O “üst akıl” denilen küresel sermayenin FETÖ’yü kullanarak yapmak istediği “darbe” başarılı olamayınca B ve C planlarını devreye sokacağını yazmıştım..

B Planı (Suriye’de olduğu gibi) bölme-milleti birbirine kırdırma, C Planı da “ekonomik çalkantı yaratma” idi..

Bunun sonucu olarak, bugünlerde “dolar mı, TL mi” tartışmaları ve çok kanaldan harekete geçirdikleri “algı operasyonları” ile özellikle Recep Tayyip Erdoğan’a olan güveni kırmaya çalışıyorlar..

Bu arada CHP’li bir kesim de “Avrupa Birliği” gerginliğini kullanarak bu gelişmelerden kendine rant sağlama peşinde..

Dolar ya da TL konusu nereye kadar gidecek, bunu zaman gösterir..

Ama..

AB konusu da çok önemli..

Ve bugün bu konuda Türk halkını bir kez daha “bilgilendirmek” ve tehlikeye dikkat çekmek istiyorum..

Neden mi?

Okuyun, anlayacaksınız..

“AB KONUSUNDA CAHİLSİNİZ”

Bir AB üyesi ülkenin yayın organı şöyle diyor:

“Türk kamuoyu AB konusunda çok cahil..

Hatta entelektüellerinin bile AB’nin tarihi geçmişi, mazisi, anayasası ve marşı hakkında derin bir fikri yoktur..”

Bence, yerden göğe kadar haklı..

Çünkü..

Felsefe soru sormakla başlar..

Sorunun olmadığı yerde cevap, cevabın olmadığı yerde de uygarlık olmaz..

Avrupa Birliği üzerine konuşanların yapmadığı budur..

Avrupa Birliği fonlarından “para” alabilmek için sürekli proje geliştiriyoruz..

Ama..

Bu parayı “hibe” olarak veren AB’nin amaçlarını hiç sorgulamıyoruz..

Daha doğrusu..

“AB nedir” sorusunu –gerektiği gibi- hiç sormuyoruz..

HAYAL İLE GERÇEK FARKLI

Aslında..

Türklerin hayal ettiği AB ile gerçek AB birbirinden çok farklı..

Sahip olmak isteyip de olamadığımız ne varsa, hiç bir ücret ödemeden alabileceğimiz yer olarak düşünüyoruz..

Çünkü, birileri böyle düşünülmesi için çabalıyor..

Oysa..

AB, insanların beklentisini karşılamak için kurulmuş bir hayır kurumu değil..

Böyle bir şey zaten kapitalizme aykırı..

AB de sosyal değil, kapitalist bir kuruluş..

Biliyorsunuz..

Kapitalizm, eşitsizlikten ve sömürgecilikten beslenir..

Kapitalist ülkeler..

Sömürge olarak gördükleri ülkelere üç almadan bir vermezler..

Çark böyle işler..

Sömürü çarkı durduğu anda..

Kapitalizmin diğer bütün çarkları otomatik olarak durur..

Öte yandan..

Kapitalizmde hiçbir zaman “fakirden yana” ve “zenginden fakire” bir akış olamaz..

Bu nedenle..

AB asla aldıklarından fazlasını vermez..

AB’NİN BESLEMELERİNE DİKKAT

Avrupa Birliği..

Tarih boyunca görülmüş en kapsamlı siyasi (ama kapitalist) bir bütünleşme projesi..

Birçok ülkeden bir ülke..

Birçok milletten bir millet..

Birçok halktan bir halk kurma çabası..

Bizlere AB hakkında bilgi veren, öven, yere-göğe koyamayan basın-yayın organlarına dikkat edin..

Onlar..

Aslında AB’nin beslediği, maaş verdiği onların kalemşörlüğünü yapan kişiler..

Bu nedenle doğru bilginin halka ulaşması söz konusu olamaz..

“Maaşının” kesilmesini istemiyorsa..

AB’nin istediği gibi yazmak zorunda..

KAYITSIZ-ŞARTSIZ TESLİMİYET

AB’ye üye olmak..

AB’nin tarihi geçmişi, mazisi, anayasası ve marşını -kayıtsız şartsız- kabul etmek demek..

Bu nedenle..

Birçok AB üyesi ülke, AB’den çıkmak istiyor..

Buna rağmen..

Bizi üye yapma konusunda nazlanmalarına sakın kanmayın..

Bu, “istemem, yan cebime koy” taktiğidir..

Bizi şartlarını kabul etmeye zorluyorlar..

Kabul ettiğimiz anda, hemen alacaklar..

Şartları ne?

- Kaynaklarını özelleştir..

- Milli dilinden vazgeç..

- Eyalet sistemini getir..

- Azınlıklara istediklerini ver..

Yani..

Bölünün, parçalanın ve bize teslim olun..

HALA AB’Yİ İSTİYOR MUSUNUZ?

AB gerçeği budur işte..

Farklı düşünüyor olabilirsiniz..

Ama..

Önce sorun, sonra o sorulara cevap bulmaya çalışın..

Hala AB üyeliği istiyorsanız..

Tanrı yardımcınız olsun..