Geçtiğimiz Perşembe günü Akdeniz TV’de yeni bir programa başladık..
Adı; “Antalya Konuşuyor”..
Program bir ANTİAD-Akdeniz TV ortak yapımı..
Programın konukları Antalya’daki SİAD’ların başkanları ile ATSO Başkanı Çetin Osman Budak’tı..
Moderatörlüğünü ben yapıyorum..
Bu programda Antalya ticaretinin sorunlarını ve EXPO’yu konuştuk..

“Ticaret”i konuşurken, Budak özellikle Almanya ve İtalya’dan başlayarak, dünyanın birçok ülkesinde halkın “kendi markaları”na sahip çıktığını söyledi..
Bu bir tür “milliyetçi tutum”un maalesef bizde pek görülemediğini ifade etti..
Ve çarpıcı bir örnek verdi..
Almanya’da büyük bir AVM’de mağaza açan ABD’li bir dünya markası, açtığı mağazayı “talep olmaması” nedeniyle 1 yıl sonra kapatmak zorunda kalmış..
Çünkü, Almanlar o mağazadan alışveriş etmemiş..
Oysa Türkiye’de, bir “yabancı marka” özentisi alıp başını gitmiş durumda..
Bu ne demek?
“Türkiye, bütün yabancı markalar için bir cennet” demek..

Kendi ülkesinin ürünlerini tercih edenler biliyor ki..
Bu tercih ülke ekonomilerine büyük katkı yapacak, bu da kendilerine hizmet ve artı değer olarak geri dönecek..
Yabancı ürünleri kullananlar o ülkelerin kalkınmasını, kendi ülkesinin geri kalmasını ibretle izleyecek..

Biraz geç kaldık belki..
Ama..
“Zararın neresinden dönsek kardır” diyerek “yerli malı” kullanmaya yeniden dönmek
zorundayız..
Bugün..
Bu konuda e-mailden gelen, “duyarlı” bir vatandaşımızın “geniş kitlelere ulaştırılması” dileğiyle kaleme aldığı görüşleriyle sizleri baş başa bırakacağım..
Bence bunu mutlaka okuyun..
Hem de dikkatle okuyun..
Hatta okutun..

Artık uyanıp tavır alma, akıllı olma zamanı geldi..
40 küsür yıldır Avrupa kapısında adeta tasmasından bağlı, ne uzaklaşmasına ne de içeri girmesine izin verilmeyen bir durumda tutulan ülkemin insanları..
Ayağımızdaki prangalardan kurtulmak bizim elimizde..
Nasıl mı?
Bize olmadık hakaretleri yapan AB ülkelerinin ürünleri almazsak ne olur?
Bir düşünelim..
Onların refah zincirleri kırılır, karşıdan salyalarını akıtarak şımarıkça böbürlenemezler..
Üçbuçuk devlet, koca ülkemin insanlarını gümrük kapılarında horlayamaz ve gücümüz karşısında el pençe divan dururlar..
Çünkü..
Bütün dünyaları “para ve çıkar” üzerine kurulmuştur..
Hatırlayın; iki aylık bir İtalya boykotu, büyük(!) İtalya’yı sallamadı mı?
Bizim büyüklüğümüz karşısında referandum yaparak şoka girdiler..
Peki..
Biz, ne kadar büyük olduğumuzun farkında mıyız?
Ey ülkemin insanları..
Ülkesinin başının dik olmasını isteyen vatansever dostlar..
Bu ülke bizim..
Ülkemize ve ülkemizin ürünlerine sahip çıkalım..
Küçük ve günlü hesaplar yapmayalım..
Gerektiğinde rahatımızdan ve lüksümüzden fedakarlık gösterelim..
Büyük düşünelim..
Büyük devlet olalım..
Ülkemizin ürünlerine sahip çıkalım..
Barkodu 869 ile başlayan Türkiye ürünlerini tercih edelim..
Paramızı yurtdışına çıkartmayalım..
Vücudumuz kan kaybetmesin..
Günümüzde artık savaşlar para ile yapılıyor..
Ekonomisi ve parası olan ülkeler, her anlamda diğer ülkeler üzerinde baskı kuruyor..
Gerçek bağımsızlık için, ekonomik anlamda hiçbir ülkeye ve kuruluşa bağımlı olmadan kenedi ayaklarımız üzerinde durabilmeyi becermemiz gerekiyor..
Bunun yolu da..
Kendi sanayicimize, kendi üreticimize, kendi ürünümüze sahip çıkmakla olur..
Aklınıza gelebilecek her ürünün..
Markaları farklı da olsa ülkemizde de var olduğunu unutmayın..
Pahalı olabilir..
Hatta bazıları kalitesiz de olabilir..
Ama..
Ne olursa olsun, ülkemin malı..
Talep, hem ucuzluğu hem kaliteyi zaman içinde mutlaka getirecektir..
Üstelik..
O yurtdışı mallarının çoğunun ülkemizde imal edildiğini de unutmayın..
Eğer biraz fedakarlık yapmaz isek, bir gün gelecek çocuklarımız bizden hesap soracaklardır..
Lütfen duyarlı olalım ve yerli malı kullanalım..
Bu vatan hepimizin..
Ve unutmayın, başka Türkiye yok..

Ben ilettim..
Budak’ın sözlerini de aktardım..
Ötesi size kalıyor..