Yazılarımı iyi takip eden, “emekli” vatandaşlarımızdan birinin mesajı çok dikkat çekiciydi..
“Önemli bir ayrıntı”yı gerçekten iyi yakalamış..
Yorum katmadan, aynen sizlere de iletiyorum..
Okuduktan sonra güler misiniz, yoksa ağlar mısınız bilemem..
Daha sonra ben de “Akaydın’la ilgili önemli bir ayrıntı”yı sizlerle paylaşacağım..
Buyurun.
…
Ali bey, ben her sabah gazeteleri okuduğumda bir şok yaşıyorum..
Çok merak ettiğim bir husus var..
Mustafa Akaydın gerçekten profesör müdür?
Gazetelerde, reklam panoları ve bilboardlarla ilgili bir haber yayınlandı..
(Geçen hafta Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, ‘başkanlar bilboardlara olur-olmaz görüntülerle afiş yaptırıp kirlilik yaratıyor’ şeklinde bir açıklama yapmıştı, onu kastediyor..)
Bu yayına istinaden ertesi günü, sayın başkanımız Akaydın’ın açıklamalarını okudum..
Sanırım sizde okumuşsunuzdur..
Bu “bilboard kirliliği” sorununun kendi sorunu değil, hükümetin sorunu olduğunu söylemiş..
Yetinmemiş..
Bilboardların belediye başkanları tarafından reklam amaçlı kullanıldığını, hatta genel başkanına yağcılık olsun diye kendi resimlerini koyduklarını söylemiş..
Soru şu:
Akaydın bunları söylerken, bir yerlere çamur mu atıyor, yoksa “ben bunu yapıyorum, ama kendim de hoşlanmıyorum” mu demek istiyor?
Bunu pek anlayamadım..
Bir profosör ve belediye başkanı, “yaptığı işin kötü bir şey olduğunu biliyor, ama yapmaya devam ediyor” öyle mi?
Bir daha sorayım:
Mustafa Akaydın gerçekten profesör müdür?
MEHTİ FELEK
…
Mehdi Bey’in yazısı birkaç gün öncesine ait..
Ben Akaydın’ın dün gazetelere yansıyan açıklamalarını sizlerle paylaşacağım..
…
Belediyelere ve siyasi partilere yazılar yazmış, uyarmış..
“Ben afiş kirliliğine asla izin vermeyeceğim” demiş..
Soru şu:
Ey Akaydın efendi..
Senin kentinden ve kendinden haberin yok galiba..
Antalya’da senden daha çok bilboard ve afiş kirliliği yaratan bir başka Allah’ın kulu var mı?
Parti başkanıyla birlikte fotoğraflarını astıran sensin..
Kaldırım taşı değiştirip, “caddelerinizi güzelleştiriyorum” diye binlerce afiş yapıştırıp milleti uyutmaya kalkan sensin..
Öğrenciyle, işçiyle, emekliyle, kadınlarla, çocuklarla boy boy fotoğraf çektirip “onuruyla” yayınlayan sensin..
Hiçbir emeğin ve katkın olmadığı halde, “daha önceki başkanların yaptıkları işleri” sahiplenecek afişler yaptırıp astıran, bununla da öğünen sensin..
Her eğlenceyi, her söyleşiyi, her ziyareti afiş yaptıran sensin..
Şöyle bir bak yönettiğin kente..
Senden daha çok “görsel kirlilik” yaratan başka birini bulamazsın..
İlçe belediyelerine bir şey söylemeye hakkın bile yok..
Hele uyarmaya hiç hakkın yok..
“İmam osurursa cemaatin ne yapacağını” çok iyi biliyor olman lazım..
Onun için..
Şu iğneyi kendine bi batır, çuvaldızı diğerlerine batırmana gerek bile kalmaz..
…
Öte yandan..
Akaydın’ın “afiş kirliliği” ile ilgili öyle “uyardım, yazı yazdım, gözlerinin yaşına bakmam” gibi efelendiğine falan bakmayın..
Bunları Vali Sebahattin Öztürk’ün “böyle şeylere izin vermem” şeklindeki sözlerinin Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanmasından sonra söylüyor..
Yani..
Vali’nin uyarısı olmasa, Akaydın yine “afişlerine” devam edecekti..
…
Bunları yazdıktan sonra Mehdi Bey’in sorusunu yeniden sorma gereği duyuyorum:
“Mustafa Akaydın gerçekten profesör müdür?”
……………………………………………………………..
NOT: Bayramla birleştirip şöyle 7-8 günlük bir dinlenmeye çekileceğim.. Sevenlerimle-sevmeyenlerimle bayramdan sonra yeniden birlikte olmak dileğiyle, şimdiden bayramınız kutluyor ve cümlenize esenlikler diliyorum.. Her şey gönlünüzce olsun..
Trend Haberler

Okulu, Kunduz’da rövanşı kaybetti

Ali Yılmaz gözaltında

Antalyaspor, eski oyuncusu Dario Saric’i yeniden kadrosuna kattı

Deniz Servan Narin öldü mü? Arkadaşları ve yakınlarından haber geldi!

Antalya’da belediyeye yönelik 4'üncü dalga 'rüşvet' operasyonu: 17 gözaltı

Manavgat’ta büyük gurur