YURT-Eğitim Sen Genel Başkan Yardımcısı Tufan Gül, kamu çalışanlarının her sıkıntısında her zaman yanlarında olduklarını belirterek, “Sendika olarak kamu çalışanlarının sıkıntısını da bilerek, özgür bir sendika kurma ülküsü ile çıktığımız yolda siyaseten bağımsızlığını Cumhuriyetimizin temel ilke ve inkılâplarına bağlılık, vatanın ve ulusun bölünmezliği ile çerçeveleyen YURT-Eğitim Sen, sivil toplum örgütlerinin gerçekten sivilleşebileceğine dair bir umut olarak görülmektedir. Kendi deneyimimiz, bağımsız kalarak da sendikacılık yapılabileceğinin ispatıdır. Üyelerin yalnızca temsil edilmediği, söz, yetki ve karara katılabildiği tek yatay örgüt modeli olan YURT-Eğitim Sen’de gücünüz özgürlüğünüzdür” dedi.
* Sendikaların dünü bugünü ve yarını hakkında düşünceleriniz nedir?
** Tarihsel süreçte sendikaların Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte oluşturulan 1924 Anayasası’nda, kamu görevlilerinin sendikal hakları konusunda açıklayıcı kanun bulunmamaktadır. 1926 yılında çıkarılan Memurin Kanunu da; devlet memurlarının hizmet şartlarını ve aylıklarını düzenleyen bir metin olup, 1927 yılında çıkarılan Maaş Kanunu ile çeşitli düzenlemeler yapılmış ve 1929 tarihinde ise memuriyetler yirmi dereceye ayrılmış olup her dereceye ait maaşlar belirlenmiştir. 1961 Anayasası ile kamu görevlilerine sendikalaşma hakkı tanınmış olmasına rağmen yürürlüğe girmesi dört yıl sonra olmuştur. 1965 tarihinde ‘Devlet Personeli Sendikaları Yasası’ ile kamu görevlilerinin sendikalaşmasının yasal mevzuatı şekillenmiş olup; kamu görevlileri hızlı bir şekilde sendikalaşmaya başlamışlardır. Ancak kazanılan sendikalaşma hakkı, 1971 darbesi ile ellerinden alınmıştır.12 Eylül 1980 askeri darbesi ise kamu çalışanlarının örgütlenme durumunu ortadan kaldırmıştır. 1980 sonrası, kamu çalışanlarının sendika kurma haklarının yasal düzenlemeyle tanımlanması, kamu çalışanlarının sendika hakkını alabilmek için siyasi bir mücadeleye girmesine ve bu durumun sendikal kimlik haline gelmesine neden olmuştur. Bu nedenle sendikalar siyasi mücadelenin bir aracı olarak varlığını inşa etmeye başlamışlardır. Bu durum insan haklarına dayalı sendikacılıktan daha çok siyasi görüşe yakın bir sendikacılık yapma şeklini doğurmuştur. Sendikaların kendilerini tanımladıkları ve diğer sendikaya karşı konumlandırdıkları yerde taraf olmayı tespit etmek mümkündür. Sendika üyelerinin veya üye olacak kamu çalışanlarına sendikalar üyelerine ‘şu siyasi partiyi desteklemekteyiz’, ‘bizim siyasi duruşumuz buna izin vermiyor’, ‘bu adam bizim adamımız, üyemizi korumak kollamak lazım’ şeklinde oluşan sendikacılık bugün kamu sendikacılığının dar bir zeminde yapılmasına neden olmaktadır. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununa göre ‘Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşları’ ifade eder. Sendikalar memurların haklarını ve çıkarlarını korumak için bir araya gelirler. Ancak üyelerinin çıkarlarını korumak amacıyla kurulan sendikalar temsil ettikleri üyelerinin değil, kendi çıkarlarını koruyan, kraldan çok kralcı olanların, siyasi partilerin isteklerine göre değil memurun isteklerine cevap veren bağımsız sendikalar olmalıdırlar.
* Sendikanızdan söz eder misiniz? Neden YURT-Eğitim Sendikası?
** ‘Biz Birlikte Güçlüyüz’ diyebilen, menfaatlerini ikinci plana atan, gelecek nesillere yeni bir sendikacılık anlayışı kazandırmak, ülkemizde alışılagelmiş sendikacılık anlayışını değiştirmek ve insan odaklı sendikacılık yapmak üzere çıktığımız bu kutlu yolda, insan haklarına saygılı, her bireyin özgür olarak kendini ifade edebileceği, tarihi ve kültürel değerlerimize sahip çıkan, insanlar arasında fikir, düşünce ayrımı yapmadan onları saygıdeğer birer birey olarak kabul eden, ülke kalkınmasında sivilleşmenin önemine inanan, ülke insanına düşünce ufku açmayı amaçlayan, ülke kaynaklarının herkes tarafından adilce kullanılabileceği, inançların baskıya uğramadan ifade edilebileceği külfetin ve nimetlerin eşit bir şekilde paylaşılacağı, tarihiyle barışık, insanların vatandaşı olmaktan gurur duyacakları güçlü, huzurlu ve büyük bir Türkiye hayalini gerçekleştirmektir. YURT-Eğitim Sendikası olarak kamu çalışanlarının sıkıntısını da bilerek, özgür bir sendika kurma ülküsü ile çıktığımız yolda siyaseten bağımsızlığını Cumhuriyetimizin temel ilke ve inkılaplarına bağlılık, vatanın ve ulusun bölünmezliği ile çerçeveleyen YURT-Eğitim Sen, sivil toplum örgütlerinin gerçekten sivilleşebileceğine dair bir umut olarak görülmektedir. Kendi deneyimimiz, bağımsız kalarak da sendikacılık yapılabileceğinin ispatıdır. Üyelerin yalnızca temsil edilmediği, söz, yetki ve karara katılabildiği tek yatay örgüt modeli olan YURT-Eğitim Sen’de gücünüz özgürlüğünüzdür. Sendikamızın bağlı olduğu siyasi bir parti yok, sponsoru yok, görünenden başka yüzü yoktur. İşte bu yüzden söylenecek sözümüz ve cesaretimiz de çoktur. Daha önce herhangi bir sendikaya üye olmayı aklından dahi geçirmeyen kamu çalışanları, üyesi olduğu sendikadan istifa ettiği halde, diğer sendikalara önyargı ile bakan kamu çalışanlarının güvenini kazanmış olmanın gururunu ve sorumluluğunu taşıyoruz.
* Genel merkezinizden Ankara’ya neden yürüyüş yaptınız?
** YURT-Sendikaları Konfederasyonu, sendikalarımızın yönetim kurullarının almış olduğu karar doğrultusunda sendikalara dayatılan yüzde bir barajına ve siyasal sendikacılığa hayır diyerek bir haftadır ailesinden, eşinden ve çocuklarından uzak kalarak ayakları şişene kadar gecenin ayazında çadırlarda yatan, kamyon ve tırların rüzgârına aldırış etmeden ve bir dakika bile pes etmeyi düşünmeyen Genel Başkanımız Sayın Hakan Çeliksoy, YURT-Büro Sen Genel Başkanı Murat Bedir, YURT-Tarım Sen Genel Başkanı Selçuk Ay, YURT-Eğitim Sen Genel Başkan Yardımcısı Murat Yıldız, YURT-Sağlık Sen Genel başkan yardımcıları Ahmet Eyüpoğlu ve Avni Açıkgöz, YURT-Eğitim Sen Yozgat İl Temsilcisi Yasin Uçar ve YURT-Eğitim Sen Kırşehir İl Temsilcisi Bayram Koç asıl teşekkürü ve övgüyü onlar hak etmişlerdir. Hepsine ayrı ayrı teşekkür eder, bu yürüyüş listesinde ismim olmasına rağmen sağlık sorunlarından dolayı katılamadığımı, ameliyat olduğu için katılamayan YURT-Sağlık Sen Genel Başkanı İrfan Yiğit, YURT-İmar Sen Genel Başkanı Mehmet Çolak ve diğer MYK üyelerimiz ve il temsilcilerimize de ayrı ayrı teşekkür ederim.
* Sendikanız an itibariyle kaç kişiye ve il temsilciliğine ulaştı?
**41 ilde temsilcilik ve 2 bin 500 üzerinde üyemizle söz, yetki ve karara katılabildiği tek yatay örgüt modeli olan YURT-Sendikaları içinde ‘Biz Birlikte Güçlüyüz’ diyenlerle büyümeye devam ediyoruz.
* Kamu çalışanlarına baskı ve mobbing yapılıyor mu?
** Sendikamızın web sayfasında bulunan MOBBİNG başvuru formu ve santralimize gelen telefonlar ile 81 ilden gelen şikayetlerde açıkça baskı ve mobbing yapıldığı görülmektedir. Yapılan bu başvurularda engelli ve 2828 sayılı kanun kapsamında (Yetiştirme yurtlarından ayrılanların) kamu kurumlarına istihdam edildikten sonra görev yaptığı kamu kurumlarındaki yöneticiler tarafından yetiştirme yurdundan işe girmiş kişilere önyargı ile yaklaşmakta, protokol kuralları çerçevesinde olması gerekirken ismini dahi kullanmadan laubali ve mesafesiz şeklinde konuşmaları yalnız sahipsiz olarak öngördüğü, bununla birlikte çalışanlar arasında eşit görev dağılımı yapması gerekirken fazladan görev vermeleri, Devlet Memurları Kanununun onuncu maddesinde açıkça ‘Amir maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar, Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır’ denilmesine rağmen kanuna uymayan sorumsuz idareciler hakkında İdari Mahkemelere, ilgili bakanlıklara, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve Cumhurbaşkanlığına gerekli yazışmaları yaparak kamu çalışanlarının sahipsiz ve yalnız olmadığını ifade etmek isterim.
* Memurlar yapılan maaş zamlarından memnun mu?
** Verilen zamlardan kesinlikle memnun değiliz çünkü TÜİK verilerine göre açıklanan enflasyon rakamları gerçeği yansıtmamaktadır. Çarşı, pazar ve marketlere gittiğimizde yüzde yüzlük bir artış olduğunu bizzat kendimiz görebilmekteyiz. Yetkili sendikanın 2022 yılında Ocak ayı için 5+6, 2023 yılı için 5+7 zam önerisini imza atarak memurun alım gücünü değil kendi makam, mevki ile itibardan tasarruf etmedikleri yaşamları ve gelecekteki muhtemel müdürlük veya milletvekili olabilme hayalini düşünmüşlerdir. Toplu sözleşme görüşmelerine katılacak olan yetkili sendikanın kendi çıkarını değil, kamu çalışanlarının refah içerisinde yaşamlarını sürdürmeleri için özlük, sosyal ve ekonomik haklarını savunmaları gerekmektedir.
* Sizce yetkili sendika toplu sözleşme masasında kazanım elde etti mi?
** “Masaya Tatar Ramazan gibi oturup, Züğürt Ağa gibi kalktılar.” Yetkili sendika ve diğer ortağı kendilerine vaat edilen 400 TL’yi görünce bir anda üyelerinin haklarını unutup, sendika kasasını düşünerek memurun hakkını aramaktan vazgeçtiler. Yüzde 1’in altında kalan sendika üyelerinin de kendilerine üye olacaklarının hesabını yaptılar. Masaya otururken memura söz verdikleri bayram ikramiyesi, seyyanen zam, refah payı, 3600 ek gösterge gibi konuları söz konusu bile yapmadan sefalet ve yoksulluk sözleşmesine imza atmıştırlar.
* Sendikanız içinde ve diğer sendikalarla dayanışma ile yürüttüğünüz çalışmalarınız var mı?
** YURT-Sendikaları Konfederasyonuna bağlı YURT-Eğitim Sendikası olarak 192 sendikanın katılımı ile oluşturulan Kamu Sendikaları Platformu çatısı altında bir araya gelerek, toplu sözleşmenin 23. Maddesinde belirtilen ‘yüzde 1’den fazla sendika üyesi kaydeden sendikalara üyelik ödentisi de ödenir’ şeklinde Anayasa ve İnsan Haklarına sendikalar arasında ayrımcılık yapılamaz ilkesine, hakkaniyete ve eşitliğe aykırı olan Sendikal Baraj ile ilgili Danıştay’a yürütmeyi durdurma davası açtık. Danıştay nezdinde haklı mücadelemiz için açtığımız dava sonuçlanmıştır. Danıştay 12. Dairesinin; ‘Kamu görevlisi sendikasının kurulu olduğu hizmet kolundaki sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının, en az yüzde 1’inden fazla sendika üyesi kaydeden sendikalara üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine’ şeklindeki ibarenin yürütülmesinin durdurulmasına kararı vererek, ‘400 TL sendika ikramiyesi hangi sendikaya üye olursa olsun tüm sendika üyelerine verilmelidir’ şeklinde karar vermiştir. Kazanan bizler olduk. Dayanışma kazandırır ve yaşatır.
RÖPORTAJ: Esra ALTUNKES
* Sendikaların dünü bugünü ve yarını hakkında düşünceleriniz nedir?
** Tarihsel süreçte sendikaların Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte oluşturulan 1924 Anayasası’nda, kamu görevlilerinin sendikal hakları konusunda açıklayıcı kanun bulunmamaktadır. 1926 yılında çıkarılan Memurin Kanunu da; devlet memurlarının hizmet şartlarını ve aylıklarını düzenleyen bir metin olup, 1927 yılında çıkarılan Maaş Kanunu ile çeşitli düzenlemeler yapılmış ve 1929 tarihinde ise memuriyetler yirmi dereceye ayrılmış olup her dereceye ait maaşlar belirlenmiştir. 1961 Anayasası ile kamu görevlilerine sendikalaşma hakkı tanınmış olmasına rağmen yürürlüğe girmesi dört yıl sonra olmuştur. 1965 tarihinde ‘Devlet Personeli Sendikaları Yasası’ ile kamu görevlilerinin sendikalaşmasının yasal mevzuatı şekillenmiş olup; kamu görevlileri hızlı bir şekilde sendikalaşmaya başlamışlardır. Ancak kazanılan sendikalaşma hakkı, 1971 darbesi ile ellerinden alınmıştır.12 Eylül 1980 askeri darbesi ise kamu çalışanlarının örgütlenme durumunu ortadan kaldırmıştır. 1980 sonrası, kamu çalışanlarının sendika kurma haklarının yasal düzenlemeyle tanımlanması, kamu çalışanlarının sendika hakkını alabilmek için siyasi bir mücadeleye girmesine ve bu durumun sendikal kimlik haline gelmesine neden olmuştur. Bu nedenle sendikalar siyasi mücadelenin bir aracı olarak varlığını inşa etmeye başlamışlardır. Bu durum insan haklarına dayalı sendikacılıktan daha çok siyasi görüşe yakın bir sendikacılık yapma şeklini doğurmuştur. Sendikaların kendilerini tanımladıkları ve diğer sendikaya karşı konumlandırdıkları yerde taraf olmayı tespit etmek mümkündür. Sendika üyelerinin veya üye olacak kamu çalışanlarına sendikalar üyelerine ‘şu siyasi partiyi desteklemekteyiz’, ‘bizim siyasi duruşumuz buna izin vermiyor’, ‘bu adam bizim adamımız, üyemizi korumak kollamak lazım’ şeklinde oluşan sendikacılık bugün kamu sendikacılığının dar bir zeminde yapılmasına neden olmaktadır. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununa göre ‘Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşları’ ifade eder. Sendikalar memurların haklarını ve çıkarlarını korumak için bir araya gelirler. Ancak üyelerinin çıkarlarını korumak amacıyla kurulan sendikalar temsil ettikleri üyelerinin değil, kendi çıkarlarını koruyan, kraldan çok kralcı olanların, siyasi partilerin isteklerine göre değil memurun isteklerine cevap veren bağımsız sendikalar olmalıdırlar.
* Sendikanızdan söz eder misiniz? Neden YURT-Eğitim Sendikası?
** ‘Biz Birlikte Güçlüyüz’ diyebilen, menfaatlerini ikinci plana atan, gelecek nesillere yeni bir sendikacılık anlayışı kazandırmak, ülkemizde alışılagelmiş sendikacılık anlayışını değiştirmek ve insan odaklı sendikacılık yapmak üzere çıktığımız bu kutlu yolda, insan haklarına saygılı, her bireyin özgür olarak kendini ifade edebileceği, tarihi ve kültürel değerlerimize sahip çıkan, insanlar arasında fikir, düşünce ayrımı yapmadan onları saygıdeğer birer birey olarak kabul eden, ülke kalkınmasında sivilleşmenin önemine inanan, ülke insanına düşünce ufku açmayı amaçlayan, ülke kaynaklarının herkes tarafından adilce kullanılabileceği, inançların baskıya uğramadan ifade edilebileceği külfetin ve nimetlerin eşit bir şekilde paylaşılacağı, tarihiyle barışık, insanların vatandaşı olmaktan gurur duyacakları güçlü, huzurlu ve büyük bir Türkiye hayalini gerçekleştirmektir. YURT-Eğitim Sendikası olarak kamu çalışanlarının sıkıntısını da bilerek, özgür bir sendika kurma ülküsü ile çıktığımız yolda siyaseten bağımsızlığını Cumhuriyetimizin temel ilke ve inkılaplarına bağlılık, vatanın ve ulusun bölünmezliği ile çerçeveleyen YURT-Eğitim Sen, sivil toplum örgütlerinin gerçekten sivilleşebileceğine dair bir umut olarak görülmektedir. Kendi deneyimimiz, bağımsız kalarak da sendikacılık yapılabileceğinin ispatıdır. Üyelerin yalnızca temsil edilmediği, söz, yetki ve karara katılabildiği tek yatay örgüt modeli olan YURT-Eğitim Sen’de gücünüz özgürlüğünüzdür. Sendikamızın bağlı olduğu siyasi bir parti yok, sponsoru yok, görünenden başka yüzü yoktur. İşte bu yüzden söylenecek sözümüz ve cesaretimiz de çoktur. Daha önce herhangi bir sendikaya üye olmayı aklından dahi geçirmeyen kamu çalışanları, üyesi olduğu sendikadan istifa ettiği halde, diğer sendikalara önyargı ile bakan kamu çalışanlarının güvenini kazanmış olmanın gururunu ve sorumluluğunu taşıyoruz.
* Genel merkezinizden Ankara’ya neden yürüyüş yaptınız?
** YURT-Sendikaları Konfederasyonu, sendikalarımızın yönetim kurullarının almış olduğu karar doğrultusunda sendikalara dayatılan yüzde bir barajına ve siyasal sendikacılığa hayır diyerek bir haftadır ailesinden, eşinden ve çocuklarından uzak kalarak ayakları şişene kadar gecenin ayazında çadırlarda yatan, kamyon ve tırların rüzgârına aldırış etmeden ve bir dakika bile pes etmeyi düşünmeyen Genel Başkanımız Sayın Hakan Çeliksoy, YURT-Büro Sen Genel Başkanı Murat Bedir, YURT-Tarım Sen Genel Başkanı Selçuk Ay, YURT-Eğitim Sen Genel Başkan Yardımcısı Murat Yıldız, YURT-Sağlık Sen Genel başkan yardımcıları Ahmet Eyüpoğlu ve Avni Açıkgöz, YURT-Eğitim Sen Yozgat İl Temsilcisi Yasin Uçar ve YURT-Eğitim Sen Kırşehir İl Temsilcisi Bayram Koç asıl teşekkürü ve övgüyü onlar hak etmişlerdir. Hepsine ayrı ayrı teşekkür eder, bu yürüyüş listesinde ismim olmasına rağmen sağlık sorunlarından dolayı katılamadığımı, ameliyat olduğu için katılamayan YURT-Sağlık Sen Genel Başkanı İrfan Yiğit, YURT-İmar Sen Genel Başkanı Mehmet Çolak ve diğer MYK üyelerimiz ve il temsilcilerimize de ayrı ayrı teşekkür ederim.
* Sendikanız an itibariyle kaç kişiye ve il temsilciliğine ulaştı?
**41 ilde temsilcilik ve 2 bin 500 üzerinde üyemizle söz, yetki ve karara katılabildiği tek yatay örgüt modeli olan YURT-Sendikaları içinde ‘Biz Birlikte Güçlüyüz’ diyenlerle büyümeye devam ediyoruz.
* Kamu çalışanlarına baskı ve mobbing yapılıyor mu?
** Sendikamızın web sayfasında bulunan MOBBİNG başvuru formu ve santralimize gelen telefonlar ile 81 ilden gelen şikayetlerde açıkça baskı ve mobbing yapıldığı görülmektedir. Yapılan bu başvurularda engelli ve 2828 sayılı kanun kapsamında (Yetiştirme yurtlarından ayrılanların) kamu kurumlarına istihdam edildikten sonra görev yaptığı kamu kurumlarındaki yöneticiler tarafından yetiştirme yurdundan işe girmiş kişilere önyargı ile yaklaşmakta, protokol kuralları çerçevesinde olması gerekirken ismini dahi kullanmadan laubali ve mesafesiz şeklinde konuşmaları yalnız sahipsiz olarak öngördüğü, bununla birlikte çalışanlar arasında eşit görev dağılımı yapması gerekirken fazladan görev vermeleri, Devlet Memurları Kanununun onuncu maddesinde açıkça ‘Amir maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar, Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır’ denilmesine rağmen kanuna uymayan sorumsuz idareciler hakkında İdari Mahkemelere, ilgili bakanlıklara, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve Cumhurbaşkanlığına gerekli yazışmaları yaparak kamu çalışanlarının sahipsiz ve yalnız olmadığını ifade etmek isterim.
* Memurlar yapılan maaş zamlarından memnun mu?
** Verilen zamlardan kesinlikle memnun değiliz çünkü TÜİK verilerine göre açıklanan enflasyon rakamları gerçeği yansıtmamaktadır. Çarşı, pazar ve marketlere gittiğimizde yüzde yüzlük bir artış olduğunu bizzat kendimiz görebilmekteyiz. Yetkili sendikanın 2022 yılında Ocak ayı için 5+6, 2023 yılı için 5+7 zam önerisini imza atarak memurun alım gücünü değil kendi makam, mevki ile itibardan tasarruf etmedikleri yaşamları ve gelecekteki muhtemel müdürlük veya milletvekili olabilme hayalini düşünmüşlerdir. Toplu sözleşme görüşmelerine katılacak olan yetkili sendikanın kendi çıkarını değil, kamu çalışanlarının refah içerisinde yaşamlarını sürdürmeleri için özlük, sosyal ve ekonomik haklarını savunmaları gerekmektedir.
* Sizce yetkili sendika toplu sözleşme masasında kazanım elde etti mi?
** “Masaya Tatar Ramazan gibi oturup, Züğürt Ağa gibi kalktılar.” Yetkili sendika ve diğer ortağı kendilerine vaat edilen 400 TL’yi görünce bir anda üyelerinin haklarını unutup, sendika kasasını düşünerek memurun hakkını aramaktan vazgeçtiler. Yüzde 1’in altında kalan sendika üyelerinin de kendilerine üye olacaklarının hesabını yaptılar. Masaya otururken memura söz verdikleri bayram ikramiyesi, seyyanen zam, refah payı, 3600 ek gösterge gibi konuları söz konusu bile yapmadan sefalet ve yoksulluk sözleşmesine imza atmıştırlar.
* Sendikanız içinde ve diğer sendikalarla dayanışma ile yürüttüğünüz çalışmalarınız var mı?
** YURT-Sendikaları Konfederasyonuna bağlı YURT-Eğitim Sendikası olarak 192 sendikanın katılımı ile oluşturulan Kamu Sendikaları Platformu çatısı altında bir araya gelerek, toplu sözleşmenin 23. Maddesinde belirtilen ‘yüzde 1’den fazla sendika üyesi kaydeden sendikalara üyelik ödentisi de ödenir’ şeklinde Anayasa ve İnsan Haklarına sendikalar arasında ayrımcılık yapılamaz ilkesine, hakkaniyete ve eşitliğe aykırı olan Sendikal Baraj ile ilgili Danıştay’a yürütmeyi durdurma davası açtık. Danıştay nezdinde haklı mücadelemiz için açtığımız dava sonuçlanmıştır. Danıştay 12. Dairesinin; ‘Kamu görevlisi sendikasının kurulu olduğu hizmet kolundaki sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlisi sayısının, en az yüzde 1’inden fazla sendika üyesi kaydeden sendikalara üyelik ödentisi kesilen kamu görevlilerine’ şeklindeki ibarenin yürütülmesinin durdurulmasına kararı vererek, ‘400 TL sendika ikramiyesi hangi sendikaya üye olursa olsun tüm sendika üyelerine verilmelidir’ şeklinde karar vermiştir. Kazanan bizler olduk. Dayanışma kazandırır ve yaşatır.
RÖPORTAJ: Esra ALTUNKES
tarafsız sendikacılığını sürmeniz dileğimle