Gençlerbirliği, 2024-2025 sezonunun son haftasında oynadığı Yeni Malatyaspor karşılaşmasında 5-0’lık net bir galibiyet alarak dört yıl süren Süper Lig hasretine son verdi. Sezona istikrarsız başlamasına rağmen yıl boyunca puan tablosunda üst sıralardan hiç kopmayan kırmızı-siyahlılar, bu kritik zaferle birlikte ligi 68 puanla ikinci sırada tamamladı ve doğrudan Süper Lig bileti aldı. Ligin en fazla pas yapan ve en az gol yiyen takımlarından biri olan Gençlerbirliği, hücumda üretkenliği, savunmada ise disipliniyle öne çıktı. Özellikle son 10 haftada yakalanan form grafiği, takımın inancını ve kenetlenmiş yapısını ortaya koydu. Malatya deplasmanında alınan galibiyet sadece bir maç değil; doğru yönetilen bir sezonun, taraftar desteğinin ve teknik kadro başarısının sahadaki karşılığıydı.
Teknik Değişim, Yükselen Performans
Sezon başında göreve başlayan teknik direktör Recep Karatepe ile ilk yarıdaki puan kayıpları sonrası yolların ayrılması, kırmızı-siyahlılar için bir dönüm noktası oldu. 24 Aralık 2024’te gelen bu ayrılığın ardından, 28 Aralık’ta takımı devralan Hüseyin Eroğlu, adeta yeni bir kimlik kazandırdı. Eroğlu’nun gelişiyle oyun anlayışı daha sistemli hale gelirken, takım saha içinde daha disiplinli ve etkili bir futbol ortaya koymaya başladı. Sezonun ikinci yarısında 11 maçlık yenilmezlik serisi yakalayan Gençlerbirliği, savunma direncini artırıp topa daha fazla sahip olan bir yapıya büründü. Hücumda yapılan varyasyonlar, duran top organizasyonları ve maçlara göre esneyen taktik anlayış, Eroğlu’nun dokunuşunu net biçimde yansıttı. Takımın özgüveni yükselirken, oyuncuların bireysel performansları da gözle görülür şekilde arttı.
Skora Katkı Veren Geniş Kadro
Gençlerbirliği’nin Süper Lig’e yükselmesinde en büyük paylardan biri de skora doğrudan etki eden oyuncuların yüksek formuydu. Sezon boyunca takımın en çok gol atan ismi olan Metehan Mimaroğlu, çıktığı 34 maçta 14 gol ve 7 asistle yıldızlaştı. Kanatlardan üretkenliğiyle öne çıkan Amilton, 8 gol ve 7 asistle hücum hattına büyük katkı sağladı. Devre arasında kadroya katılan Daniel Popa ve Leo Gaucho ise kritik maçlarda buldukları gollerle hem puanlara hem de moral kazanımına katkıda bulundu. Sürpriz katkı ise stoper Michal Nalepa’dan geldi; hem savunmadaki liderliği hem de duran toplarda attığı 6 golle takımın en çok skor üreten savunmacısı oldu. Geniş kadro rotasyonunun sağladığı esneklik, sakatlıklar ve cezalar karşısında da Gençlerbirliği’nin direncini ayakta tuttu. Takım, skoru sadece forvet oyuncularına değil, orta saha ve savunma hattına da yayarak ligin en dengeli hücum performanslarından birini sergiledi.
Ankara’nın Birlik Zaferi
Gençlerbirliği’nin bu başarısının arkasında yalnızca saha içi değil, tribün ve kulüp yönetimi de önemli bir yer tuttu. Sezonun son virajında Eryaman Stadyumu’nu dolduran taraftarlar, özellikle iç sahadaki Sakaryaspor maçında yaptıkları koreografi ve tezahüratlarla hem oyunculara moral verdi hem de camianın yeniden ayağa kalktığını gösterdi. Kulüp Başkanı Osman Sungur ve yönetim kurulu da sezon boyunca hem ekonomik hem de psikolojik anlamda takıma büyük destek sağladı. Özellikle son haftalarda teknik heyeti yalnız bırakmayan yönetim, antrenman ziyaretleri ve prim motivasyonlarıyla birlik duygusunu pekiştirdi. Dört yıllık zorlu sürecin ardından gelen bu başarı, sadece bir takımın değil, tüm Ankara’nın yeniden Süper Lig’e dönüşünü simgeliyor. Başkent futbolunun önemli temsilcilerinden biri olan Gençlerbirliği, şimdi yeniden en üst seviyede yer almak ve geçmişteki başarılarını tekrarlamak için hazırlıklara başlıyor.
