Uzun süreden beridir Antalya Barosu ile ilgili yazmak istediğim yazıyı Adli Yılın açılışı vesilesiyle yazabiliyorum. Basınımızda yer aldığına göre Adliye Binası önünde yapılan törende konuşan başkan Zafer Köken bir takım açıklamalarda bulunarak son Anayasa değişikliğini değerlendirmiş ve özel yetkili mahkemelerin varlığını eleştirerek bu mahkemelerin kaldırılması talep etmiş.
Her ne kadar konuşmanın gazetelere yansıyan içeriğinde hükümetin ya da iktidarın adı geçmese de yapılan beyanat muhalif bir çizgi taşıyor. Elbette ki bu açıklamalar hukuki bir konu ile ilgili. Bunun doğruluğu ya da yanlışlığı ayrı bir yazı konusu ancak benim burada dikkatimi çeken başka bir durum var. Baromuz böyle siyasi beyanlar verdiği kadar avukatların ve adli sistemin içinde bulunduğu zorluk ve sıkıntılar için de çaba harcıyor mu acaba?
Bugün avukatların adliyede yaşadıkları pek çok sorunla ilgili olarak baromuz neler yapıyor? Neredeyse hiçbir şey diyeceğim çünkü baronun internet sitesine girdiğim zaman bu sıkıntıların dile getirildiği ne bir basın duyurusu, ne bir protesto gösterisi ne de bir açıklama göremedim.
Nedir bu sorunlar? Birincisi avukatların İcra Dairelerinde birçok sıkıntı yaşadıkları duyuluyor, söyleniyor, avukatlarca dile getiriliyor. Bu sıkıntıların ne olduğuna bu satılarda değinmek istemiyorum. Ama eminim ki Sayın Köken bunları çok iyi biliyordur. Mesela neden baromuz bu konu ile ilgili bir açıklama yapmıyor, bunları protesto etmiyor?
İkincisi, Adliye Binası’nın önünde beş on arzuhalci kurdukları tezgahlarda resmen avukatlık yapıyorlar. Ülkemiz kanunlarına göre her türlü adli vekalet almak ve müvekkilleri adına işlem yapmak yetkisi sadece avukatların değil mi? Üç beş tane seyyar satıcı nasıl oluyor da 5 bin küsur avukatın hakkından gelebiliyor? Baromuz neden susuyor? Neden Antalya kamuoyunun dikkatini çekmiyor?
Bazı mahkemelerde avukatların yaşadıklarını dile getirdikleri duruşma saati sorunu ile avukatların yaşadıkları otopark sorunu da avukatların çözüm bekledikleri diğer konular.
Baromuz nükleer santrallerle ilgili açıklama yapana kadar, Antalya kamuoyunu bu sorunlarla ilgili neden bilgilendirmiyor? Antalyalılar çok mu merak ediyor baronun Dünya Çevre Günü ile ilgili açıklamasını?
İşte benim anlayamadığım durum bu. Bazı STK’larımız asıl iştigal konularını bir kenara bırakıp siyasi demeçler vermekle meşguller.
Şunun da altını çizmeliyim ki, tüm STK’larımız her türlü fikirlerini rahatça ifade edebilmelidir. Bu demokrasinin bir gereğidir. Tüm vatandaşlar için sınırsız düşünce ve ifade özgürlüğü eminim ki baromuzun da istediği bir şeydir. Benim garipsediğim baromuzun avukatların asıl sorunlarını değil kendi siyasi beyanatlarını Antalya kamuoyu ile paylaşması.
Benim düşünceme göre kendilerine oy veren avukatların yaşadıkları sıkıntıların peşine düşmeyip sadece siyasi beyanatlar veren bir baro, hiçbir zaman hak ettiği itibara ve saygınlığa kavuşamayacak, Antalya kamuoyuna da kendini anlatamayacaktır.
Trend Haberler

Ali Yılmaz’ın tüm mal varlığına el konuldu

Meğer Narenciye’yi Karabulut almış!

Ali Yılmaz dahil 8 kişi cezaevine gönderildi

Antalya’nın köklü kuyumcusu sessizce kapandı: Gökhan Böcek yaktı ve kaçtı

Ali Yılmaz sessizliğini bozdu: ‘İş birliği olsaydı davalık olmazdım’

Yapay zeka terapi yerine geçemez: Empatiyi sadece taklit eder