Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın Halk TV’ye, yani “CHP’nin yayın organı”na konuk olduğunda dinlediklerimi ve bu konudaki düşüncelerimi sizlere anlatmam gerekiyor..
Olur a, yeniden aday falan yapılırsa, aklınızda bulunsun istiyorum..

Akaydın programda 4 yıllık çalışmalarını anlattı..
“Çok hizmet ürettim, çoook” dedi..
Ardından belki de, “ama bazı gazeteler ve gazeteciler bir türlü benim kıymetimi bilmiyor ve hizmet etmediğimi söyleyerek işlerimi değersiz hale getirmeye çalışıyor” demek isterdi..
Demedi, ama bunu başka türlü söyledi..
Akaydın’ı dinledikçe şaşkınlıktan gözlerim açıldı..
Eğitimden istihdama, altyapıda ve caddelerde büyük hizmetler yaptığını vurgulayan Akaydın, susmadan, durmadan, program sunucusuna laf bile söyletmeden “Antalya için yaptığı hizmetleri” anlattı, anlattı, anlattı..
Bir anda şüpheye kapıldım..
“Yahu ben Antalya’da yaşıyorsam, Akaydın bu anlattıklarını nerede yaptı” diye sormaktan kendimi alamadım..
Hemen pencereyi açtım, dışarıya baktım..
5. katta olduğumuz için, bazı şeyleri yukarıdan görme imkanı oluyor..
Örneğin, çatılardaki o inanılmaz görüntü kirliliğini ve kibrit kutusu gibi yanyana dizilmiş şekilsiz-biçimsiz binaları görünce, “evet ben Antalya’dayım” dedim..
Ama..
Akaydın’ın anlattıklarını görebilmem için bu şekilsiz binaların arasına girmem gerekiyordu..
“Kaldırım ve asfalt çalışması yapıp, çevresindeki o şekilsiz binaları aynı bırakıp, sonra da “güzelleştirdiğini iddia ettiği o caddeler”i başka türlü görmenin imkanı yoktu elbet..

Dedim ya..
Akaydın’ı dinledikçe şaşkınlığım artıyordu..
Hizmetlerini anlatmayı bitirir bitirmez, bu defa önümüzdeki 5 yıl içinde neler yapacağını anlatmaya başladı..
“Klimalı duraklar, şehir mobilya üretimleri, güneş enerjisi ile vatandaşların cep telefonlarını şarj etmeleri bizim çok iddialı projelerimizdir” dedi..
Ama..
Durakların klimayla değil, şehir ceryanı ile serinletildiğini söylemedi..
Bir güneş evi kurduğunu, ama burasının da şehir ceryanı ile desteklendiğini söylemedi..
“Daha bir çok iddialı projelerimiz var” dedi..
Daha da şaşırdım..
Klimalı durak ve güneş evi “iddialı projeler” imiş..
Takdirini size bırakıyorum..

Halk TV’de programı sunan kızcağız ağzını açtı, tam bir şey söyleyecekken Akaydın hemen, “bir sürpriz daha vereyim” diye atıldı..
“Toplu ulaşımda elektrikli araçlar kullanıcaz” dedi..
“Amaaaa.. Güneş enerjili olacak bu araçlar” diye arkasını getirdi..
Program biterken, “önümüzdeki günlerde daha bir çok sürpriz projemizi açıklayacağız” demeyi de ihmal etmedi..

3 gün önce de gazetecilerle kahvaltıda buluştu..
“Masal” dinlemeyi pek sevmediğim için Akaydın’ın toplantılarına gitmiyorum..
Giden arkadaşlarımdan biri, Akaydın’ın, “ben asla hırsızlığa-arsızlığa göz yummadım” dediğini söyledi..
Bu söz üzerine kendisine “Halkkart” sorulmuş..
Bir gazeteci Akaydın’a demiş ki:
“İnsanlar kartlarından fazla para çekildiğini, otobüs esnafı da kendilerine eksik para ödendiğini söyledi, bu da bütün gazetelerde defalarca yer aldı..
Bu bir hırsızlık-arsızlık suçlamasıdır..
Ama Halkkart yöneticilerinden bir tanesi de çıkıp, ‘hayır kardeşim yok böyle bir şey’ diye açıklama bile yapmadı..
Buna ne diyeceksiniz?”
Akaydın hemen gözlerini sağa-sola kaçırarak, “yahu bu onların bileceği bir şey” gibi laflar etmiş..
Oysa, Halkkart’ı getiren, kontrolünü yapması gereken Büyükşehir değil midir?
Demek ki..
Akaydın’ın (daha bir çok konuda olduğu gibi), “ben asla hırsızlığa-arsızlığa göz yummadım” lafı pek inanılır bir laf değil..

Yani..
Antalya büyük sürprizlere hazırlansın bence..
Bu sürprizler “Akaydın’ın projeleri mi” olur, yoksa “Büyükşehir’e aday gösterilmemesi mi” onu bilemem..
Bildiğim şey, Akaydın’ın anlattığı “Büyüklere Masallar”a artık çoğu kişinin itibar etmediğidir..
Elimde 2009 seçimleri ile ilgili projelerinin ve vaadlerinin bulunduğu oldukça kalın bir kitap var..
Bir Halk TV’de anlatılanlara baktım, bir de elimdeki kitaba..
Şu 4 yılda vaadettiklerinin, projelerinin neredeyse hiçbiri yapılmamış..
Sözünü tutmayan birinin, “daha çook sürpriz projelerim var” demesine nasıl inanacağım?
İnanan olur mu?
Olur..
“Takım tutar gibi parti tutanlar” kesinlikle inanacaktır..
Ama..
Aklı başında insanlar arasında inanan olursa da, “pes artık” derim, o kadar..