Geleceğe umutla mı bakıyoruz?
Umut Özen
Ekonominin akil adamları ile ne konuşursunuz? Elbette işsizlik ve aşsızlık. Bu konularda, genelde hiç de iyi bir tablo çizilmiyor. Onlarla ne zaman konuşsam Gallup’un yaptığı o anketi hatırlarım hep. Biliyorsunuz, Gallup uluslararası bir araştırma şirketi. Yaptığı o araştırmada Türk insanının genellikle mutlu olduğu belirtilmişti. Ve anket, gerçekten ilginç sonuçlar çıkarmıştı. Örneğin, Türkiye’nin 5 yıl öncesine göre ilerlediğini düşünen Türk halkı, bundan gurur duyuyor ve geleceğe umutla bakıyordu. AB vatandaşları ise 5 yıl öncesine oranla ülkelerinin gerilediği kanısındaydı. Anketler, aslında bilimsel çalışmalardır. Bunu hep söyler ve ciddiye alırım. Ama konu siyaset olunca sonuçları insanı şüpheye düşürüyor. Örneğin, anket yapanlar ve yaptıranlar. Genellikle gerçeği görmek yerine, göstermek istedikleri sonuçlara göre çalışırlar. Türkiye halkı, gerçekten geleceğe umutla mı bakıyor? Merak ediyorum. Köyde hiçbir gelecek bulamadığı için kentlerin kıyılarına sığınmış onca insan. Her an işten atılma riski ile kölelik koşullarında çalışan milyonlarca emekçi. Siftah etmeden kepenk indiren esnaf. Sefahate rağmen, çalışanına maaş vermek istemeyen işveren. Türkiye’de hangisi geleceğe umutla bakıyor? Gerçek şudur. Ekonomik krizleri bir kenara bıraksak bile insani değerler ve moral açısından, ülkenin uçurumun kenarına sürüklendiğini ve toplumun parçalanmakta olduğunu görmemek mümkün değil. Türkiye halkı gerçekten liderlerinin iyi çalıştığına mı inanıyor? Neden pembe tablolar çizmeye çalışıyor? Çünkü “şükürler olsun bugün de geçti” diyen bir toplumun, her duruma uyum sağlayan tutuculuğu çok iyi kullanılıyor. Seçim tartışmaları sürüyor, öyle veya böyle sandık seçmenin önüne gelecek. Karşınıza onlarca anket, araştırma gelecek. “Şükür”le değil, “şüphe” ile değerlendirin. Yoksa doğruya ulaşmanız giderek zorlaşır. Ve sağlıklı seçim yapamazsınız.
Yorumlar