Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) serbest kıyafet uygulamasını kaldırarak yeniden tek tip kıyafet sistemine dönme kararı, eğitim camiasından sert tepki çekti. Eğitim- Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, bu düzenlemenin eğitimdeki asıl sorunları, yani atanamayan öğretmenler, müfredat tartışmaları ve okullardaki şiddet gibi devasa problemleri gizleme amacı taşıdığını söyledi. Öztürk, tek tip kıyafet dayatmasının, öğrencilerin bireysel kimliklerini bastırdığını ve milyonlarca emekçi ailenin sırtına ekonomik bir yük getireceğini vurgulayarak, “Gündemi değişmek için yapıyorlar eğitimin sorunlarını kapatmak için böyle bir çıkış yaptılar” diye konuştu.
‘Kimliği bastıran uygulama’
Öztürk, eğitim sisteminde çözüm bekleyen pek çok sorun olduğunu hatırlatarak, “Bugün eğitimde ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmen, mülakat mağdurları, ideolojik yönelimlerle şekillendirilen müfredat, kalabalık sınıflar, artan okul şiddeti, eğitime erişimdeki eşitsizlikler ve diploma yolsuzluğu gibi devasa problemlerle karşı karşıyayız. Böyle bir tabloda tek tip kıyafeti tartışmaya açmak, bu sorunları görünmez kılmaktan başka bir şey değildir” dedi. Kılık kıyafet düzenlemelerinin eğitimin niteliğini yükseltmeyeceğini vurgulayan Öztürk, “Bu uygulama, öğrencilerin bireysel kimliklerini bastıran, çoğulculuğu yok sayan bir anlayışın ürünüdür. Eğitim kurumları farklılıkları törpüleyen değil, özgünlüğü ve yaratıcılığı teşvik eden yerler olmalıdır” diye konuştu.
Ekonomik boyutu da var
Ekonomik boyuta da dikkat çeken Öztürk, “Tek tip kıyafet uygulaması milyonlarca emekçi ailenin sırtına yeni bir yük bindirecektir. Yönetmelikte kıyafetlerin dört yıl değişmeyeceği söylense de, ekonomik gerçekler bu iddianın inandırıcılığını ortadan kaldırmaktadır. Veliler için bu masraf ciddi bir külfettir” ifadelerini kullandı. Tek tip kıyafet düzenlemesinin, öğretmenlere yönelik “beyaz önlük” dayatmasında olduğu gibi, iktidarın baskıcı ve denetimci eğitim politikalarının bir yansıması olduğunu belirten Öztürk, “Her çocuk ve gencin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanması sağlanmadan, bilim dışı müfredat değişiklikleri geri çekilmeden, öğretmen açıkları kadrolu istihdamla giderilmeden ve okulların fiziki koşulları iyileştirilmeden yapılan her düzenleme, eğitimin sorunlarını daha da derinleştirir. Bakanlık, ikincil konularla toplumu oyalamak yerine kamusal, bilimsel, laik ve anadilinde bir eğitim anlayışını hayata geçirmek zorundadır” çağrısında bulundu.