Fotoğrafta da gördüğünüz gibi..
CHP Antalya’da 10 Kasım münasebetiyle 100. Yıl Bulvarı’ndaki üst geçide Mustafa Kemal Atatürk imzalı bir pankart astı..
Pankartı asan, “CHP Sol Cephe” isminde, sanırım CHP’nin içinde ‘hayalci” bir grup..
Niye “hayalci”?
CHP’yi hala “sol bir parti” gördükleri için..
CHP’lilerin neredeyse yüzde 90’ının CHP’yi sol bir parti olarak görmedikleri bir ortamda, “CHP Sol Cephe” diye ortaya çıkmak, CHP’de bir başka cephe açmak demektir..
CHP zaten kendi içinde paramparça iken..
Bir cephe daha açmak, CHP’yi biraz daha dibe itmekten öte hiçbir işe yaramaz..
Uyarması benden..

Belki tekrar olacak, ama..
Bu ülkede “demokrasinin iyi işleyebilmesi” için çok güçlü muhalefet yapacak, aynı zamanda çok güçlü iktidar alternatifi olacak siyasi bir parti olması gerekiyor..
Günümüzde “kitle” olarak, buna en yakın parti CHP olarak gözüktüğü için, sürekli CHP’yi “güçlü olması” gerektiği konusunda (ve kendi çapımda) eleştiriyorum..
Dinleyen, bu uyarıları dikkate alanlar olur mu, bilemem..
Ammmaaaa..
“Demokratik” yöntemlerle yönetilen (ya da yönetilmesi gereken) bir ülkede, “demokrasinin gereklerini yerine getirmeyen, mücadelesini sokaklarda vermeye çalışan” bu CHP’den umudum giderek azalıyor..
Sadece benim değil, aklı başında CHP’lilerin de umutları azalıyor..

Çok öncelere gitmeyeceğim..
Çünkü, Baykal’ın sürekli baltayı taşa vurmasını sık sık seyrettik..
Şu Kılıçdaroğlu dönemine, yani “yeni CHP”ye bir bakalım mı?

Kemal Kılıçdaroğlu ve “sözcü” olarak seçtiği milletvekilleri (Örneğin Muharrem İnce), iktidarla “laf dalaşı” yapmaktan başka ortaya bir icraat koydu mu?
Koymadı..
“İktidar olmayan parti ne icraatı ortaya koyacak” diyeniniz olabilir..
Hemen söyleyeyim..
Muhalefet demek; iktidarı sürekli kötülemek, ortaya getirdiği her uygulamaya karşı çıkmak demek değildir..
Muhalefet; iyi yaptıklarında, “iyi yapılmış, ama bunu şöyle yapsalardı daha iyi olurdu” deyip, ortaya somut bir fikir koymaktır..
Muhalefet; kendilerinin iktidardan daha iyi hizmetler vereceği konusunda (ayağı yere basan, yani gerçekçi) projeler üretip ortaya koymak ve halkı inandırmaktır..
Muhalefet; sürekli olarak laik ve Cumhuriyetçi söylemlerle halkı kışkırtmak değil, laikliği ve Cumhuriyeti yaşatmak adına ne gibi hizmetler yapılacağını “somut örneklerle” ortaya koymak, iktidarı demokratik kurallar içinde denetlemek ve itici güç olmaktır..
CHP bunu yapıyor mu?
Yapmıyor..

Bir başka örnek..
Sürekli parti teşkilatıyla kavga eden, partilileri bile birbirine düşüren bir belediye başkanına ders veremeyen..
Aile içi şiddet gibi, çok önemli bir konudan dolayı sabıkalı birini milletvekili olarak TBMM’ye taşıyan..
Belediye başkanlarıyla il teşkilatına sahip çıkamayan..
Özetle..
Kendi içinde bile parça parça olan ve bu parçalanmaları bile çözümleyemeyen bugünkü CHP’den, bu ülkeyi “birlik” içinde yönetmesini bekleyebilir misiniz?

Sol parti işçi sınıfının ve emekçinin partisidir..
Bu bakımdan sol parti işçinin, köylünün, daha az gelirli insanların, mazlumların, işsizlerin, arazi sahibi olmayan malı mülkü bulunmayanların, ezilmişlerin hakkını arayan onları koruyan partidir..
O pankartı asan “Sol Cephe” dahil, herkese soruyorum..
CHP’de; laiklik ve Cumhuriyet söylemleriyle sokaklara çıkmak dışında, bu tanımdaki eylemlerden bir tanesini bile görebiliyor musunuz?
Öyleyse, büyük çoğunluğu emekçi olan bu halk CHP’yi niye tercih etsin?

Bence..
CHP’de çok acil bir “zihniyet” değişimine ihtiyaç var..
Yoksa bu ülkede demokrasi, “güçlü bir muhalefet ve güçlü bir iktidar alternatifi” olmadığı için sağlıklı uygulanamayacak demektir..
Bunun tek suçlusu da “eleştiriyi sevmeyen ve özeleştiri yapmayan” CHP’liler olacaktır..