Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Bankacılık Komisyonu Başkanı Hüseyin Ölmez, son dönemlerde finansal tüketicinin baş belası haline gelen dolandırıcıların mağdur ettiği finansal tüketiciyi, bankaların da sorumlu tuttuğunu ifade etti. Ölmez, “Finansal tüketicinin hesabından bilgisi ve iradesi dışında yapılan kredi çekilip dolandırılan miktarlar için finansal tüketici nihai kararlar verilene kadar herhangi bir faiz ve komisyon ödemeyecektir. Ana parayı da ödemeyecektir ve bu hesaplar üzerinde tedbir kararı vardır. Bankalar, özellikle mağdur olan finansal tüketicinin üzerine gidemeyecektir. Bundan önceki yargı haberlerinde maalesef tüketicinin aleyhine bazı kararlar çıkmıştı. Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’na göre finansal tüketicilere verilen görev kişisel verilerimizi, banka verilerimizi, banka şifrelerini muhafaza etmektir” diye konuştu.
‘Şifreye gelene kadar kim suçlu?’
Başkan Ölmez, finansal tüketicinin dolandırılması konusunda bankaların nasıl bir tutum izlediğini şu şekilde açıkladı: “Son zamanlarda görüyoruz ki maalesef kişisel verilerimiz birilerinin elinde dolaşıyor; banka verileri de dolandırıcıların elinde. Size iki olaydan bahsedeyim, dolandırıcı finansal tüketiciyi arıyor. Tüketiciye hem kişisel verilerin tamamını hem de banka verilerini veriyor ve tüketiciye kendi verilerini elde ettiği için bir güven veriyor. En sonunda nihai olan şifreyi veriyor. Banka finansal tüketiciye diyor ki, sen şifreni verdin; sen suçlusun. Peki, şifreye kadar gelen süreç nedir? Bu sürecin artık ülkemizde yargımız tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bankalar, tüketicilere şablon bir mesaj atıyor, ‘Şifre kullanılarak işlem yaptığınızdan dolayı yapılacak herhangi bir işlem yoktur’ diye. ‘Bu kararlar, bu bankaları biraz düşündürür’ diye öngörüyorum. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012’ye 11/550 sayılı kararı bu tip işlemlerde bankanın tüketicinin suçlu olduğunu kanıtlaması gerektiğini söylüyor. Kişisel verileri ve banka verileri başkasının elinde olan tüketici buna nasıl sebep olur. İşte bunu tartışmamız gerekiyor.”
‘Bankacılık sistemine ihanettir’
“Bu tip işlerde öz denetim gereklidir. Maalesef bu bankamız geçtiğimiz haftalarda bir bildiri yayınladı. Bu bildiride yine aynı şekilde tüketicilere gönderdiği mesajı yine aynı hukuki terimlerle donatıp, tüketicileri suçladı. Bankalar Birliği de bankaya sahip çıktı. Eğer ben bir banka aleyhine konuşursam, bankanın itibarını sarsmaktan hakkımda dava açılır ve bunun cezası vardır. Bu doğrudur, olmalıdır. Bugün bir tüketicinin tepkisi var. Artık bankalara güvenilmez, mevduatımızı başka yerde tutacağız. En masumane başka yerdeki mevduat, yastık altındaki mevduattır. Eğer bir banka ve Bankalar Birliği bu ülkede vatandaşın birikiminin sisteminin dışına çıkmasına sebep oluyorsa, önce Bankacılık Birliği’ne, bankacılık sistemine ihanet etmiştir. Kusura bakmasınlar. Daha sonra ülkenin gelişmişlik seviyesine ihanet etmiş demektir. Lütfen bu konuda öz denetim uygulayın. Dolandırıcıların uyumadığını düşünerek ve dolandırıcıların bir kısmının sizin bilgisayar görevlilerinizden daha zeki olduğunu düşünerek önlem alın.”
ARZU YAVUZ