İki gün sonra bir “SEÇİM” var..

Biliyorsunuz..

Seçim, bir çeşit “yarış”tır..

Ve bu yarışa katılanlar “kazanmak” için mücadele eder..

Ancak..

Bu pazar günü yapılacak “Cumhurbaşkanlığı seçimi”nin “yarış”la uzaktan yakından ilgisi yok..

“Üç kişi yarışıyor” gibi görünüyor..

Ama..

Yarışın galibi şimdiden belli..

Diğerleri, sadece bu kazanacak kişinin “ilk turda seçilmesini engellemek” için mücadele ediyor..

Bütün gayretleri “ikinci tur”u sağlayabilmek..

CHP ve MHP dahil tam 14 tane parti, “adayımız” dediği zat-ı muhteremi almışlar ellerine “oyuncak” gibi oynuyorlar..

“Sen bugün şuraya gideceksin” diyorlar, oraya gidiyor..

“Sen bugün şunu söyleyeceksin” diyorlar, onu söylüyor..

“Sen bugün şu şu yemeklere katılacaksın” diyorlar, oraya katılıyor..

Zat-ı muhteremin kendi fikri yok, kendi mücadelesi yok..

CHP ve MHP genel başkanları söylüyor, o yapıyor..

Diyelim ki, o zat-ı muhterem Cumhurbaşkanı seçildi..

Orada da bu iki genel başkan ne derse onu yapacak herhalde..

Halk böyle “oyuncak bir Cumhurbaşkanı” ister mi acaba?

Çoğu kişi soruyor..

“Yahu Tayyip Erdoğan ile Selahattin Demirtaş meydan meydan geziyor, mitingler düzenliyor da, Ekmeleddin İhsanoğlu niye hiç miting düzenlemiyor” diyor..

Bilenler biliyor, ama bilmeyenlere hemen söyleyelim..

Efendim, İhsanoğlu için en son Konya’da bir miting düzenlenmişti..

O mitinge katılanların sayısı 150 kişi kadardı..

Yani..

O miting gösterdi ki; iki genel başkanın “oyuncak gibi” oynadığı İhsanoğlu’na halk pek itibar etmiyor..

Bunun üzerine İhsanoğlu için planlanan bütün mitingler iptal edildi..

Ardından, “yemekli” toplantılar düzenlenmeye başlandı..

İki genel başkan, Türk halkının “yemek” sözkonusu olduğunda koşa koşa geleceğini bildikleri için, kalabalık olsun diye “yemekli toplantı” düzenlemeyi uygun bulmuştu..

Ramazan’ın son haftasından bugüne kadar..

Meydanlara sadece iki genel başkan (Kılıçdaroğlu ile Bahçeli) çıkıyor ve İhsanoğlu’na oy istiyor..

Meydanlarda olması gereken İhsanoğlu da yemekli toplantılarda “ekmek” propagandası yapıyor..

“Cumhurbaşkanlığı”nın “ekmek”le ne ilgisi var, bunu bilen-anlayan varsa, onu da bir izah etse çok iyi olacak..

Çünkü, halkın arasında bu soruları soran da çok..

Bu arada özellikle CHP ve MHP genel başkanları tarafından yapılan çirkinliklere, ötekileştirmelere, tehditlere girmeyeceğim..

Olan-biteni her gün haberlerde görüyorsunuz..

Uzatmayalım..

Karşımızda, “Cumhurbaşkanı” olmak istediğini söyleyen 3 aday var..

Ama içlerinden bir tanesi gerçekten istiyor..

Ve bir amacı, bir hedefi var..

“Kazanacağım ve Türkiye’yi çok daha ilerilere taşıyacağım” diyor..

Diğerlerinin amacı ve hedefi ise, kazanmak isteyeni “ilk turda seçtirmemek”..

Neymiş?

“Seçilmesi ikinci tura kalsın”mış ki, “aklı başına gelsin”miş..

Kafaya-zihniyete bakın..

Sadece Cumhurbaşkanlığı konusunda değil..

İktidar olup bu memlekete hizmet etmek konusunda da, bu memlekete hizmet etmek isteyenler konusunda da bütün stratejilerini “engellemek” üzerine kuranlardan bu memlekete hayır gelir mi?

Bırakın iktidarı, “muhalefet” etmeyi bile beceremeyenlerin “şunu yap- bunu yapma” diye yönlendirdiği birinden bu memlekete hayır gelir mi?

Her ne kadar “aday belirleme” süreci “demokrasiye uygun” değilse de..

Türk halkı ilk kez “kendi oyu ile” bir Cumhurbaşkanı seçecek..

Sizden ricam, yazdıklarımı bir kez daha okuyun ve düşünün..

3 adaydan “Türkiye’yi en iyi hangisinin temsil edeceğine” inanıyorsanız, gidin oyunuzu ona verin..

Ve..

Bence seçimi “ilk turda” bitirin..

“Engelleme” zihniyetine de bir ders verin..