Kendilerini “çevreci” diye tanımlayan 50 ailelik (çoluk-çocukla birlikte yaklaşık 200 kişi) bir grup..

Pazar günü Konyaaltı’nda Büyükşehir Belediyesince çalışmalarına başlanılan Konyaaltı Sahili ve Boğaçayı Projesi'ne tepki amaçlı eylem yaptı..

Konyaaltı sahilinde yapılan bu eyleme CHP Antalya İl Teşkilatı da destek verdi..

Hatta bu eyleme,“İl Kongresi sürecinde kendisi gibi Genel Başkan Yardımcısı olan  İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’in gölgesinde kalan” Çetin Osman Budak da katıldı..

Eylemde Muratpaşa ve Konyaaltı ilçe başkanları da vardı, ama Belediye Başkanı Muhittin Böcek yoktu..

Bu gruptan bazıları ellerinde pankartlar, “Boğaçayı’nı ve limanları yaptırmayacağız, sahili yok ettirmeyeceğiz” gibi -bence- AKLA AYKIRI sloganlarla denize falan da girdiler..

İşte bu noktadan sonra sözü, eylemi takip eden, o havayı yaşayan eski bir belediyeci ve siyasetçi Cemal Altan’a bırakmak istiyorum..

Yazdıkları gerçekten çok ilginç..

“Konyaaltı ve eylemcilerle ilgili gerçekler” ancak bu kadar anlatılabilir..

İşte Altan’ın o yazısı:

EYLEMLERİ SEVERİM

“Eylemleri severim, haklı olan eylemleri daha çok severim..

CHP Muratpaşa ve  Konyaaltı İlçe Başkanı’nın ve Antalya milletvekillerinin katılımı ile  (acaba Konyaaltı Belediye Başkanına davetiye yollamadılar mı?) pazar günkü eylemde hazırlanan pankartlardaki, “SAHİL BİZİM DERE BİZİM KENT BİZİM” yazılarını görünce 2014’teki açıklamalarımla yapılan haberi paylaşayım istedim..

Zannedersem mahkeme hala devam ediyor..

O haber şöyleydi:

Haberin başlığı “BU DERE TAPULU”..

Muratpaşa Belediyesi eski Başkan Yardımcısı Harita Mühendisi Cemal Altan, Konyaaltı Belediyesi’nce halka ait derelerin tapuda şahıslar adına tescil edilip mülkiyet alanında gösterildiğini, bu nedenle kamulaştırmasız el atma davalarıyla kamunun milyonlarca lira zarara uğrayabileceğini öne sürerek savcıları iddiaları incelemeye çağırdı..

Konyaaltı Gürsu Mahallesi Akdeniz Bulvarı üzerindeki Crowne Plaza Oteli’nin batı bitişiğinde yer alan, Konyaaltı sahilinden denize dökülen Arı Deresi’ni örnek gösteren Cemal Altan, “Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in burada imar uygulaması yaptığını öğrendik.. O dönem Büyükşehir Belediye Başkanı da CHP’li Mustafa Akaydın’dı” dedi..

Cemal Altan skandal olarak nitelendirdiği iddiasını şöyle anlattı:

“Böcek geçtiğimiz yıl imar uygulaması yapıyor..

Belediye yönetimi kanunlarla halka ait olan mevcut dereleri tescil harici bırakması gerekirken şahıslar üzerine ‘düzenleme ortaklık payı’ içerisine katıyor..

Semt spor sahası vasfı ve ilköğretim alanı olarak tescil ederek imar adası ve parsel numarası veriyor..

Tapularda şahıslar adına tescil ediliyor..

Tescil edilen bu dereler ‘şahıs malı olduğu’ dikkat edilmeden CHP’li Mustafa Akaydın’ın başkan olduğu dönemde Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü tarafından ihale ediliyor..

Denize kadar olan 2 imar adası ‘halka ait dere olarak’ düşünülerek birkaç metre genişliğinde drenaj kanalı çalışması yapılıyor ve kanal açılıyor..

Halka ait olan ve tescil edilmemesi gereken dereler kim tarafından tescil edilip mülkiyet alınanda gösterilmiştir?

Mülkiyet alanı gösterilen bu yerlerde, kamulaştırmasız el atmadan dolayı mülk sahibi kişiler tarafından belediyeye açılacak olan tazminat davalarında ödenecek bedel kimin cebinden çıkacaktır?

Mülkiyete dikkat edilmeden yapılan işlem sonucunda ortaya çıkan 2 iddiayla hukukçuların ve savcıların yakından ilgilenmesi lazımdır..

Derenin Konyaaltı sahilinde denize dökülen yerindeki arazilerin dönümü ortalama olarak eski parayla 6 trilyon yani 6 milyon liradır..

Davalar sonucunda bu parayı kim ödeyecek, bu para kimin cebinden çıkacak?

Burada sorumlu kimdir?

Şimdiden kamulaştırmasız el atma davaları açıldığı duyumlarını alıyoruz..

Burada yaklaşık 10 dönüm alan olduğu ileri sürülüyor..

Ortasından drenaj kanalı geçen yerde semt spor sahası mı olur?

Bu alanın tamamının kamulaştırılması gerekirdi..

Drenaj kanalının üstü kapatılıp spor sahası yapılabilinirdi..

Ancak bu bölge taşkın alanıdır..

Taşkın alanı olduğu için derenin üstü kapatılamaz..

Bazı hissedarlar dava açmış bazıları da açmaya hazırlanıyor..

Bu davalarda kaybedilen tazminat miktarları belediyeden yani kamudan yani halkın cebinden çıkacaktır..

Burada yapılan büyük hata ile belediye (dolayısıyla vatandaş) milyonlarca lira zarara uğrayabilir..”

HANİ DERELER SİZİNDİ?

Bu olayların sonucunda, o zamanki başkan yardımcılarının, “biz bu konuda yanlış yaptık” dedikleri öne sürülüyor..

Ve yine bu konuyla ilgili gelişmeler kamuoyundan gizleniyor..

Davalar ne oldu, tazminat hakkı doğdu mu, belediye tazminat ödedi mi gibi sorular hala cevabını bulamadı..

Konyaaltı, Büyükşehir ve ASAT bu konuda vatandaşı bilgilendirirse, pazar günü eyleme katılanlar baltayı taşa vurduklarını anlayacaklardır..

“SAHİL BİZİM DERE BİZİM KENT BİZİM” diyenlerin, o zamanlar bu dereye niye sahip çıkmadıklarını, niye bu dere için eylem yapmadıklarını da kendilerine sormalarını istiyorum..

Böyle “EZBERE” eylem mi olur?