkiye'ye uzanıyor.' O gün, o bunu dediğinde karşısına gerçek ahtapotu çıkarıp gösterdik. Kollarını gösterdik. AKP'nin gerçek ahtapotunu gösterdik. O gün bugün 'ahtapot' demedi ama iddianamede daha ilk sayfada 'ahtapot' yazıyor. Dört kez ahtapot ismi geçiyor. Buradan soruyorum: Ya bu iddianameyi yazan her zaman söylendiği gibi haftada bir gidip yürütmenin başına bilgi veriyor, emirlerini alıyor. Ya da bu ülkeyi yöneten kişi yargılamayı yapanlara doğrudan talimat veriyor. Hangisi olursa olsun o ahtapotun kolları değil ama bu milletin adalet arayan iki eli yakanızdadır, bunu bilesiniz" dedi.
Özel, "İddianamenin başında Ekrem Başkan'ı suçluyorlar, 'Zenginleşmek için yaptı' diye. Ekrem Başkan'ın siyasete gelene kadarki zenginliği belli, edindiği mal ve mülk belli. Siyasetten sonraki kısmı belli. Bakın buradan açıkça söylüyorum. Ne demişti Sayın Erdoğan? 'İddianame bir aya kadar çıkar.' O zaman öyle diyordu. 'Bir aya kalmaz. Bundan sonra birbirinin gözünün içine bakamayacaklar, insan içine çıkamayacaklar. Milletin yüzüne bakamayacaklar.' İşte tam burada Sultanbeyli'den söylüyorum. Bugün Silivri'deydim, Ekrem Başkan'ın ve arkadaşların gözüne baktım. Bu akşam Sultanbeyli'de milletin arasındayım, Sultanbeyli'nin yüzüne bakıyorum. Diyorum ki 'Arkadaşlarımız masumdur. İddianame bir iftiranamedir. Bırakın boş olmayı, bomboştur.' Buradan, son seçimde en çok oyu AK Parti'ye veren Sultanbeyli'den, geçmişte rekor oylar veren Sultanbeyli'den Sultanbeyli'nin vicdanına, insafına sığınarak ve şahitliğine başvurarak soruyorum: Var mısın Sayın Erdoğan, çıkaralım Siyasi Ahlak Kanunu'nu bir günde? Tüm siyasetçiler, sen de ben de Ekrem Başkan da siyaset öncesinden bugüne kadar kim zenginleşmiş, kimin varlığı artmış, kim haram yemiş? Millet görsün. Hodri meydan.
Özel, "Bu darbenin ve davanın savcısına vaktiyle eleştirilerde bulundum. Sert eleştirilerde bulundum. Kızdırdı, kötü söz de söyledik. Ama ben kimseye beddua etmedim. Bu savcının yazdığı, başsavcının savunduğu bu iddianameyi görünce kendisine şöyle söylüyorum: Allah senden razı olsun. Ben buraya çıkıp da bu iddianamenin siyasi bir iddianame olduğunu asla ve asla bu kadar güzel anlatamazdım. Diyorsun ya 'Bunların amacı Ekrem İmamoğlu'nu Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı yapmak.' Diyorsun ya 'Bu sebepten dolayı bunların partisi kapanmalıdır.' 'Cumhuriyet Halk Partisi kapansın diye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçmelidir' diyorsun ya. İşte sen kendi ağzınla bu davanın hukuki olmadığını, Ekrem Başkan'a ve diğer arkadaşlara söylenenlerin gerçeği yansıtmadığını, amacın siyasi olduğunu, talimatın Recep Tayyip Erdoğan'dan geldiğini itiraf ediyorsun. Burada söyleyeceğim şu var: Bu parti, Tayyip Bey'in kurduğu parti gibi bir apartmanın dublex çatı katında, bir rezidansta kurulmuş, bir avukat bürosunda kurulmuş bir parti değildir. Bu parti, milli mücadelenin partisidir. Bu parti, savaş meydanlarında kurulmuştur. Bu partinin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür" dedi.




