“Bir deli kuyuya taş atmış, 40 akıllı çıkaramamış” diye bir özdeyişimiz vardır bilirsiniz..

Önceki gün işte böyle bir olay yaşandı Antalya’da..

Hamit Aydın ([email protected]) imzasıyla, Ak Parti Kepez İlçe Başkanlığı’ndan gazetelere bir bülten geçilmiş..

(Bana böyle bir bülten ve not gelmedi, gazetelerde gördüm..)

Bu bültende de Hamit Aydın isimli kişi, kendini “Basın Müdürü” olarak gösterip bir “NOT” düşmüş altına..

Not şöyle:

“(ÖNEMLİ: AK PARTİ KEPEZ İLÇE HABERLERİNE ÖNEM VERMEDİĞİNİZ VE YAYINLAMADIĞINIZ TAKDİRDE ABONELİKLERİ İPTAL EDECEĞİM BİLGİLERİNİZE. 0 507 521……)”

Bu notu gören ve duyan başta Antalya Gazeteciler Cemiyet Başkanı ve Genel Sekreteri ile bazı gazetelerin sahip ve yöneticileri Ak Parti’ye vermiş-veriştirmişler..

Bazı gazeteler bununla da yetinmemiş..

Bu arkadaşlarımızı konuşturmuş ve tam sayfa haber yapmış..

Yani..

Hepsi de “örnek bir gazeteci(!) tepkisi” sergilemiş..

Dün gazeteleri ve gazetelerde yer alan açıklamaları-tepkileri görünce, mesleğim adına bir kez daha şaşırdım ve üzüldüm..

“Yılların gazetecisi, duayenler” olarak bilinen bu arkadaşlarımızın bir tanesi bile, “yahu bu olsa olsa saçmalıktır, konuşmaya-ciddiye alınmaya değmez” dememiş..

İktidar ve muhalefet partilerinin genel başkanlarından oldukça etkilenmiş olmalılar ki..

Olayı önce araştırıp sonra konuşmayı yeğlememiş..

Duymuş, duyduğunu da ciddiye alıp –güya- “gazeteci refleksi” göstermiş..

Oysa..

Olayın doğrusunu öğrenseler, bu tür bir notu bir “basın müdürü”nün asla koymayacağını görebilirlerdi..

Olayın aslı şu:

Seçim zamanlarında özellikle vakti-zamanı olan vatandaşlardan birçoğu “gönüllü” olarak çalışır..

Hemen her partide vardır böyle gönüllüler..

Hamit Aydın, emekli bir vatandaş..

Ak Parti Kepez İlçe Başkanlığı’na gelip gönüllü çalışmak istemiş..

Yazma konusunda biraz iyi olan bu vatandaşa da, “basınla ilişkiler konusunda İlçe’de çalışan arkadaşlarımıza yardımcı olabilirsiniz” denmiş..

Bu vatandaşımız da önceki gün bir basın bülteni hazırlamış ve altına da böyle bir not düşmüş..

Öyle anlaşılıyor ki..

Bu notu gören arkadaşlarımız da, “Ak Parti’ye vurma fırsatı doğdu” deyip, kimi “komedi” demiş, kimi “ayakkabı kutusu”yla ilişkilendirmiş, kimi de “tehdit” diye nitelemiş..

Cemiyet Başkanı da (sanki bir dış tehdit varmış gibi) “birlik-beraberlik” çağrısı yapmış..

Hatta..

Akaydın’ın “ekibim” diye nitelendirdiği bir gazetenin ortağı da bu notu ele aldığı köşe yazısında, “basın özgürlüğü”nden dem vurmuş..

Bunlara güleyim mi ağlayayım mı, karar veremedim..

Yahu arkadaşlar, ortada “ciddiye alınacak” bir kişi yok..

Bu not, partiye gelen bir gönüllünün, “durumdan vazife çıkarması”ndan başka hiçbir şey değil..

Üstelik, parti “resmi” açıklamasında da bunu anlatmış..

Bunu niye araştırmıyorsunuz?

Resmi açıklamayı niye ciddiye almıyorsunuz?

“Hiçbir basın müdürünün bu tür veya buna benzer bir notu basın bültenlerine asla koymayacağını” en iyi sizlerin bilmesi gerekmez mi?

İşiniz, “gerçeğe ulaşıp kamuoyuna doğru bilgi” aktarmak değil mi?

Ortalığı niye geriyorsunuz?

Ankara kökenli bir gerginlik zaten bütün ülkeyi sarıyor..

Böyle bir zamanda, “yerel gazeteciler” olarak, bizlerin bu gerginliği azaltmaya çalışması gerekmez mi?

Sakın yanlış anlaşılmasın..

Amacım kimseyi kırmak, küçümsemek, yanlı göstermek falan değil..

Bunu bir “mesleki özeleştiri” olarak kabul edin..

Ve sevgili arkadaşlarım, lütfen “önce araştırın, doğruya ulaşın” sonra ne yaparsanız yapın..

Bizim işimizin özelliği budur..