Antalya Vegan Platformu, Attalos Pati Gönüllüleri Platformu, Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, Sokaktayım Yanındayım İnisiyatifi, Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi ve Yaşatacağız Platformu, Attalos Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Grup adına açıklamayı okuyan Çağrı Sert, "Bu ülkede bir katliam yaşanıyor. Sokakların güvenliğini bahane ederek çıkartılan yasanın üzerinden iki ay geçti. Üç gün üç gece boyunca meclise kulaklarını kapatıp sağduyu çağrılarına yanıt vermediler. Katliam yasasını çıkardılar. Yalnızca muhalif tabanın değil, kendi tabanlarının itirazlarına da kulak asmadılar ve bu yasayı geçirdiler. AKP ve MHP blokunun vekilleri, yasayla ilgili tek bir görüş belirtmeden, ağızlarını açmadan bu yasayı geçirdiler. Bu yasa meşru değildir ve tanımıyoruz. Biz, yasayı sokakta yazıyoruz" dedi.
‘Bu sessizliği tanıyoruz’
Çağrı Sert, hayvanlara yönelik çıkarılan yeni yasaya dair sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsan dışı hayvanların yaşamı, iradesini satmış bir avuç insanın ellerine terk edildi. Bu insanlar, katliam yasasını çıkardıktan sonra halkın parasıyla bir de tatlı yediler. Sonra adetleri olduğu gibi halkın meclisinde gülerek poz verdiler. Bu onursuz insanlar, doğada yaşamayı ve yaşatmayı sadece kendilerine hak görenlerdir ve meclisi işgal etmektedirler. İnsan türünün en aşağılık temsilcileri, bilim insanlarının, hukukçuların, yaşam hakkı savunucularının ekolojik ve hak temelli tüm argümanlarının karşısında sessiz bir duvar gibi durdular. Bu sessizliği tanıyoruz. Bu, hayatı boyunca mücadele etmek zorunda kalmamış, rahat edenlerin sessizliğidir. Bu sessizlik, haksız ve adaletsiz de olsa, iktidar çoğunluğunun korumasında olanların sessizliğidir."
‘Sessizlikte boğuluyoruz’
"Bu sessizlikte boğuluyoruz. Bu sessizlik karşısında nefes alamıyoruz. Bu sessizlik, bize kendi sesimizi unutturmaya çalışıyor. Fakat 135 gündür tüm gücümüzle, sesimizi çoğaltarak haykırıyoruz. Hayvan cinayetlerinin politik olduğunu, kadınlara, LGBTİ+ bireylere, çocuklara ve hayvanlara yönelik şiddetin faillerinin aynı olduğunu, failleri koruyanların aynı kişiler olduğunu haykırıyoruz. Eril iktidarın adaletsizliği içerisine bizleri hapsetmeye çalıştıklarını, faşizmi inşa etmeye çalıştıklarını dile getiriyoruz. Tam 135 gündür Türkiye’de, daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir hayvan hakları ve yaşam hakkı mücadelesi sürdürüyoruz. Bu mücadelede bizlere bakın; bizler kadınlarız, LGBTİ+ bireyleriz, çocuklarız, işçileriz, ezilenleriz. Kötülüğün karşısında bir araya gelmiş iyileriz."
‘Sokaklar daha mı güvenli?’
"Bize bakın. 135 gündür sokakta yaşayan hayvanların hayatı için mücadele ediyoruz. Aynı ezici, onursuz çoğunluk tarafından hayvanlarla birlikte bizler de öldürülüyoruz, sömürülüyoruz. Ancak bu sömürü, hak gaspı ve katliamlar sona erecek, buna inanıyoruz. Hayvanları öldürmeyi yasallaştıranlar, kadınları ve LGBTİ+ bireyleri öldüren erkekler, işçileri 'iş kazası' adı altında katleden patronlar, çocukları öldüren kurumlar ve bu suçları cezasız bırakan iktidar karşısında 135 gündür dimdik duruyoruz. Kendilerinden başka kimseye nefes alacak alan bırakmayanlara sesleniyoruz: Sokaklar şimdi daha mı güvenli? Kadınlar herkesin gözü önünde katledilirken siz kendinizi güvende mi hissediyorsunuz? Sizin güvende olduğunuz yerde biz güvende değiliz. Kimin yaşayıp kimin öleceğine karar verme hakkını kendinizde nasıl buluyorsunuz? Siz öldürmeyi isterken bizler, tüm canlılar için en temel hak olan yaşam hakkı için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Hayatın her alanında şiddeti ve katliamı normalleştirmenize izin vermeyeceğiz. Yaşam hakkı için mücadelemiz sürecek."