Bir okurum arayıp, “Seçimden kısa bir süre önce bir yazınız vardı. Başlığıda “Baykal neden uzak duruyor” şeklindeydi. O yazıda seçimden sonra bazı bilgileri kamuoyu ile paylaşacağınızı ifade etmiştiniz, bekliyoruz” dedi.
O yazıyı buldum. Noktasına, virgülüne dokunmadan hatırlatayım. Aynen şöyle demişim “Kamuoyu merak ediyor. CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal neden bazı partililer ile sürekli birlikte hareket ederken, bir kısmından ısrarla uzak duruyor.
Baykal bunu sadece Antalya’da değil, ülke genelinde zaman zaman görüştüğü partililer arasında da yapıyor.
Peki neden?
Nedenleri ile ilgili buradan 10 günlük köşe yazabilirim. Ama bunu yapmayacağım. Önce şu seçim bir geride kalsın. Çünkü şu anda kaleme alacağım her satır, sanki CHP’ye zarar verme amacıymış gibi görünür. Yani ben gerçekleri yazıyor olsam da, birileri bunun ne kadar gerçek olduğu ile değil, CHP’ye zarar verme ihtimaliyle ilgilenir. Dolayısıyla o gerçekler güme gider.
Sadece bir kelime ile, Baykal’ın neden böyle hareket ettiğini merak edenlere seslenmek istiyorum. O kelime, “Kalleşlik”tir.
CHP’nin yıllarca Genel Başkanlığı’nı yapan Baykal, ömründe görmediği kadar ihaneti, satışı, son bir yılda gördü.
İşte bunları seçimden sonra nasipse sizlerle paylaşacağım. Antalya ayağında Baykal’a son bir yılda kim, ne yaptı? Hepsini öğrenmeniz için sahip olduğum tüm bilgileri yazacağım.
Bu konu ile ilgili yazacaklarım şimdilik bu kadar”
Sevgili okurum ve benden detaylı bilgiler bekleyen her kim varsa, seçim Pazar günü bitti. Zaten bir çok şey bir gün sonrasını bile beklemeden ortaya çıkmaya başladı. Pazar akşamı, pazartesi, salı ve düne de dahil ederek CHP içerisinde sayın Baykal’a yakınlığı ile bilinen partililerin açıklamalarına bakın, bana gerek kalmadığını göreceksiniz. Baykal’ın direk yaptığı veya gazetelere “yakın çevresine yaptığı değerlendirmeler” denilerek yansıyan tespitlerine bakın, o zaten anlatıyor.
Antalya mı?
Bunun için Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın, bana göre Kılıçdaroğlu’na şirin görünmek ve seçimin kaybedilmesine en büyük neden olarak gösterildiği için topu üzerinden atmak için alalacele yaptığı ve Baykal’ı yerden yere vuran sözlerine bakın, çok şey anlayacaksınız. Belki o zaman Baykal’ın seçimden önce neden Muratpaşa Belediyesi ile Konyaaltı Belediyesi’nin her etkinliğine koşarken, Akaydın’dan uzak kaldığını da çözmüş olursunuz.
Akaydın bir örnektir. Onun gibi çok kişi var.
Allah aşkına düşünün. Dünya alem Deniz Baykal’ın aday listesi nedeniyle büyük bir hata yaptığını biliyor. Seçimin kaybedilmesinin en büyük nedenlerinden bir tanesinin bu olduğunu da söylüyor. Bunu diğer belediye başkanları da ifade ediyor. Ama direk Baykal’a ve seçimden önce söyleyerek. İş bittikten sonra, gazetecilerin karşısına çıkıp, o makama gelmesini sağlayan adama sataşarak değil. Yakışır mı? Siz düşünün, siz karar verin. Bu partinin Genel Başkanlığı’nı yapmış, Antalya milletvekilliği devam eden bir insana, üstelik vefanın en büyüğünü göstermesi gerekenlerin böyle davranması doğru mu? Varsa bir sorun. Bunun yeri basın değil, partiiçidir. Biz basın olarak yazarız ama belli makamlardaki insanların “kol kırılır, yen içinde kalır” demesi gerekmez mi?
Ve bu ilk değil. Seçimden önce de sayısız örneği var. Günü geldikçe hepsini tek tek ele alırız. Sevgili okurum hiç merak etmesin.